24’Temmuz günü, Türk Tarihinde önemli bir gündür.
O gün, yani 24’Temmuz 1922’de T.C.Devleti’nin Nüfus Kâğıdı sayılan Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştı.
Aynı gün basından sansürün kaldırılışının yıldönümüydü. Bir şekilde Gazeteciler Bayramı idi.
O gün, yani 24’Temmuz Günü; Belediye Başkanı Sn. Recep Gürkan, Lalezar Bahçesi’nde 656.Tarihi Kırkpınar’ı değerlendiren bir basın toplantısı düzenlemişti.
Başkan Gürkan Kırkpınar ile ilgili görüş ve düşüncelerini açıkladıktan sonra, Lozan Barış Antlaşması’na da değinmişti.
Sözünün bu bölümünde Ben; “ Sn. Başkanım keşke bu konuşmayı Karaağaç’ta Lozan Anıtı’nın önünde yapsaydınız” demiştim.
Sn. Başkan önce itiraz ettiyse de daha sonra fikrini değiştirdi ve; “Haydi Lozan Anıtı’na gidiyoruz” dedi.
Bence çok da isabetli bir karar vermişti.
Çünkü orada çekilen fotoğraflar, konuşulan sözler ve İsmet Paşa’nın Büstü’ne konulan bir demet Beyaz Gül, günün anlamıyla çok bağdaşmıştı ve kamuoyuna da böyle yansıtılmıştı.
Yani bir şekilde Belediye Başkanı Recep Gürkan, bireysel gayretiyle; Lozan Meydanı’nda, Lozan Anıtı önünde yaptığı konuşma ve davranışlarıyla Lozan Barış Antlaşmasının 94.Yıldönümünü kutlamıştı.
Lozan Meydanı’ndaki bu etkinlik sonrasında Başkan Recep Gürkan’a; “ Sn. Başkanım şöyle yürüyerek Karaağaç çarşısından bir geçseniz. Hem siz durumu görün ve hem de Karaağaç halkı sizi mahallesinde görsün” önerisinde bulundum.
Sağ olsun Sn. Başkan önerimi kabul ederek; Karaağaç’ta özellikle kafe işletmecileriyle birebir diyalogda bulundu, onların sorunlarını dinledi ve çözüm yolları için önerilerde bulundu.
Sn. Başkan Recep Gürkan’ın bu türden gezi ve incelemelerini diğer semtlerde de yaptığı ve yapacağı kanısına vardım.
Özetlersek; Halk, Vali, Belediye Başkanı, Milletvekili gibi üst düzey yöneticilerini belirli periyotlarda arasında görmek istiyor.
Böyle olmasında büyük yararlar olduğu da açıkça görülüyor.