İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Edirne’de vatandaşların dertlerini dinleyip siyasetçilerin dikkatini bu problemlere çekmek istediğini söyledi. Ergene Nehri’ne de değinen Akşener, “Ergene’yi görünce çok şaşırdım” dedi.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İyi Parti Edirne İl Başkanlığı’nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ergene Nehri’ne değinen Akşener, “2015 yılında burada yüzmeyi, balık tutmayı mümkün kılacağız diye söz verip kaybolanları burada yüzmeye davet ediyorum” diye konuştu.
Akşener, “Ergene’ye çok şaşırdım. 2015’te buraya gelip denilmişti ki balık tutulacak, içinde yüzülecek. Bildiğiniz zehir akıyor. Ergene nehrinde 4’üncü derece zehirli su akıyor. Orada tarım yapılıyor. İçinde her türlü siyanüre kadar zehir var. Yapılacak tek bir şey var; sanayi ile tarımı dengelemek. Sanayi olacak; istihdam yaratıyor, üretim yapıyor ama o fabrikaların arıtmaları doğru dürüst çalıştırılacak.
İnsanlar dünyayı yeteri kadar kirletti, Ergene Anadolu’nun, Trakya’nın, bu bölgenin su kaynağı. Zamanında her çeşit balığın yetiştiği bir yer. Ben şok geçirdim görünce. 2015 yılında burada yüzmeyi, balık tutmayı mümkün kılacağız diye söz verip kaybolanları burada yüzmeye davet ediyorum. Eskiden kavun karpuz yetiştirilirdi o ovada. Şimdi çeltik; çeltiğin de bu suyla sulanmasının önüne geçilmesi adına bir karar alınmış. Peki, Ergene çamur, zehir akmaya devam edecek; zehirli bir damar olmaya devam edecek siz buradan seyredeceksiniz. Biz bunun çok sıkı takipçisi olacağız. Gerçekten şok geçirdim” ifadelerini kullandı.
Tüm ülkeyi şehir şehir gezmeyi planladığını vurgulayan Akşener, Fark ettik ki hiçbir gerçek gündem, hiçbir gerçek problem bu Salı konuşmalarının içine girmiyor” dedi.
Meral Akşener, “Bu gezilerin bir amacı var. Fark ettik ki hiçbir gerçek gündem, hiçbir gerçek problem bu Salı konuşmalarının içine girmiyor. Bunun üzerine partimiz olarak bir karar verdik ve ilçe ilçe, il il esnaf ağırlıklı gezmeye başladık. Niye esnaf; Esnaf bu ülkenin bel kemiğidir. Esnaf bu ülkeyi kim yönetiyorsa, iktidarı oluşturan o siyasi yapının da bel kemiğidir. Fark edilmez ama en büyük istihdamı esnaf yaratır. O küçücük dükkanlarda asgari iki kişi çalışır. Dolayısı ile en büyük istihdamı esnaf yapar. O nedenle önce esnaftan başladık. Genellikle siyasiler, genel başkanlar bir şehre girer; kapalı bir salon toplantısı ya da bir miting yapar. Şimdi seçim yok, an itibari ile seçim var mı? Yok. Dolayısıyla zamanımız var ve propaganda yapmadan, iktidarı kötülemeden, sen nereye oy verdin sorusunu sormadan sadece insanımızı dinleyip ve bir aydır dikkat etmişseniz sadece gezdiğimiz illerin ve ilçelerin esnafının kadınının, öğrencinin, emeklinin, işsizin bize söylediklerini konuşmaya yazıyoruz ve konuşmalarımız ona göre yapılıyor. Notlar alınıyor. Her şehrin kendine ait sorunu o Salı konuşmasının öznesi oluyor. Bunu devam ettireceğiz. Dün itibari ile Edirne’deyiz. Edirne gezdiğimiz dördüncü ilimiz, ilçeleri ile beraber gezdik. Bugün aynı zamanda Kırklareli’nin bir bölümünü gezeceğiz ve sonra gelecek hafta da Balıkesir’de olacağız. Her hafta mutlaka bir şehrimizin ilçelerini gezeceğiz.
Bizim buradaki amacımız siyasetçiyi gerçek gündeme, gerçek probleme, insanların derdine odaklamaya çalışmak. Bunu da yapacağıma inanıyorum. Ama benim bir hayalim daha var; bu gelip gezdiğim yerlere ağalar da gelip görsünler, bizzat kendileri dinlesinler.
Gezdiğim dört ilde şunu gördüm; elektrik fiyatlarına yapılan zam esnafı öldürmüş, doğalgaz olan yerlerde doğalgaz fiyatları öldürmüş, maliyetlerin yükselmesi girdilerdeki fiyat artışı insanların da alım gücünün düşmesi; bir şeyleri satın almaktan vazgeçirmiş. Kuruyemişçide de böyle, lokantada da böyle, çanta satan dükkanda da böyle. Hangi konuda iş yaparsa yapsın durum aynı. Dolayısı ile alım gücü yok, satışlar düşmüş, maliyet yükselmiş, karlılık düşmüş. Kiralar aynı duruyor, elektrik faturaları geçen yıl bugün ile şuan arasında iki ile çarpılmış. Esnaf çok zor durumda. Geçen sene 5 kişinin çalıştığı yerde çalışan sayısı ya ikiye düşmüş ya da üçe. Yarın, bunlar belki de bire düşecek. Edirne’ye özel konuşacağım; çok dükkanın kapandığını gördüm. Bir aile dükkanını kapatınca yanında çalışan iki kişi olsa onların aileleri de bu durumdan etkilenmiş oluyor. Berat Albayrak’ın tahmininden çok daha büyük bir ekonomik kriz var. Gerçek kriz var. Gördüğüm odur” diye konuştu.
Akşener, ekonomik krize de değindi. Meral Akşener, “Edirneli ağlıyor. 66 yaşında emekli bir arkadaş yağmur altında simit satıyor. Günlük 75 simit alıyormuş, bu saate kadar 18 tane satmış. 1 lira 50 kuruşa sattığı simitten 10 kuruş ya kazanıyor ya kazanamıyor. Evinde oturması gereken yaşta bir insan, emekli maaşına bir katkı olsun diye yağmur altında, soğukta simit satmaya çalışıyor” dedi.