Edirne Valiliği tarafından kurulan Hazır Beton Santrali, Parke Taşı Üretim Tesisi ve Ahşap İşleme Atölyesi bugün düzenlenen törenle açıldı. Törende konuşan Vali Canalp, tesisler sayesinde daha az maliyetle daha fazla restorasyon yapılacağını belirtirken, ucuz işgücü için de tesiste çalışma sözü verdi. Vali Canalp, “Benim esas mesleğim Valilik değil, kalıpçılık ve marangozluktur. Dolayısıyla kendim de burada ucuz iş gücü olarak tarihi eserlerin restorasyonuyla ilgili konularda bizzat çalışacağım. Kendi emeğimi ve ustalığımı da bu alanda kullanacağım.” dedi.
Meriç Nehri kenarında bulunan Kum Ocağı bünyesinde faaliyet gösterecek olan Hazır Beton Santrali, Parke Taşı Üretim Tesisi ve Ahşap İşleme Atölyesi için açılış töreni düzenlendi. 3 Nehir 1 Şehir Projesi kapsamında yapılacak baraj için beton, köyler için parke taş, kentte gerçekleştirilecek restorasyonlar için de ahşap üretilecek tesisin açılış törenine; Edirne Valisi Ekrem Canalp, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ile kamu kurum ve kuruluşu temsilcileri katılım gösterdi. Törende konuşan Vali Canalp, 3 Nehir 1 Şehir projesi için gece-gündüz demeden çalıştıklarını ifade etti.
Edirne Valisi Ekrem Canalp, törende yaptığı konuşmada, “Ben birey olarak betonu sevmiyorum, hoşlanmıyorum ancak sevmediğim ve hoşlanmadığım betonun bir zaruret olduğunu da kabul ediyorum. Bugün dünyada kurmuş olduğumuz medeniyetin her alanında ve her yerde beton ile yaşamakla karşı karşıyayız. Hangi projeyi yaparsak yapalım mutlaka betonu kullanmak gerekiyor. Bizlerde yapmış olduğumuz birçok işte beton kullandığımız için, bunu da en uygun politikalar ile gerçekleştirebiliriz sorusunun Meriç nehrinin kenarında bulduk. Buraya gelmiş olan kumlar sadece Edirne’nin ihtiyacını değil, İstanbul’un da kum ihtiyacını birçok anlamda karşılıyor. Bu bize aynı zamanda başka bir faydayı daha sağlıyor. Çünkü Edirne dediğimiz zaman aklımıza hep seller geliyor. Bu kum ocağının Edirne’ye sağlamış olduğu en büyük fayda aslında burada ortaya çıkıyor. Çünkü eğer dağlardan kopup gelen o kumların biz çökertme havuzunda önce çökertip daha sonrasında o kumu nehirden toplamazsak; bu kum nehir yatağı üzerinde birikiyor ve nehir yatağı üzerinden biriken kumda nehir yatağını daraltıyor. Dolayısıyla dolayısıyla burada bu kum ocağının bulunması gerçekten Edirne için zarurettir. Kum ocağı aynı zamanda kurulmuş olan beton üretim tesisi ile de farklı bir fonksiyonu yerine getirecek. İhtiyaç duyduğumuz betonu neredeyse yarı fiyatıyla üreteceğiz. Sadece betonda değil, burada kilitli parke taşı üretim tesisi olarak da kazandırmış olacağız. Edirne’mizin tüm idari birimlerinin parke taşı ihtiyacını da buradaki tesiste yarı fiyatına yapacağız. Meriç’in kumları, Lalapaşa’nın toprağıyla çimento fabrikasında işlenecek ve parke taşına dönüşecek. O parke taşı da 253 köyümüzde, köylülerin ayağını tozdan, çamurdan kurtaracak. Heyecan verici. Bu tesisimizin her alanında 3 Nehir 1 Şehir projemizi hayata geçiriyoruz. Bu proje çerçevesinde kendi sınıfında dünyanın en büyük barajını yapıyoruz. Yine aynı şekilde 14 arşimet tribünü ile yine kendi alanında en büyük elektrik üretim santralini yine Meriç’in üzerinden 2 kilometre aşağıda kurmuş olacağız. Şuanda projemizin en ehemmiyetli olan kısmının yüzde 70 ‘ini bitirdik. Kurmuş olduğumuz bu şantiye ile şu anda temel sağlamlaştırma çalışmaları yapıyoruz. Yani 5 katlı bina kadar nehir tabanında, aşağı iniyoruz, nehir tabanında sağlam zemini buluyoruz, bulmuş olduğumuz sağlam zeminde 5 katlı bina şeklinde nehir tabanını tekrar inşa ediyoruz. Ve biz de kuracağımız dünyanın kendi sınıfındaki en büyük barajı da bu sağlam zemin üzerine kurmuş olacağız. Gerçekten gece-gündüz çalışıyoruz. Edirne’de şu anda geceleri de çalışan başka bir şantiye var mıdır çok emin değilim. Ama bir şeyden eminim; bizim 3 Nehir 1 Şehir projemiz, sadece gündüzleri değil, geceleri de aynı çalışmaya devam ediyor. Sabahlara kadar çalışıyoruz; gece-gündüz çalışıyoruz. Bugün burada açılışını yapacağımız aslında 3 farklı tesis var. Bunlardan bir tanesi beton üretim tesisi, ikincisi parke taşı tesisi, üçüncüsü de ahşap işleme atölyesi. Ahşap işleme tesisimiz sadece Böcek Mektebi için ihtiyaç duymuş olduğumuz ahşabı işlemekle kalmayacak, bundan sonra Edirne’de yapacağımız tarihi dokuya uygun bütün binalardaki ahşap işlerini de çok uygun fiyatlar ve koşullarla burada kendimiz yapıp çok daha fazla binayı kurtarma imkanına sahip olacağız.” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından tesisleri gezen Vali Canalp, ucuz işgücü için tesiste çalışma sözü de verdi.
Vali Canalp, “Buradaki bu tesis bize çok ucuz fiyata, çok daha fazla sayıda restorasyon yapma imkanı sağlayacak. İşin esas kısmı maliyettedir. Maliyetleri azaltırsanız, çok daha fazla işi yapmak mümkün oluyor. Bir de ucuz iş gücü tabii ki. Ucuz iş gücünü de şöyle temin edeceğiz; ahirette mesleğin nedir diye bir soru olsa, ‘Valiyim’ cevabı vermem; çünkü benim esas mesleğim Valilik değil, kalıpçılık ve marangozluktur. Dolayısıyla kendim de burada ucuz iş gücü olarak gelerek tarihi eserlerin restorasyonuyla ilgili konularda bizzat çalışacağım. Kendi emeğimi ve ustalığımı da bu alanda kullanacağım.” dedi.