2025 yılında uygulanacak asgari ücret hakkında açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, “Emekçilerin bu rakamla 2025 yılını geçirebilmesi mümkün değildir. Nasıl oluyor ki devlet, emekçiye vereceği ücretlerle ilgili olarak alacağına şahin, vereceğine karga muamelesi yapıyor?” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, CHP Edirne İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Zeybek, 2025 yılında uygulanacak asgari ücretin, toplumun tüm kesimlerinin tepkisine neden olduğunu ifade etti.
Zeybek, “Türkiye’de asgari ücret, 2021 yılına kadar yılda 1 kez Aralık ayının son haftasında açıklanıyordu. 2022 ve 2023 yılında ise 2 kez asgari ücret açıklandı. Çünkü yüksek enflasyon vardı. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına göre yüzde 80’ler seviyesinde olan enflasyon ENAG rakamlarına göre yüzde 140’lar seviyesindeydi. O nedenle ocak ayında verilen ücret artışının yılın 12 ayını götürmesi mümkün değildi. Bu nedenle 2022 ve 2023 yıllarında 4 kez asgari ücret açıklamış oldu. 2024 yılında iktidarın 1 Ocak’ta açıkladığı enflasyon rakamlarının da dikkate alarak belirlediği asgari ücretten sonra toplumun bütün kesimleri 1 Temmuz’da yeni bir asgari ücret artışı yapılacağını öngörüyordu. Çünkü asgari ücret açlık sınırının altına düşmüştü. Bunu yapmadı, bunu yapmamasının temel gerekçesini anlatırken de enflasyon hedefine ulaşabilmek için emek ücretlerinin düşük tutulması gerektiğini söyledi. Kendisini desteklemek adı altında başta yandaş iş dünyasının derneklerine, sanayici kuruluşlarına açıklamalar yaptırdılar. Ancak geldiğimiz noktada 2024 yılında TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamı yüzde 47’nin üzerinde. Bunun anlamı şu demek; 1 Ocak 2024’teki 1000 TL’nin satın alma gücü, 1 Ocak 2025’te 1500 TL ile anca karşılanabilir. O da TÜİK rakamlarını esas aldığımızda. ENAG’ın açıkladığı rakamlarda enflasyon yüzde 65’lerin üzerinde. Bu nedenle de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, ay başında yaptığı grup toplantısında asgari ücretle ilgili beklentimizi açıkladı. ‘Asgari ücret en az 30 bin lira olmalı’ dedi. Türk-İş 29 bin liranın üzerinde bir asgari ücret beklentisini ifade etti. İktidara yakın çevrelerde en az enflasyon rakamı kadar bir artışın gerçekleşeceğini kamuoyuna pompaladılar. O da 24-25 bin lira bandında bir asgari ücret anlamına geliyordu. Ancak görünen o ki, dün Türk-İş’in toplantıyı terk etmesinin sonrasında kendisine yakın olan sendikalarla bir araya gelen iktidar, 22 bin 104 lira açıklaması yaptı. Şu anda açlık sınırı 21 bin TL. Bu asgari ücret 12 ay boyunca Türkiye’de geçerli olacak. Bu Türkiye’deki yaygın olarak yaşadığımız ekonomideki daralmanın, yüksek enflasyonun, işsizliğin, hayat pahalılığının temel suçlusu olarak iktidarın, çalışanları gördüğünün ölçütüdür. O nedenle de çalışanlardan intikam almak için bu ücreti açıklamıştır. Bunun başka bir açıklaması yoktur. Yani bir yıl içinde TÜİK’in açıkladığı rakamlar yüzde 47, ENAG’ın açıkladığı rakamlar yüzde 65. yani neredeyse yüzde 30’dan fazla bir reel kayıpla emekçilerin 2025 yılını geçirebilmesi mümkün değildir.” dedi.
Türkiye’de yoksulluk sınırının 70 bin liranın üzerine çıktığını belirten Zeybek, gelir adaletsizliğinin inanılmaz derecede bozulduğunu dile getirdi.
Zeybek, “Türkiye’de yoksulluk sınırı 70 bin liranın üzerine çıkmıştır. Bugün kamuda çalışan işçilerin, memurların, esnafların, küçük işletme sahiplerinin eline ayda net 71 bin lira geçmemektedir. Türkiye’de gelir adaletsizliği inanılmaz derecede bozulmuştur. Milli gelirden en yüksek yüzde birin aldığı pay, en alttaki yüzde yirminin aldığı payın beş katına çıkmıştır. Türkiye zenginliklerini bir avuç kesime aktarmaya ve bunu da yaygın bir ekonomik politika olarak uygulamaya devam etmektedir. Türkiye’nin buradan çıkması mümkün değildir. Bu yöntemle Türk Milletinin huzura ve ekonomik refaha ulaşması mümkün değildir.” şeklinde konuştu.
