Edirne Öğrenci Velileri Derneği Başkanı Benay Ataçay Gürsel, okul kantinlerindeki ürünlere yapılan zamların ardından bir şişe suyun fiyatının bile 2 TL’ye çıktığını ve birçok öğrencinin okulda su tüketemediğini dile getirdi.
Edirne Öğrenci Velileri Derneği, ‘Salgında Yüzyüze Eğitim 3. Hafta Raporu’ başlıklı bir basın açıklaması yaptı. Yönetim Kurulu adına açıklamayı yapan Dernek Başkanı Benay Ataçay Gürsel, okul kantinlerindeki ürünlere yüzde 50 ile yüzde 60 arasında zam yapılmasına tepki gösterdi. Çocuklar minimum tüketim yapsa bile aylık ortalama 450 TL gider yaşanacağını belirten Gürsel, birçok çocuğun okulda su bile tüketmediğini; temiz ve erişilebilir suyun tüm çocukların temel hakkı olduğunu ifade etti.
Edirne Öğrenci Velileri Derneği Başkanı Benay Ataçay Gürsel, pandemide aşılama, havalandırma, hijyen gibi beslenme ve su ihtiyacının da çok önemli olduğunu belirtti.
Bir öğrenci ortalama 7-8 saatini okulda geçirdiğini söyleyen Gürsel, şu ifadeleri kullandı: “Yani öğrenci ara öğün ve öğle yemeğini okulda yemek durumundadır. Bu da günde en az 1 çay ve simit ile 1 ayran ve hamburger anlamına gelir. Bu menünün ne kadar sağlıklı olup olmadığı bir kenara üzerinde durduğumuz asıl önemli husus fiyatların yüksekliğidir. Edirne Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği 16.09.2021 tarihinde okul kantinlerine yeni ücret tarifesi bildirmiştir. Bu tarifeye göre kantinlerdeki ürünlere %50 İle %60 arası bir zam yapılmıştır. Buna göre; çay 3 TL, simit 2,5 TL, ayran 2,5 TL, hamburger 10 TL, su 2TL olmuştur. Altını çizmek isteriz ki; amacımız buradaki fiyat artışından kantinci esnafını sorumlu tutmak değildir. Onların salgınla birlikte 1,5 seneden beri ne kadar zor durumda kaldığını da biliyoruz. Okullardaki önlemleri alması gerekenler kantinciler değil yetkililerdir.
2021 yılının Asgari ücreti %21,56 yükselerek 2.825,90 TL olurken, çocuklar yukarıdaki ürünleri en minimum düzeyde tüketseler bile ayda bir velinin tek bir çocuğu için okulda beslenmeye harcayacakları para ortalama 450 TL’dir. Bu parayı, bir asgari ücretliyi bırakın memur bir ailenin bile karşılaması güçtür. Yani çocuklarımız bir çorbanın 10 TL olduğu devlet okullarında uzaktan gördükleri bir tas çorbanın kokusuyla karnını doyurmaya mahkum edilmektedir.
Edirne Veli-Der olarak öğretmenlerimizden girdikleri sınıflarda kaç öğrencinin okul kantinlerinden su alıp içebildiklerini gözlemlemelerini istedik sonuç tahminimizden kötüydü; okulda çocuklar su içmiyorlar! Büyük bir çoğunluğu yanlarında getirdikleri 500 ml su ile bütün günü idare ediyor.
Eğitimde çocukların fırsat eşitliği su ve beslenmeyle başlar. Özel okullarda su erişilebilir ve ücretsizdir, velinin büyük bir titizlikle incelediği, takibini yaptığı öğlen yemeklerinde çocuk oturur ve doyabildiği kadar yer, hatta küçük yaş gruplarında ara öğün de verilir.
Hal böyleyken, en azından çocuklarımızın okulda geçirdikleri zamanlarda “parayı veren düdüğü çalar“ demeyelim, gözlerimizi başka tarafa çevirip görmemezlikten gelmeyelim. Okullarda bir sandviç ya da bir tas çorba dağıtmak ne kadar zor olabilir? Ya da su arıtıcıları koyup temiz ve ücretsiz suya erişimin maliyeti kaç liradır? Daha da önemlisi okullarda musluktan akan suyun içilebilir olmaması kimin sorumluluğundadır?
Sağlıklı ve yeterli beslenme ile erişilebilir ve temiz su her çocuğun hakkıdır. Harcayacak parası olana da parası olmayana da eşit ve güvenli bir okul hayatı sunmak her devlet kurumunun sorumluluğu ve görevidir.”