Duygusal dayanıklılığın çocukluk çağında oluştuğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Nicel Yıldız Silahlı, “Ruhsal dayanıklılık çocuklara hayat serüvenleri boyunca, ergenlik ve gen erişkinlik döneminde karşılaştıkları zorluklar ile başa çıkmayı öğretir ve erişkinlik dönemlerinde ihtiyaç duydukları durumlarda çözüme ulaşmalarını sağlar. Stresli olaylar ve zorluklar karşısında farklı bakış açıları geliştirerek iyilik halini koruma ve dayanıklılık mümkündür” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nicel Yıldız Silahlı, çocuklarda psikolojik dayanıklılık oluşturmak için ailelere tavsiyelerde bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Yıldız Silahlı, çocukların Dünya’yı erişkinlerden farklı gözle görüp anlamaya çalıştığına dikkati çekerek, “Erişkinler korku ve belirsizlik algılarını en aza indirmek için seçimler yapar ve bu seçimlerin farkındadır. Hayatın iniş ve çıkışlarından çocukları izole etmek onları üzüntülerden korumak her zaman mümkün olmayabilir. Hastalık, ölüm, savaş gibi olumsuz yaşam deneyimleri çocukların anlamlandıramadığı farklı korkular geliştirmesine kaygı yaşamalarına neden olabilir. Günümüz ortamında çocukların ve gençlerin güçlü yanlarını geliştirmeleri, başa çıkma becerileri kazanmaları, zorluklardan kurtulmaları ve gelecekteki zorluklara hazırlıklı olmaları gerekmektedir” diye konuştu.
“Stresli olaylar farklı bakış açısı geliştirebilir”
Ebeveynlere büyük bir sorumluluk düştüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Silahlı, “Ebeveynler çocukların duygusal durumlarını anlayıp doğru bir şekilde kılavuzluk ederek onlara olumsuz durumlarda başa çıkma yolları göstermesi gerekir. Ruhsal dayanıklılıklarını arttırarak çocukların zorluklarla başa çıkmalarını sağlamak mümkün olabilir. Ruhsal dayanıklılık çocuklara hayat serüvenleri boyunca, ergenlik ve gen erişkinlik döneminde karşılaştıkları zorluklar ile başa çıkmayı öğretir ve erişkinlik dönemlerinde ihtiyaç duydukları durumlarda çözüme ulaşmalarını sağlar. Stresli olaylar, zorluklar karşısında farklı bakış açıları geliştirerek iyilik halini koruma ve dayanıklılık mümkündür. Günümüzde aileler çocuklarının fiziki gelişimi yanında psikososyal gelişimlerini de önemsemektedir. Bu durum aynı zamanda iyilik halini korumaya çalışan ebeveynin de büyük bir stres altında kalmasına yol açabilir. Ebeveyn iyilik halinin sağlanması çocuğun iyilik halinin oluşturulmasında temel noktalardan biridir. Hayatta başarılı olmak için dayanıklı olmaları gerekir. Ebeveynlerin çocuklarının yeteneklerini ve içsel kaynaklarını tanımlamaları gerekir. Doğru alanlarda kendini yeterli hisseden çocukların bir durum ile başa çıkabilme becerisi artar” şeklinde konuştu.
“Evde fiziksel ve duygusal güvenlik ortamı oluşturun”
Dr. Öğr. Üyesi Silahlı, ailelerin çocuklarını koruma arzularının bazen kötü sonuçlar doğurabileceğini işaret ederek şöyle konuştu: “Bireysel güçlü yönlerine odaklanmalarına yardımcı olmak, karar almalarını güçlendirmek, kardeşlerin yetkinliklerini bireysel olarak tanımak ve karşılaştırmalardan kaçınmak çocukların belli alanlarda kendilerini daha yeterli hissetmelerine yardımcı olur ve sorunlarla başa çıkma becerilerini güçlendirebilir. Özellikle ebeveynlerin çocuklarını koruma arzuları ve çocuğun görevlerini yerine getirme becerisinin olmadığına dair mesajları çocukların kendilerini bir konuda yeterli hissetmelerine engel olabilir. Aile ve toplumla yakın bağlar geliştirmek, güçlü değerlere yol açan, sevgi ve ilgiye giden alternatif yıkıcı yolları engelleyen sağlam bir güvenlik duygusu oluşturur. Çocukların rol model alabilecekleri erişkinlerle bağ kurmasını sağlamak, olumlu davranışlarını pekiştirmek, ev ortamında fiziksel ve duygusal güvenlik ortamı oluşturmak, duygularını ifade etmelerin sağlamak, zor zamanlarda ebeveynine ulaşabileceğini hissetmesi, aile içerisindeki sorunlar için çözüm arayışına tüm aile bireylerini dahil etmek, aile bireylerinin birbirleriyle vakit geçirmesini sağlamak ruhsal dayanıklılığın geliştirirken aile içi bağları da güçlendirecektir.”
