Saadet Partisi Genel Başkan Yardımsı Mustafa İriş, bütçe açığının dışarıdan destek almak anlamına geldiğini söyleyerek, “ekonomiyi sağlam temellere oturtmamız lazım. Bu politikalarla şu anda mümkün değil” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımsı Mustafa İriş, basın mensuplarına yaptığı açıklamada Türkiye’nin ekonomi politikasını değerlendirdi. İriş, bütçe deşince herkesin aklına açık geldiğini belirterek, bunun da faiz anlamına geldiğini, ülkede denk bütçe olması gerektiğin kaydetti.
İriş, “Bütçe deyince hemen herkesin aklına açık geliyor, bütçe açığı. Bütçe deyince yine faiz ödemesi geliyor. Hep sıkıntılı şeyler akla geliyor. Biz halbuki diyoruz ki bütçe deyince akla daha müreffe daha huzurlu daha verimli daha güzel bir ortam olacağına ait adım atılması lazım. Bu bir türlü sağlanamadı şimdiye kadar. Çok kısa dönemler hariç, belli zamanlar hariç ama 60 yıldan beri aşağı yukarı bu sağlanamadı. Bunun karşılığı denk bütçedir yani en önce bir defa bütçenin denk olması lazım adı üzerinde denk ne demek? Geliri ve gideri denk. Fazla gelirse ne güzel ama hiç olmazsa denk bütçe olması lazım. Denk bütçe olmanın da karşılığı yorumu şudur; ülke kendi imkanları ve kaynaklarıyla, kendi üretimi ve potansiyeliyle ülkede yaşayan insanların ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılıyor demektir.
Bütçe açığı ne demektir? Ülkede yaşayan insanları ve tüm hizmetlerin karşılanması için kendi kaynaklarımız ve üretimlerimiz yetmiyor borç alıyoruz demektir. Dışarıdan destek alarak, ihaleyle bir anlamda yürütmeye çalışıyoruz demektir. Arkadaşlar bu sürdürülebilir bir şey değildir. Bu devamlı devam ettirilebilecek bir şey değildir. Mutlaka çok ağır sorunlara, durumlara bizi sokacak bir gün gelecek. Krizler bundan yaşanıyor” dedi.
İriş, Türkiye’de ekonominin borç alınarak günü kurtarma politikası ile yürütüldüğünü söyleyerek, ekonominin sağlam temellere oturtulması gerektiğini, ancak bunun uygulanan politika ile mümkün olmadığını söyledi.
İriş, “Mesela 1950’li yıllarda bizim kendisine yardıma gittiğimiz Güney Kore şu anda bize otomobil ve teknoloji satıyor. Makine satıyor. Peki, biz o yıldan beri ne yaptık da böyle oldu? Algı yönetimiyle veya oy kaygısıyla veya bambaşka sebeplerle mevcudu korumak, idare etmek gayreti yerine reel düşüncelerle ekonomiyi sağlam temellere oturtmamız lazım. Bu politikalarla şu anda mümkün değil” dedi.