Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Adli Tıp Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gürcan Altun, ‘cinsel saldırı şüphesi’ ile yargı tarafından muayene edilmesi istenilen çocukları ‘zorla’ muayene etmediği için yeniden yargılanıyor. Edirne Adliyesi önünde açıklama yapan Edirne Tabip Odası Onur Kurulu Üyesi Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, “yargı Tıp etiğine müdahale etmeyi sürdürüyor” dedi.
Edirne Yetiştirme Yurdu'nda kalan üç kız çocuğunu istemedikleri için muayene etmediği iddiasıyla yargılanan ve beraat eden Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Adli Tıp Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gürcan Altun'un davası, Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden Edirne 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başladı. Davayı Adli Tıp Uzmanları Derneği, Türk Tabipleri Birliği, Edirne Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Edirne Şubesi, Edirne Barosu avukatları da izleyerek Prof. Dr. Altun'u yalnız bırakmadı. Dava 10 Eylül 2019'a ertelendi.
Adliye önünde ortak basın açıklamasını okuyan Edirne Tabip Odası Onur Kurulu Üyesi Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, Edirne’de bir defa daha çocuk hakları konusunda yargı ve hekimlik mesleğini karşı karşıya getiren davaya tanık olmanın üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. Dr. Tanrıkulu, meslektaşlarının “Adli Görevi İhmal” suçu nedeniyle 6 yıl önce yargılanıp beraat ettiğini, beraat kararının da gerekçesini anımsattı.
Açıklamada özetle şunlar yer aldı:
“Yasa uygulayıcılar uluslararası sözleşmelere, insan haklarına aykırı davranamaz. Cinsel saldırı mğaduru çocukların muayeneye zorlanması hekimlerine, anayasaya, insan haklarına, çocuk haklarına, Biyotıp Sözleşmesine ve hasta haklarına aykırı davranmasını istemektedir. Kollu gücü marifetiyle, rızası olması çocukların zorla soyarak muayeneye masasına yatırılmasının tasavvuru bile korkunçtur.
Hekimlik mesleği, insan hakları, çocuk hakları ve ceza muhakemesine ilişkin normlar mağdur çocukların zorla muayenesine olanak tanımamaktadır. Tıbbi muayene ancak hasta onay verdiği zaman yapılabilir. Hekimler, Biyotıp Sözleşmesinde belirtilen hastanın özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra müdahale etme yükümlülüğüne uymak zorundadır. Tıp etiğinde ve tıp öğretisinde “Hastanın zorla muayene edilmesi” diye bir kavram yer almamaktadır. Bir çocuğun zorla genital/iç beden muayeneye zorlanması ona yapılan cinsel saldırıdan bir farkı olmadığı gibi“kişide ruhsal travma yarattığı” da tıbben iyi bilinen bir konudur.Söz konusu dava, Anayasanın 17. Maddesinde düzenlenen maddi ve manevi varlığın korunması geliştirilmesi hakkına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. Maddesindeki işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağına, 8. Maddesindeki özel hayatın korunması hakkına ilişkin düzenlemeler ve çocuk hakları sözleşmesindeki çocuğun yüksek yararı ilkelerine aykırıdır.
Çocuklar, devletin, yasaların ve uluslararası sözleşmelerin güvencesi altındadır. Bir kez daha ve umarım son olarak, yargı mensuplarını, ulusal yasa ve yönetmelik ve genelgelere, yanı sıra devlet olarak imzaladığımız uluslararası sözleşmelere uygun davranmaya, yargılama sırasında çocukların kırılganlığını unutmadan hoyrat uygulamalara son vermeye davet ediyoruz. Adalet Bakanlığı ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun çocukların üstün yararı ilkesine aykırı uygulamalar yapan sorumlular hakkında değerlendirme yapmasını bekliyoruz.”
