Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Şehit Astsubay Ömer Halisdemir ve 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Şehitleri Parkı’nın açılışında yaptığı konuşmada, son günlerde kendisine yönelik yapılan eleştirilere yanıt verdi. Gürkan, “Bizden hain çıkmaz. Bizden devlet düşmanı çıkmaz. Biz göçmenler olarak, muhacırlar olarak Balkanlarda doğduğu, büyüdüğü, dedesinin dedesinin mezarının olduğu toprakları, vatanını bırakıp mecburiyetten anavatana gelmiş insanlarız. Biz biliriz o ezanların nasıl okunduğunu, o bayrağın nasıl göklerde olduğunu” dedi.
2 yıl önce Belediye Meclis Kararıyla 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Şehitleri Parkı olarak açılan parkın ismi 15 Temmuz Demokratik Gençlik Derneği Başkanı Veysel Güner’in talebi ve belediye meclis kararıyla Şehit Astsubay Ömer Halisdemir ve 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Şehitleri Parkı olarak değiştirildi. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında 15 Temmuz’un sembol isimlerinden biri olan Şehit Astsubay Ömer Halisdemir’in isminin parka verilmesi için tören düzenlendi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından söz olan 15 Temmuz Demokratik Gençlik Derneği Başkanı Veysel Güner Şehit Astsubay Ömer Halisdemir’in isminin verildiği parkın açılması destek olan Belediye Başkanı Recep Gürkan’a ve Belediye Meclis üyelerine teşekkür etti.
Yaklaşık bir ay önce 15 Temmuz Demokratik Gençlik Derneği Başkanı Veysel Güner’in kendisine bir mesaj attığını ve Ömer Halisdemir’in ismin Edirne’de bir yere verilmesi talebinde bulunduğunu belirten Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Kendisine dedim ki, Veysel sana teşekkür ederim. Bizim bunu düşünmeme ayıbımızı, eksikliğimizi ortadan kaldırdın. Onur duyarak, gurur duyarak veririz’ 15 Temmuz’un sembol isimi Şehit Astsubay Ömer Halisdemir’in adını Edirne’de, bu parkta yaşatacağız” dedi.
“BİZİM SÜTÜMÜZDE HARAM YOKTUR”
15 Temmuz 2016 gecesine dair görüntüleri ile ilgili kendisine yönelik yapılan eleştirilere yanıt veren Gürkan, “Bana birçok şeyi yakıştırabilirsiniz, birçok şeyi ima edebilirsiniz ama bana yakışmayacak birkaç şey varsa bunlardan biri de fetöcülüktür” dedi.
Türkiye Cumhuriyet’inin devletiyle, milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu belirten Gürkan, “Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu bu cumhuriyetin temelleri sağlamdır, mayasında bozukluk yoktur. Bütün ülkeler gibi birçok kahramanımız ama ara sıra hainlerimizde vardır. 15 Temmuz bu hainliği yaşadığımız, devletimize karşı, milletimize karşı son kalkışmalardan, son namussuzluklardan, son şerefsizliklerden biridir. Türkiye Cumhuriyeti darbelerden çok çekmiş bir ülkedir. 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980. Bende yaş itibariyle bu darbelerden sonuncusunu bizatihi, fiilen yaşamış arkadaşlarınızdan biriyim. 15 Temmuz akşamı hepimiz, herkes bir yerlerdeydi. Tanklar boğaz köprüsüne çıktığında bütün Türkiye bir terör saldırısı olacağını düşünmüştü. Ne zaman ki TRT’de o namussuzların bildirisi okundu, bunun bir darbe girişimi, darbe kalkışması olduğu herkes tarafından öğrenildi. Adeta bir film seyreder gibi televizyonlarda canlı yayında bütün dünya ve biz o darbe kalkışmasını seyrettik. O hainliği, o şerefsizliği seyrettik. Bende o gece üniversite mezunu arkadaşlarımla birlikte bir mezuniyet toplantısındayım. O gece şunu söyledim, darbenin olduğunu öğrendiğimde, ’36 yıl önce haberimiz yoktu. Şimdi haberimiz var. İçelim.’ Bu sözü aldılar, çevirdiler, ‘darbenin şerefine kadeh kaldırdı’ dediler. Benim adım Recep Gürkan. 56 yaşındayım. Herkes tanır beni bu şehirde. Bana birçok şeyi yakıştırabilirsiniz, birçok şeyi ima edebilirsiniz ama bana yakışmayacak birkaç şey varsa bunlardan biri de fetöcülüktür, devlet düşmanlığıdır, millet hainliğidir. Ben bu şehirde birçok görev yaptım. Çok önemli görevler verdi, devlet bana. Bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak okuttu, büyüttü, Cumhuriyet’in bütün fırsat eşitliklerinden yararlandırdı. Öğretmen yaptı, yetmedi müdür yaptı, yetmedi genel sekreter yaptı, yetmedi halk milletvekili yaptı, yetmedi 2 dönem belediye başkanı yaptı. Bizim mayamızda bozukluk yoktur. Ben bir evladı fatihan torunuyum. Bizim sütümüzde haram yoktur. Biz devletle, millet dendiğinde boynunu eğer, bir Allah’ın huzurunda bir de milletin huzurunda başını eğen insanlarız. Bizden hain çıkmaz. Bizden devlet düşmanı çıkmaz. Biz göçmenler olarak, muhacırlar olarak Balkanlarda doğduğu, büyüdüğü, dedesinin dedesinin mezarının olduğu toprakları, vatanını bırakıp mecburiyetten anavatana gelmiş insanlarız. Biz biliriz o ezanların nasıl okunduğunu, o bayrağın nasıl göklerde olduğunu. Fetöcu hainlerin bir taktiği var. Ebetteki devletimiz polisiyle, emniyetiyle, adliyesiyle birçoğunu yakaladı, tutukladı, cezaevine koydu. Ama yıllar boyunca devletin o kadar her kademesine girmiş, sızmışlar ki bugün halen aramızda kripto fetocular var. Halen devletimiz onları tespit etmeye çalışıyor. Edirne’de yok mudur. Benim tahminim vardır. Zaten bunları polisimiz, emniyetimiz, adliyemiz zaman geçse de ortaya çıkaracaktır. Biz de bu milletin bir ferdi olarak, o kripto fetocuların, o namussuzların, o şerefsizlerin sonuna kadar enselerinde olacağız. Sonuna kadar takipçileri olacağız. Bunu bir an bile akıllarından çıkarmasınlar” dedi.