Edirne’de yaşanan kan dondurucu, iki kadın cinayetinin ardından, Edirne Kadın Merkezi Dayanışma Derneği öncülüğünde Özgür Kadın Heykeli önünde bir araya gelen kadın dernekleri üyeleri, kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin bir an önce son bulması çağrısında bulundu.
Keşan’da Didem Uslu, Havsa’da da Kübra Şahin’in cinayetleriyle sarsılan kadınlar Hürriyet Meydanı’ndaki Özgür Kadın heykeli önünde buluştu. Şiddetin her türlüsünü karşı olduklarını ifade eden, Kadın Kurultayı Bileşeni Edirne Kadın Merkezi Dayanışma Derneği (EKAMEDER), 6284 sayılı kanun kapsamındaki kadının haklarını da duyurdu.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Edirne Kadın Merkezi Danışma Derneği Başkanı Hülya Bodur, şiddetin her türlüsünün insan hakları ihlali olduğuna vurgu yaptı. Şiddetin öldürdüğünü ve şiddet davalarının takipçisi olduklarını bir defa daha kamuoyuna ilan eden EKAMEDER basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu defa ateş çok yakınımıza düştü. Edirne'den iki kadın cinayeti tüm ülkeye haber oldu. Geçtiğimiz hafta içinde Keşan'da Didem Uslu'nun vücut parçalarının ormanda bulunduğu haberi ile kadın cinayetlerine bir yenisi eklenirken, dün de Havsa'dan Kübra'nın öldürülmesi haberi ile sarsıldık.21 yaşında 3 aylık evli olan Kübra, yaşadığı şiddet dolayısıyla birinci ayın sonunda ailesi ve jandarma ile birlikte yaşadığı evden alındı. 2 aydır ailesinin yanında saklanan Kübra, dün boşanmak istediği eşi tarafından pompalı tüfekle öldürüldü. Uzaklaştırma kararı alınmasına rağmen korunamayan Kübra ile, birimiz daha yok edildi.Kadına yönelik şiddet sadece kadının sorunu değildir. Şiddet bir insan hakları ihlalidir. Şiddet mağdurunu koruyan, şiddet uygulayanı cezalandıran yasalar var, ancak korunma uygulamaları ve sığınma evleri yeterli değil. Bu nedenle hakkını aramak isteyen, şiddette dur diyen kadını devlet yeterince koruyamıyor. Erkek egemen zihniyet ve kadın-erkek eşitliğini göz ardı eden anlayış, şiddetin önlenmesi konusunda yasaların yaşama geçirilmesi karşısında yetersiz kalıyor.Türkiye İstanbul Sözleşmesini ilk imzalayan ülke olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede çok önemli bir sorumluluğun altına girdi. Türkiye olarak CEDAW’a imza koyan ülkemiz; İstanbul Sözleşmesi’nin 25'inci madde gereği, şiddet vakalarında derhal baroya bildirim yapılması ve avukat atanmasının istenmesini, tüm kamu görevlilerinin aldıkları ihbar üzerine işlem yapma zorunluluğunun ve aksi takdirde İstanbul Sözleşmesi madde 29 gereği tazminat yükümlülüğünün olduğunun kendilerine hatırlatılması ve dikkatlerinin çekilmesini, şiddet mağduru kadınlar için de 6284 sayılı yasanın uygulanmasını, yasa gereği nüfusu 50 bin üzerinde olan belediyelerin sığınak açmak için çalışmalar yapmasını gerektiriyor.”
Bodur, kadınların öldürülmediği ve şiddet görmediği günlere kadar mücadelelerinin süreceğini ifade etti.
Erkeklerin de destek verdiği basın açıklamasından sonra kadınlar tek tek 6284 sayılı kanunda yer alan kadınların haklarını sırayla okuyarak dağıldı.
