Türkiye’de yaklaşık 50 çeşit tarhana bulunuyor. Şifa kaynağı geleneksel lezzetimiz Tarhana Çorbası’nın, proje ile okullarda öğrencilere ikram edilmesinin ardından bu kez paneli yapıldı.
Özellikle kış aylarında grip hastalarının şifa niyetine tükettiği, hemen evde pişirilen geleneksel lezzetimiz Tarhana Çorbası, Trakya Üniversitesi’nde düzenlenen panelde gündeme getirildi.
Balkan Yerleşkesi Merkez Kütüphane Salonunda düzenlenen Tarhana paneline Havsa Kadın Girişimciler Kooperatifi üyeleri de katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Ahmet Hamdi Zafer, ülkemizde yaklaşık 50 çeşit tarhana olduğunu belirterek, Orta Asya, Anadolu, Balkanlar gibi geniş coğrafyada yapılan bir çorba çeşidi olduğunu söyledi.
Zafer, “Kökeni olarak Türklerin Orta Asya kolu düşünülmektedir. Bu çorbanın adının kökeni olarak farsça terhane şekli gösterilir. Kelimenin bu şekilden gelişip Türkleştireceğini düşündü. Ülkemizde yaklaşık 50 çeşit tarhana olduğu bilinmektedir.
Bunlardan bazıları Ege, Trakya, Gediz, Sivas, Maraş, Beyşehir, Kastamonu, yaş, göce, göçmen,
kızılcık, hamur, et, süt, üzüm tahılları ve top, ak, kıymalı, şalgamlı ve pancarlı tarhanalardır. Yani bu çeşit şekillerde tarhanayı bize sunuyorlar. Bu çeşitlilik yöresel olarak kullanılan ham maddedeki değişikliklerle sunum şeklinden kaynaklanmaktadır. Araştırmacılar tarhananın özellikle bebekler, oyun, okul çağı çocuklar ve protein gereksinimi yüksek olan risk altındaki kişiler için yararlı bir gıda olduğunu söylemektedirler. Zaten şöyle bir halk arasında da şey
var; annelerimizin de hep bize yapmış olduğu tarhanalar her zaman bir fayda grip olduğumuz zaman şifa niyetine her zaman kullanılıyor” dedi.
Havsa Belediye Başkanı Aydın Balkan, Havsa Kadın Girişimcileri ve Havsa Kooperatifinin gıda konusunda yaptığı çalışmaları anlattı.
Balkan, “Bundan 1 yıl önce, kadın girişimciler ile kadın kooperatiflerinin geliştirilip geliştirilemeyeceği konusunda birçok tartışma vardı ve bugün Havsa Kadın Girişimcileri ve Havsa Kooperatifinin artık işleyişini ve çalışmasını kutlar nitelikte etkinlikler yapar olduk. Ama buraya kadarki süreçte başınızdan ne gibi başarılar ya da ne gibi başarısızlıklar geçti diye onlara sormak lazım. Gece gündüz çok yoğun çalıştılar. Sabahları pazarda toplandılar, gıda konusunda daha inovatif nasıl düşünebilirler, toplu tüketim konusunda sektöre girdiklerinde nasıl yarışabilirler gibi konular üzerinde sürekli konuştuk ve tartıştık. Bu hikayenin farklı farklı paydaşları var. Şuan burada saydığım protokolün bize emeği çok fazla. Kooperatifteki ablaları için kendi disiplinlerini bir araya getiren öğrencilerimiz var. Bu öğrencilerimiz aynı zamanda gelecekteki kendi meslektaşları olacak olan Yeditepe Üniversitesi Gastronomi bölümündeki arkadaşları davet ettiler. Bugün turistik destinasyon olan Edirne’yi gezdirdiler. Ve şimdi de tarhana sempozyumunda ağırlıyorlar. Aynı zamanda Trakya Üniversitesi Aşçılık bölümü öğrencilerimiz de burada, onlar da bu projenin paydaşları oluyorlar. Bugün yapmak istediğimiz şey; bilimleri bir arada çalışarak bu yapıyı, bu ürünleri pazarlanabilir, daha bilinir olmasını sağlamak” dedi.