Edirne’de şekerlemeci Arif Meriç, “mor kurabiye” üretti. Meriç, koronavirüs nedeniyle aylardır sıkıntı ve stres yaşayan vatandaşlara moral olması adına ismini ‘Moralize’ koyduğu kurabileleri tatmak ve moral bulmak için herkesi Edirne’ye bekliyor.
Şekerlemeci Arif Meriç, yıllardır tek felsefesinin insanları Edirne’ye davet etmek olduğunu söyleyerek “Edirne’de hem aklınız, hem kalbiniz, hem ruhunuz, hem dil ve damağınız şenlenecek” dedi ve vatandaşları Edirne’ye çağırdı.
Pandemi sürecinin zor geçtiğine değinen Meriç, “İddia ediyorum; şu günlerde bütün dünyanın stresini bir tek Edirne yerle bir eder.” dedi. Meriç, 3 ay boyunca denemeler yaparak mor kurabiye ürettiklerini, yiyenin yüzünün gülmeye başladığını söyledi.
Meriç şunları söyledi; “Şu anda dünyanın morale ihtiyacı var. Bunu ne için yaptığımızı soruyorsunuz. Ben de Edirneli Arif usta olarak diyorum ki; uzmanlar diyorlar stresi yerle bir eden morda bir mucize var. Peki bu mor mucizeyi, sebze ve meyveyi bir tarafından tereyağı bir tarafından içine koyduğumuz bademi ve lavantasıyla beraber öyle bir kurabiye elde ettik ki çünkü bizim ve bütün dünyanın stresini yerle bir edecek bazı yiyeceklere ihtiyacımız var. Biz de çalışmalarımızın neticesinde dedik ki bu mordan acaba ne çıkarabiliriz? 3 ay deneme yaptık. Binlerce kişiye yedirdik. Her yedirdiğimiz misafirimiz bize tek bir şey söyledi. Yüzüne bakıyorum o moralsiz olan insan tebessüm etmeye başlıyor. Allah Allah dedim. Şaşırdım. Binlerce kişiye ikram ettik. Yedirdik. İnanın şöyle bir şey çıktı meydana. Bu dünyanın morale ihtiyacı var. Çünkü bu bizi ne kadar meyve ve sebzelerin o mucizevi olan güzelliğini bir araya getirdi. Topladık. 41 yıllık sanat eserimiz olarak buradan dünyaya ilan ediyorum. Diyorum ki 1 tane moralize çay ile beraber yenilip içildiğinde insana ne kadar huzur verdiğini göreceksiniz.”
Dünyanın evine kapandığını ve zor günler yaşadığını belirten Meriç, Edirne’ye ziyaret gerçekleştirenlere ikram edeceği ürünlernen ücret talep etmeyeceğini; Edirne’nin güzelliğini sadece Edirnelilerin değil herkesin yaşamasını istediğini kaydetti.
Meriç, “Biz Edirne’nin kokusunu dünyaya duyurmak mecburiyetindeyiz. Buradan bütün dünyaya sesleniyorum. Eğer bu fani dünyada huzur istiyorsan Edirne’yi görmelisin. Edirne’nin hazzını çıkarmalısın. Hele hele şu günlerde bütün dünyanın stresini bir tek Edirne yerle bir eder. İddia ediyorum. Lütfen Edirne’ye geliniz. Edirne’de bu güzelliği hep beraber yaşayalım. Üzüntülü gelirseniz, giderken sevinçle gideceksiniz. Binlerce güzelliği yaşayacaksınız. Neden bunu söylüyorum? Gelenler yaşadı. Gidenler de yaşadı. Şimdi sıra sizde. Lütfen koronavirüsünün bu kadar aciz ve fakir olduğunu görmek isterseniz Edirne’ye geliniz. Edirne’de güzelliği gözlerinizle görün, kulaklarınızla işitin, aklınızla tefekkür edin, ruhunuzla da doya doya yaşayın. Böyle bir yer dünyanın hiçbir yerinde yok. Bunu ben söylemiyorum. Bunu tarih söylüyor. Bunu milyonlarca insan söylüyorum. Gelenler gidenler ‘Ben daha önce neden gelmedim? Neden bu güzelliği görmedim? Hayatımdaki noksanlık Edirne’yi ziyaret ettikten sonra tamamlandı.’ Diyor. Ben bütün dünyanı hususen memleketimin insanını Edirne’ye davet ediyorum. Edirne’de güzelliği yaşarken göreceksiniz. Canlı bir hayat varmış diyeceksiniz. Dünya ölmüş gidiyor ama canlı hayat Edirne’de var. Devam ediyor. Lütfen bu güzelliği yalnızca Edirneli yaşamasın. Hep beraber yaşayalım. Bu dünyada güzelliği hepimiz beraber görelim. Paylaşalım. Bütün dünyaya da örnek olup paylaştıralım. Biz Edirne’yiz. Hepinizi Edirne’ye davet ediyoruz. Buradan sesleniyorum. Edirne’ye geldiğinizde bütün ikramlarımdan tek kuruş para almayacağım. Binlerce ikrama para pul istemiyorum. Çünkü dünya kısacık. Geldik gidiyoruz. Tarihte dedelerimizin yaptığı binlerce lezzeti lütfen tadınız. Hoşunuza giderse para pul istemiyoruz. Bütün ikramlıklar parasız diyoruz. Çünkü biz Edirneliler ahı evran geleneğinden geliyoruz. Bu güzelliği de yaşayacaksınız. Bir tarafta danalar. O danaların içinden çıkan ciğerler. Edirne’nin her tarafını sarmış ciğerin kokusu. Zaten o koku sizi mest edecek. Yanında biberi, bir tarafta ayranı cacığı… Siz Edirne’yi daha önce niye keşfetmedim diyeceksiniz. Keşfedenler aldanmadı. Gelenler kazandı. Şimdi sıra sizde. 7’den 70’e hepinizi davet ediyorum. Arif usta olarak tattırdığım hiçbir üründen para da istemiyorum. Çünkü paylaşırsak hayat güzel olacak.” diye konuştu.
Meriç şunları söyledi, “Ahmet Meriç olarak şunu söylemek istiyorum. Yıllardan beri tek bir felsefem var. Edirne’ye insanları davet edeceğiz. Ama nasıl davet edeceğiz? Elbette ki ekranlarda, gazetelerde hep davete icabet ettirmek için uğraşacağız. Şu anda büyük bir durgunluk hasıl oldu. Yalnız bizde değil bütün dünyanın tabiri caizse tekerlekleri patladı. Biz buna yama yapmaya çalışıyoruz. Yani bu patlayan tekerleğe diyoruz ki ‘kardeşim üzülme, moralin bozulmasın. Edirne’ye gel.’ Edirne’de hem aklınız hem kalbiniz hem ruhunuz hem dil ve damağınız şenlenecek. Bu kısacık dünyada yat korona kalk korona olmaz. Yeter. Diye diye kendimizi hasta ediyoruz. Edirne’nin bu güzelliğini bir tarafta şakır şakır akan nehirleri bir tarafta sarayları bir tarafta camileri bir tarafta halkı öyle huzur öyle mükemmel bir haz var ki bu korona musibetinde hiç olmasa bir oksijene ihtiyacımız var. O oksijen de maskemiz, mesafemiz, temizliğimiz. Üç şey, dördüncüsü yok. Bunlara dikkat edip herkesi davet ediyorum. İnanın buraya gelen buradaki sohbeti gören Edirne’den giderken diyecek ki bir tarafta tuzlandım bir tarafta tatlandım bir tarafta da ruhumun güzelliğini aldım. Dünyada eşi benzeri olmayan ruhun ilacı Edirne’dedir. Çünkü muhteşem Selimiye’yi gördü, huzur aldı. İçine girdi daha da değişik bir huzur aldı. Bir tarafta Meriç bir tarafta Tunca bir tarafta saraylar aman Allah’ım. Ona buna işte bu hengamede dünyanın keşmekeş halinden ruhu kurtarmak isteyen Edirne’ye gelsin. Edirne’de bu güzelliği mesafeli olarak yaşayalım. Ve bunu yerin dibine çöktürelim.”