Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyon Başkanı Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu ile beraberindeki 8 Milletvekilinden oluşan heyet inceleme ziyareti gerçekleştirmek üzere Edirne’ye geldi. Çavuşoğlu ve komisyon üyelerinin Pazarkule Sınır Kapısındaki incelemeleri sırasında, Türkiye’den Yunanistan’a geçmek isteyen düzensiz göçmenlere Yunanistan tarafından ateş açıldı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Göç Ve Uyum Halk Komisyonu bugün sınır bölgesindeki sığınmacıların geçişi ile ilgili yaşanan hususları incelemek, yerinde görmek ve değerlendirmek üzere Edirne’ye geldi. Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyon Başkanı Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu ile beraberindeki 8 Milletvekilinden oluşan heyet, Pazarkule Sınır Kapısında inceleme yaptıkları sırada Yunanistan’a geçmek isteyen göçmenlere Yunanistan polis ve sınır birliklerince ses, sis, gaz bombaları, plastik mermi ve gerçek mermiler kullanılarak ateş açıldı.
Basın mensuplarına ayrılan bölgeye gelerek açıklamalarda bulunan Komisyon Başkanı Çavuşoğlu, “Avrupa Birliği izlediği politikalarla, sığınma hakkını insanlardan esirgemekte veri göndermemek kuralını ihlal etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, “İç karışıklıkların başladığı 2011 yılı Mart ayından bu yana günden güne artan sayıda Suriyeli vatandaşın uluslararası koruma bulmak amacıyla Türkiye’ye geldiği bilinmektedir. Türkiye tarihi misyonu gereği Suriye’de yaşanan bu insanlık dışı drama kayıtsız kalmamış sığınmacıların temel ihtiyaçlarının karşılanması ve geri göndermeme ilkelerine uymuştur. 27 Şubat 2020 itibariyle ülkemizde geçici koruma statüsüne sahip 3 milyon 600 bin Suriyeli yaşamaktadır. Bunun dışında 300 bin civarında uluslararası koruma arayan sığınmacı bulunmaktadır” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin bir yandan 3 milyon 600 bin Suriyeliyi barındırmaya devam ederken, diğer yandan da Suriye’de yaşanan iç karışıklıktan yararlanarak ülkemizi tehdit eden PKK, PYD, YPG ve DAEŞ ile etkin bir mücadele sürdürmekte olduğunu söyledi.
Hakan Çavuşoğlu, “Ülkemiz rejim unsurlarının ayrım gözetmeksizin sivilleri hedef alan ve onları Türkiye’ye doğru göçe zorlayan eylemleri sonucunda hem Suriye’nin kuzeyinden yeni bir göç dalgasına maruz kalmamak hem de bölgenin istikrara kavuşturulup geri dönüşlerin önünü açmak için rejim unsurlarıyla da mücadelesini devam ettirmektedir. Türkiye’nin karşılamakta olduğu bu maliyet aynı zamanda Avrupa birliği ülkelerinin de istikrar ve huzurunu teminat altına almaktadır. Hali hazırda İdlib bölgesinde yaklaşık 1,3 milyon sivil yerinden edilmiş. Rejimin savaş suçu işleyerek sivilleri bombalamaya devam etmesi yüzünden 2,5 milyon insanda tehlike altındadır. Türkiye sınırlarımıza dayanmakta olan 3,8 milyon vatandaşın göç baskısıyla karşı karşıyadır. Bu göç baskısı domino etkisi yaparak Avrupa’ya da hareketi tetiklemiş durumdadır. 1951 tarihli mültecilerin ülke durumuna dair sözleşmenin önsözü; mülteci sorunuyla mücadele durumunun sadece belirli devletlere yüklenemeyeceğini bunun doğuracağı her türlü yük ve sorumluluğun ancak uluslararası iş birliği ile üslenilmesinin mümkün olduğunu vurgulamaktadır. Mülteci hukukunun önemli yapı taşlarından olan uluslararası sorumluluk paylaşımının yapılmaması nedeni ile ülkemizin sığınmacı kapasitesi ciddi oranda aşılmıştır” İfadelerini kullandı.
“Avrupa Birliğinin yapması gereken şey Suriye’deki rejimin İdlib’deki sivillere yönelik saldırılarını sonlandırarak mülteci akımını durdurmaktır” diyen Çavuşoğlu, Yunanistan’ın mültecilere gösterdiği şiddet olaylarına değindi.
Çavuşoğlu, “Türkiye’nin mültecilere ev sahipliği yapabilme kapasitesinin artık sonuna gelmesi İdlib’de ortaya çıkan ve sınırlarımıza vuran potansiyel göç dalgası ve Avrupa birliğinin ve uluslararası toplumun Türkiye’nin yükünü yeterince paylaşmaması Türkiye’nin şuanda uyguladığı terk etme hakkını engellememe politikasını da zorunlu kılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarafından alınan ve mücbir sebeplere dayanan bu karar bir zorunluluğun sonucudur. Bu karar sonrasında yüz binlerle ifade edilecek sayıda sığınmacı Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarına ulaşarak 3. ülkelere ulaşma çabasına girişmiştir. Komşumuz Yunanistan’ın, sınırına ulaşan sığınmacılara sınır muhafızları tarafından uygulanmakta olan şiddetin boyutu yaşam hakkı ihlaline ulaşmış ve Yunanistan devletinin yetkilileri tarafından uluslararası basına yansıyan değerlendirmeler ve sınır boyunca yapıldığı gözlenen uygulamalar nazara alındığında ortaya çıkan insan hakkı ihlallerinin sistematik bir nitelik kazandığı görülmektedir.” dedi.
Çavuşoğlu, burada yaşananların ağır insan hakkı ihlalleri olduğunu söyledi.
Komisyon başkanı, “Mültecilerin şiddet kullanılarak hayatlarına kast edilerek Yunanistan’a girişlerinin önlenmesine Avrupa Birliğinin Kara Ve Deniz Sınırlarını Koruma Birimi (FRONTEX)’in de müdahil olduğu göz önüne alındığında sığınmacılara dönük gayri insani ve hukuk dışı demir perdenin oluşturulmasında Yunanistan’ın tek başına hareket etmediği Avrupa birliğinin destek verdiği gözlenmektedir. Avrupa birliği göç sorununa çözüm bulmak yerine daha çok bunu Avrupa dışında tutmak ve orada yönetmek istemektedir. Avrupa Birliğinin izlediği politikalarla sığınma hakkını insanlardan esirgemekte veri göndermemek kuralını ihlal etmektedir. Bu çerçevede sınırımızda yaşanmakta olan ağır insan hakkı ihlallerini yerinde incelemek üzere komisyonumuzun kuruluş görev ve yetkilerini düzenleyen 3686 sayılı insan hakları inceleme komisyonu kanununun komisyonun görevleri başlıklı 4. maddesinin F bendi gereğince yerinde incelemelerimizi gün boyu sürdüreceğiz” diye konuştu.