Zeybek, “CHP olarak yaptığımız asgari ücret çalışmaları, iktidar tarafından dikkate alınmadı.” ifadelerini kullandı.
Zeybek, “22 bin 104 TL’nin açıklandığı gün kiralara gelen artış yüzde 60’ın üzerinde. Yeniden değerlendirme oranıyla toplayacağı vergiler, alacağı harçlarla ilgili getirdiği düzenleme de yüzde 44’ler civarında. Nasıl oluyor ki devlet işçiye, emekçiye vereceği ücretlerle ilgili olarak; alacağına şahin, vereceğine karga muamelesi yapıyor? Üstelik bu asgari ücret, devletin ödeyeceği bir ücret de değil. Asgari ücreti kimin ödeyeceği konusunda Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir yasa teklifi verdik. Bakanlığa da açıklama yaptık. Dedik ki bizim önerimiz 30 bin TL asgari ücretin olması. Ancak tek kişinin çalıştığı, 2 tane işçinin çalıştığı, 5 kişinin çalıştığı, 10 kişiden aşağı personelin çalıştığı işletmelerle ilgili işveren 24 bin lira ödesin, geriye kalan 6 bin liralık kısmını 10 kişiye kadar olan yerlerde devlet sosyal güvenlik katkı payı ödesin. 50 kişiye olan yer 4 bin lira, 100 kişi olan yerlerde de 3 bin liralık bir katkı payı verdiğimizde biz, Türkiye’deki bütün kesimlerin asgari ücreti ödeme konusunda bir yükün altına da girmesini engelleyecek bir çözüm ortaya koyduk. Ama maalesef iktidar bunların hiçbirisini dikkate almadı.” dedi.
Emekli maaşlarına yüzde 13’ler civarında bir artış yapılacağını öngördüklerini belirten Zeybek, “Emeklinin 2025 yılını nasıl geçireceğini kestirmek mümkün değil.” dedi.
Zeybek, “Bu ay da herhalde gene gizlenmiş ve yanlış olacağını hepimizin bildiği enflasyon rakamlarıyla birlikte memur emeklisine, işçi emeklisine, Bağ-Kur emeklisine yüzde 13’ler civarında bir artış yapacaklar. 12 bin 500 liranın altında zaten milyonlarca dul, yetim ya da malul aylığı alanlar varken, 8 milyona yakın insan 12 bin 500 TL emekli aylığıyla geçinirken, şimdi buna gelecek olan 1000-1500 liralık bir artışla emeklinin 2025 yılını nasıl geçireceğini kestirmek mümkün değil.” diye konuştu.
Zeybek ayrıca, Cumartesi günü Ankara’da gerçekleştirecekleri mitinge tüm vatandaşı davet etti.
Zeybek, “Ben buradan bir çağrı yapmak istiyorum; Cumartesi günü Ankara’da yapılacak olan bir kitlesel etkinlik vardı. Sivil toplum örgütlerinin düzenlediği etkinlik. Ama şimdi artık bütün etkinlikler bizim açımızdan asgari ücretle ilgili belirlenen rakamların protesto edildiği birer miting olacak ve şimdi biz bundan sonra toplumun olduğu her yerde olacağız. Türkiye’nin gerçek gündemi yoksulluktur. Türkiye’nin gerçek gündemi açlıktır, enflasyondur, hayat pahalılığıdır, geçim sıkıntısıdır. Türkiye’nin gerçek sorunu, evlenme yaşına gelmiş ancak sevdiğiyle ev kurmaya cesaret edemeyen gençlerin sorunudur. Çocuk yapmaktan korkan genç ailelerimizin sorunudur. Bütün bu sorunlar ortada dururken Türkiye, kendi dışında gerçekleşen olayları birer kahramanlık hikayesine dönüştürerek toplumun gerçek beklentilerini geri plana atamaz. O nedenle sesimizi daha çok yükselteceğiz. Türkiye zengin bir ülke, Türkiye kaynaklarıyla büyük bir ülke. Son derece verimli tarımsal üretimimiz, 3 yanı denizlerle çevrili bir coğrafyada yaşıyoruz. 60 milyar dolar üzerinde turizm gelirine sahip olan bir ülke olmamıza rağmen Türkiye’de giderek bozulan gelir adaletsizliği ve özellikle de emeğin, emekçinin, emeklinin sırtına bindirilen bütün maliyetlerin yarattığı tahribat nedeniyle, bundan sonra artık sesimizi daha yüksek çıkaracağımızın bilinmesi gerekir. Tüm yurttaşlarımızı cumartesi günü Ankara’da saat 13.00’te yapılacak olan asgari ücreti protesto etmeye odaklandığımız mitingimize davet ediyorum.” ifadelerini kullandı.