Ak Parti’nin Türkiye’de iktidar olması ile birlikte; üniversiteler konusunda da birçok önemli değişiklik yapıldı.
Devlet Üniversitelerinin yanında özel üniversiteler kuruldu.
Özel Üniversiteler içinde; dinsel kökenli Vakıfların kurduğu üniversiteler de oluştu.
Bazı rektör seçimlerinde; kendi üniversitesinde en çok oyu alan aday bir kenara konularak, Cumhurbaşkanlığı Makamının uygun gördüğü aday rektör seçildi. Bu şekilde bir seçim ile işbaşına gelen rektör, doğrudan üst makamın onayladığı bir eğitim politikasının uygulayıcısı oldu.
Bilindiği gibi; şimdiki Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan, aynı zamanda Ak Partinin de Genel Başkanıdır.
AK Parti ise uyguladığı politikalarla; Dinsel ağırlıklı muhafazakar bir siyasi parti olduğunu ortaya koymuştur.
Böylesine oluşan bir ortamda; AK Partinin bu gün uyguladığı dinsel tarafı ağır basan eğitim uygulamalarına, hiçbir üniversitemizden;”Dur bakalım, Anayasamızın lâik eğitimi emreden hükümleri bu uygulamanıza cevaz vermiyor.”diyen, bir fren sesi duyulmuyor.
Anlaşılan, Türkiye’de eğitim öğretim veren bütün üniversiteler; AK Partinin uyguladığı dinsel ağırlıklı bu eğitim politikasını kabul etmiş görünüyorlar.
Üniversitelerimizin bu suskunluğudur ki; lâik eğitim sistemi karşıtı sarıklı- şalvarlı din yobazları, Büyük Atatürk’ün heykellerine baltalarla saldırmakta, kravatlı-gömlekli yobazlar ise; tv ekranlarından ve gazete köşelerinden O’na hakaretler yağdırmaktadırlar.
Oysa, Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Üzerinde yaşadığımız bu kocaman coğrafyayı bize vatan olarak armağan eden adamdır.
Ve O Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür ki; Kurduğu Cumhuriyetin Anayasasına “lâiklik” ilkesini koyarak bize inanç ve ibadet özgürlüğünü bahşeden adamdır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü yok sayarak; Bu ülkeye dinsel ağırlıklı bir toplumsal sistemi getirmek isteyenler, kesinlikle yanılacaklardır.
Umarım çok geç kalmadan bunun farkına varırlar…