“Maneviyatı teşvik edin, nefret dolu ifadelerden kaçının”
Bir çocuğun özgüveninin kendi yeteneklerine olan inancından kaynaklandığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Silahlı, “Bu bağlamda her çocuğun içinde en iyiye odaklanmak ve kendisinin de bunu görmesini sağlamak, iyi davranışları fark etmek, belirli başarıları dürüstçe övmek, adalet, bütünlük, sebat ve nezaket gibi en iyi nitelikleri açıkça ifade etmek yararlı olacaktır. Özgüven oluştururken; özgünlükten yoksun olabilecek övgü dağıtmamak, çocuğu üstesinden gelebileceğinden fazlasını üstlenmeye zorlamamak gerekmektedir. Çocuklar doğruyu yanlıştan ayırt etmek ve başkalarına karşı şefkatli bir tutum sergilemek için sağlam bir ahlak ve değerler seti geliştirmeye ihtiyaç duyarlar. Çocuğunuzun karakterini güçlendirmek için; davranışların başkalarını nasıl etkilediğini gösterin, çocuğunuzun kendini sevecen biri olarak tanımasına yardımcı olun, topluluğun önemini gösterin, maneviyatın gelişimini teşvik edin, nefret dolu ifadelerden veya klişelerden kaçının. Çocukların içinde oldukları için dünyanın daha iyi bir yer olduğunu anlamaları gerekir. Kişisel katkının önemini anlamak, bir amaç ve motivasyon kaynağı olabilir. Dünyadaki birçok insanın ihtiyaç duydukları şeye sahip olmadığını çocuklara iletmek, cömertliği modelleyerek başkalarına hizmet etmenin önemini vurgulamak ve her çocuğun belirli bir şekilde katkıda bulunması için fırsatlar oluşturmak çocukların kişisel katkılarını görmelerini sağlarken motivasyonlarını arttırabilir. Stresle etkili bir şekilde başa çıkmayı öğrenmek, çocuğunuzun hayatın zorluklarının üstesinden gelmeye daha iyi hazırlanmasına yardımcı olacaktır. Çocuğun olumlu başa çıkma çabalarını desteklemek gerekir” açıklamasından bulundu.
“Cezalandırmak yerine rol model olun”
Dr. Öğr. Üyesi Silahlı, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Çocuklara olumsuz davranışı durdurmasını söylemek genellikle pek etkili olmaz. Çocuklar birçok riskli davranışı günlük yaşamlarındaki stresi ve acıyı hafifletmek amacıyla yapar, ebeveynin çocuğun olumsuz davranışlarını kınaması ve potansiyel olarak utanç duygusunu arttırması güven duygusuna zarar verebilir. Kararlarının sonuçlarını kontrol edebileceklerini fark eden çocukların, karşılaştıkları zorluklar sonrası geri dönme yeteneğine sahip olduklarını fark etmeleri daha olasıdır. Çocukların bir fark oluşturabileceklerini anlaması, yeterliliği ve güvenlerini arttırır. Çocukların, hayattaki olayların rastgele olmadığını ve olan çoğu şeyin başka bir bireyin seçimlerinin ve eylemlerinin sonucu olduğunu anlamasına yardımcı olmak gerekmektedir. Çocukların eylemlerinin belirli sonuçlar doğurduğunu anlamasına yardımcı olmak için; ebeveynler, çocuklarına davranış modeli oluştururken rol model olmalı, çocukları cezalandırmak veya kontrol etmek yerine yanlış veya doğru davranışları öğretmeyi öncelemelidir. Unutulmamalıdır ki çocuklar, hayatlarında onlara inanan ve onları koşulsuz seven bir yetişkin olduğunu bilmeye ihtiyaç duyarlar. Çocukların yaşamı ebeveynin beklentilerinin yüksekliği veya düşüklüğüne göre şekil alacaktır. Dayanıklılığı sürdürebilmek güç olmakla birlikte çocukların kendi zorluklarını aşma ve daha dirençli, daha yetenekli ve daha mutlu olma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olunabilir.”
Kaynak: İHA