Milli İrade, SİYASETEN kullanılabilecek bir GÜÇTÜR.
Hem de, bir Şahsın, bir grubun ya da siyasi bir tarafın iradesinden her zaman için daha güçlü, daha caydırıcı ve daha da değerli bir güçtür. Tarihimiz,”Milli İradenin” siyasi alanda kullanımı ile ilgili olumlu ve olumsuz birçok örnek ile doludur.
Milletin, Meclis kanalı ile oluşturduğu bu İRADE, Yönetenlere, yol gösterdiği gibi, gerek iç Kamuoyu gerekse dış Kamuoyuna karşı da onları siyasi açıdan güçlü kılar, siyaset sahnesinde ilkeli duruş gösterme ve manevra yapma imkanı verir.
Bırakın Devleti, kurumsal şirket ve yönetimler bile, o şirketin bileşenlerinin oluşturduğu genel kurulları üzerinden belirledikleri İRADE ile şirket yöneticilerinin yetkililerini kontrol altına alır, şirketin geleceğini bütünü ile şahıs eline bırakmazlar.
Bu anlayışla, en gelişmiş idare şekli olan demokrasilerde Yönetim, Millet İradesi doğrultusunda çalışmak zorundadır. Bunun hayata geçiş şekli ve zemini de seçilen Milletvekillerinin
oluşturduğu Millet Meclisidir. Milli İradenin ve Meclislerin demokrasideki bu değeri, Ülkelerin en güzel ve görkemli yapıları ile şeklen de ortaya konur.
Coşku ile kutladığımız 30 Ağustos Zaferine de, MİLLİ İRADE açısından dikkat çekmek istiyorum.
Mehmetçiğin başarısı adına gurur duyarken, bu Zaferde Meclisin katkısını, Türk Ordusu üzerindeki himaye ve kontrolünü de önemle vurgulamamız ve övünç duymamız gerekir diye düşünüyorum.
Varoluş mücadelesi verilirken bile, Başkomutan Mustafa Kemal”in, savaşın her safhasında TBMM'ni bilgilendirmesi ve onu etkin kılarak desteğini alması Milli İradeye saygı anlamında dikkat çekicidir. Bu sayede iç cepheyi güçlendirme, Milli İradeyi canlandırma ve ondan güç alma becerisi günümüze ders olacak bir değer ve niteliktedir. Çünkü o biliyordu ki, Meclisin ve Devletin kurumsal süzgecinden geçmeyen, Millete mal edilemeyen kişisel yaklaşım ve kararlarının yeterli desteği ve gücü sağlaması çok zor olacaktır.
O şartlarda dahi ŞAHSI değil, MİLLİ İRADE’yi ön planda tutan Tarihi Meclisimiz”i ve Milletvekillerini, ATATÜRK ve Tüm Kahramanlar’ımız ile birlikte saygı ile anıyorum.
O günlerin Meclis ruhu ve sorumluluk anlayışının, bugün yaşadığımız zorlu mücadeleye DERS olmasını ve “Milli İrade” nin oluşmasına engel olan uygulama, yaklaşım ve kutuplaştırıcı siyasetin sona ermesini temenni ediyorum.
Sağlıcakla kalın.
1 Eylül 2020
