Pestisitlerin meme kanseri için önemli risk oluşturduğunu belirten Doç. Dr. Fatma Ümit Malya, “Tarım çalışanlarının daha fazla pestisitlere maruz kaldığı düşünülse de aslında besinler yoluyla tüm insanlar risk altındadır. Özellikle son dönem yapılan çalışmalar organik ürünlerle beslenmenin menopoz sonrası meme kanseri riskini azalttığını gösterdi. Buradan hareketle pestisitlerin meme kanseri için fevkalade önemli risk oluşturduğu tartışılmaktadır” dedi.
Medipol Üniversitesi Sefaköy Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Fatma Ümit Malya, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası kapsamında meme kanserine ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Doç. Dr. Fatma Ümit Malya, pestisitlerin meme kanseri için önemli risk oluşturduğunu belirterek, “Her 8 kadından birinin hayatı boyunca meme kanserine yakalanma riski vardır. Yapılan çalışmalara göre, meme kanserinin sadece yüzde 5 ila 10’unun genetik olmasıyla birlikte meme kanseri oluşumunda çevrenin ve kişinin yaşam tarzının önemi oldukça yüksektir. Obezite, hareketsiz yaşam ve alkol kullanımı gibi faktörlerin meme kanseri için büyük risk oluşturduğu vurgulanır. Öte yandan çevre kirliliğine yol açan maddelerin meme kanseri ile olan ilişkisi son dönemde gündeme gelmiştir. Özellikle son dönem yapılan çalışmalarda organik ürünlerle beslenmenin menopoz sonrası meme kanseri riskini azalttığı gösterilmiştir. Buradan hareketle pestisitlerin meme kanseri için fevkalade önemli risk oluşturduğu tartışılmaktadır” diye konuştu.
“Fasulye, karpuz, patates ve domatese dikkat”
Pestisitlerin tarım sektöründe kullanılan ve ürünlerin zararlı böceklerden korunmasını sağlayan maddeler olduğunu ifade eden Doç. Dr. Malya, “Tarımda en yaygın olarak kullanılan böcek öldürücü organofosfatlar klorpirifos ve asefattır. Ancak bu maddeler sadece bu böceklere değil etraflarında bulunan diğer canlılara da zarar vermektedir. Örneğin kuşlara zarar vererek ölümlerine yol açmakla birlikte havaya da karışır. Amerika’da yapılan bir çalışmada bu maddelere ait izler birçok kişinin idrar analizlerinde saptanmıştır. Tarım çalışanlarının daha fazla pestisitlere maruz kaldığı düşünülse de aslında besinler yoluyla tüm insanlar risk altındadır. Pestisitlerin en yaygın olarak tespit edildiği besinler fasulye, karpuz, patates ve domatestir. Meme kanseri oluşumunda hormonal dengede olan bozulmalar da özellikle kandaki östrojen miktarını arttıran faktörler etkilidir. Pestisitlerin de özellikle endokrin sistemi üzerinde etkilerini belirten çalışmalarda bazı kanser türleriyle ilişkili olabileceğini göstermiştir. Lenfoma, erkekte prostat kanseri ve kadında meme kanseri olarak karşımıza çıkar. Bu sonuçlar deneysel çalışmalar olarak daha belirgin şekilde karşımıza çıksa da son dönemde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda insanlar üzerinde de bu etki gözlemlenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü özellikle Birleşmiş Milletler ile beraber dünya genelinde pestisit kullanımını azaltmaya yönelik çalışmalar yürütmektedir” şeklinde konuştu.
“Sirke yerine karbonatlı suda bekletin”
Doç. Dr. Fatma Ümit Malya, pestisitlerden korunmak için alınabilecek önlemleri şu şekilde açıkladı: “İlk başta tükettiğimiz gıdaların mümkün oldukça doğal ortamda yetişmiş organik ürünler olmasına özen göstermeliyiz. Bir diğer önemli nokta ise besinlerimizi çok iyi yıkayarak tüketmeliyiz, böylece bu zararlı maddelere maruz kalma ihtimalimizi azaltacaktır. Doğru bilinen yanlışlardan birisi de sebze ve meyveleri sirkeli suda bekletmenin pestisitlerden arındırmada faydalı olacağıdır. Sirkeli su mikroorganizmaları uzaklaştırmada etkili olabilir ancak pestisitlerden arındırmada belirgin bir etkisi bulunmaz. Sirke yerine ise bir tatlı kaşığı karbonatlı suda bekletmek faydalı olabilir. Pestisitlerden kurtulabilmek için meyveler bolca yıkanmalı ve kabuğu soyularak tüketilmelidir, sebzeler ise karbonatlı suda bekletildikten sonra bolca suda yıkanmalıdır.”
Kaynak: İHA