Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. AK Parti Edirne Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Dr. Fatma Aksal da konu ile ilgili televizyonumuza açıklamalarda bulundu. Aksal, “Gerekli kanunları yapmaya da gerekli yönetmelikleri çıkarmaya da hem irade olarak sahibiz, hem hak olarak sahibiz” diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı karari ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. AK Parti Edirne Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Dr. Fatma Aksal da televizyonumuza yaptığı açıklamada, “Kadın ölümlerinin, kadın cinayetlerinin bir tanesi bile kabul edilemez ama malesef bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de çözmesi gereken bir problemdir ve bunu çözmek içinde mücadelemize devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Aksal, “Bildiğiniz gibi 2011 yılında imzaladığımız İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı verdik. Her egemen ülke gibi nasıl bizim uluslararası bir sözleşmeyi imzalamaya hakkımız varsa aynı şekilde çekilme iradesine de, hakkına da sahibiz ve bu hakkımızı kullanarak Cumhurbaşkanlığı kararıyla İstanbul Sözleşmesinden çekildik. İstanbul sözleşmesi adından anlaşılacağı gibi 2011 yılında imzalandı. Türkiye ilk imza koyan ülkelerden bir tanesi ama tabi İstanbul Sözleşmesi ülkelerin kendi değer yargılarını kapsamadığı için zaman içinde uygulamada bazı sıkıntılarla karşılaştık, sadece biz değil mesela Bulgaristan, Macaristan, Çekya gibi ülkeler imzalamalarına rağmen meclislerinden geçiremedikleri için İstanbul Sözleşmesini hayata geçiremediler, uygulamaya koyamadılar. Yine Almanya, Finlandiya, İsviçre, Fransa gibi ülkelerde bazı maddelere bizim toplum yapımıza uymuyor diye çekince koydular son olarakta Polonya toplumsal değerlerine uymadığı için sözleşmeden çıkma kararı aldı. Bizde Türkiye olarak sözleşmeden çıkmaya karar verdi. Biz AK Parti olarak iktidara geldiğimiz günden beri kadınlarımızın hayatın her alanında yer alması, güçlenmesi, mağduriyetlerinin giderilmesi, kadına karşı şiddetin önlenmesi amacıyla başta anayasamız olmak üzere mevzuatımızda birçok değişikliklere gittik, yeni düzenlemeler yaptık yine gerektiğinde de bunları yapmaya devam edeceğiz. 2004 yılında anayasamıza kadın erkek eşit haklara sahiptir ve devlet bu hakların korunmasıyla mükelleftir, hükümlüdür diye bir madde ekledik. 2010 yılında kadınlarımıza pozitif ayrımcılık getirdik, 2009 yılında benim de başkanlığını yaptığım Kadın Erkek Fırsat Eşitliği komisyonunu kurduk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ve bu komisyon kadın haklarının korunması, kadın erkek fırsat eşitliğinin sağlanması için mücadele ediyor. Yine biz 2012 yılında ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesinde dair 6284 sayılı kanunu yaptık bu 6284 sayılı kanun İstanbul Sözleşmesi’nden daha kapsamlı bir kanundur. Şimdi bugün bir bakıyorsunuz bazı kesimler kadını İstanbul Sözleşmesinin koruduğunu savunuyorlar, Türkiye de hiçbir tane hakim koruma kararı verirken İstanbul Sözleşmesine istinaden bu kararı vermiyor. 6284 sayılı kanunumuza istinaden bu kararı veriyor. Biz bugüne kadar kadınların korunması için şiddetin, mağduriyetin giderilmesi için birçok imza attık. Sayın Cumhurbaşkanımızın deyimiyle kadına karşı şiddet her şeyden önce bir insanlık suçudur ve şiddete karşı sıfır tolerans ilkesiyle mücadele ettik ve bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizim kadınlarımıza karşı şiddeti önlemek, mağduriyetlerini gidermek ve kadının hayatın her alanında yer alması için mücadele etmek gibi bir sorumluluğumuz var. Ama bu sorumluluğu yerine getirmek içinde bizim Avrupa konseyine söz vermeye ihtiyacımız yok. Biz zaten bunu yaparız ve bugün Türkiye birçok konuda birçok alanda Avrupa ülkelerinden kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda çok daha ileri aşamadadır. Kadın ölümleri, kadın cinayetleri bir tanesi bile kabul edilemez ama malesef bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de çözmesi gereken bir problemdir ve bunu çözmek içinde mücadelemize devam edeceğiz.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’na da seslenen Aksal, “Biz tabi ki bir ülke olarak bütün olarak kadınlarımızın hakkını, hukukunu korumak için mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Aksal, şöyle devam etti: “Sayın Kılıçdaroğlu şöyle bir açıklama yapmış demiş ki, ben 42 milyon kadının hakkını, hukukunu korumak için mücadele edeceğim. Ben buradan Sayın Kılıçdaroğlu’na da seslenmek istiyorum, ilk önce Sayın Kılıçdaroğlu kendi partisinde ki kendi teşkilatlarında ki tacize, tecavüze uğrayan kadınların hakkını hukukunu korusun, kendi milletvekillerinin kadınlara uyguladığı taciz, tecavüz olaylarıyla da ilgilensin yoksa biz tabi ki bir ülke olarak bütün olarak kadınlarımızın hakkını, hukukunu korumak için mücadele ediyoruz ve ben samimiyetle inanıyorum ki biz bu meseleyi partiler üstü bir mesele siyaset üstü bir mesele olarak ele alırsak toplumun bütün kesimleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla tüm kurum ve kuruluşlarıyla mücadele edersek birçok alanda başarıya ulaştığımız gibi kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda da başarıya ulaşırız ve biz bu mücadeleye ülkemizde şiddet gören tek bir kadın kalmayana kadar devam edeceğiz. Gerekli kanunları yapmaya da gerekli yönetmelikleri çıkarmaya da hem irade olarak sahibiz, hem hak olarak sahibiz diyorum hepinizi saygıyla selamlıyorum.”