Emekli Ahmet Tabakoğlu, T.Ü.’nün 4 yıllık Arkeoloji bölümünü 3 yılda bitirerek ikinci üniversitesinden mezun oldu. Tabakoğlu, ” İnsanlar yaşamları süresince istedikleri şeyleri yapmalı, heves ettikleri bir dal varsa o dalda kendilerini geliştirmeye devam etsinler.” dedi.
İlk lisansına 1979 yılında Ankara Gazi Üniversitesi'nde başlayan emekli hesap uzmanı Ahmet Tabakoğlu, 2017 yılında başladığı 4 yıllık T.Ü. Arkeoloji bölümünden 3 yılda mezun oldu. Emekli olduktan sonra zamanını değerlendirmek için ilgi duyduğu arkeoloji bölümüne kaydını yaptıran Tabakoğlu, T.Ü.'nin Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı'na (SKS) bağlı arkeoloji topluluğuna da 2 yıl boyunca başkanlık etti. Toplulukta yer alan fakülte arkadaşlarıyla birçok gezi ve konferans düzenlediler.
İkinci lisans eğitiminin zevkli ve başarılı geçirdiğini belirten Tabakoğlu, üstten dersler alarak 4 yıllık bölümü 3 yılda tamamladı. Pandemi sürecinde uzaktan eğitime geçilmesiyle hem hocaların hem de öğrencilerin zorlandığına vurgu yapan Tabakoğlu, ” Bunları da başardık ve bütünlemeye kalmadan üçüncü sınıfın ikinci döneminde okuldan mezun olduk.” dedi.
3 yıl önce T.Ü. Arkeoloji bölümüne kaydını yaptırdığında ETV'ye röportaj veren Tabakoğlu, mezuniyetini de Edirne Televizyonu'yla paylaştı.
Tabakoğlu açıklamasında ikinci üniversitesine başlarken “Gençlerle birlikte üniversitede okumak nasıl olacak, ben ayak uydurabilecek miyim diye düşünürken oldu ve çok da iyi oldu.” dedi. ” İnsanların bir çoğu yaptıklarından değil yapmadıklarından pişman olur.” diyen Tabakoğlu, insanların sevdiği bir dal varsa o dalda kendilerini geliştirmeye devam etmeleri tavsiyesinde bulundu.
Ahmet Tabakoğlu, ” Edirne Trakya Üniversitesi arkeoloji bölümünden bu sene mezun oldum. 2017 yılında okula kayıt oldum ve 4 yıllık lisans bölümünü 3 yılda bitirdim. Bu benim ikinci üniversite hayatım oldu. İlk üniversite hayatım 1979 yılında Ankara Gazi Üniversitesinde başlamıştı. Emekli olduktan sonra zamanımı değerlendirirken, gençliğimde de çok ilgi duymuş olduğum arkeoloji bölümüne girmek istedim. Yaşadığım şehirde de üniversitemizde bu bölüm vardı. Sınavlara girdim ve tutturdum. Başladıktan sonra önce bir takım tereddütlerim vardı. Gençlerle birlikte üniversitede okumak nasıl olacak, ben ayak uydurabilecek miyim diye düşünürken oldu ve çok da iyi oldu. Okula başladığımın ikinci haftası üniversitemizin SKS’ye bağlı arkeoloji toplumunun başkanlığına geldim. 2 sene boyunca bu görevi yaptım. Bu görevi yaparken onlarca konferans düzenledik, onlarca gezi yaptık. Dolayısıyla arkadaşlarımızı bu konularda bilgilendirmiş olduk.
Eğitim hayatımın ilk döneminde dersler oldukça zevkli geçiyordu. Bu zevkli geçen dersler neticesinde başarı notum oldukça yüksek oldu ve birinci dönemi sınıf birincisi olarak tamamladım. Sınıf birincisi olarak tamamladığım zaman üst sınıflardan da ders alma hakkı elde ediyormuşum, öğrendik bunu. İkinci dönem üstten ders almaya başladım. Bu üç yıl boyunca böyle devam etti. Birinci sınıfın ikinci dönemi yine sınıf birincisi oldum, bu sefer yine üstten ders aldım. Üç yıl boyunca böyle devam ederken artık üçüncü yılın ikinci döneminde artık üçüncü sınıftan hiç dersim kalmamıştı, bütün dersleri dördüncü sınıftan alıyordum. Her şey çok güzel gidiyordu. Okulumdan da çok memnundum, hocalarımızdan da çok memnundum. Fakat pandemi süreci eğitime ara vermemize sebep oldu. Uzaktan eğitime geçtik. Bu uzaktan eğitime geçmemiz, hem hocalarımızı hem de bizi oldukça zorladı. Çünkü ilk defa yaşadığımız bir olaydı. Bildiğimiz bir olay değildi. Uzaktan eğitim dönemi içerisinde hem almış olduğumuz dersler hem de vermiş olduğumuz ödevler, ödev vererek sınav olmuştuk çünkü hepsi birer tez ya da makale biçiminde hazırlanıyordu, çok fazla kaynak araştırmamız gerekiyordu ve çok çalışma yapmamız gerekiyordu. Bunları da başardık ve bütünlemeye kalmadan üçüncü sınıfın ikinci döneminde okuldan mezun olduk. Bu da bize hem güvence hem de moral vermiş oldu. Benim durumumda olan kişilere de tavsiye ederim. Bu yaşam bize ait ve bu yaşamın tekrarı yok dolayısıyla insanlar yaşamları süresince istedikleri şeyleri yapmalı, insanların bir çoğu yaptıklarından değil yapmadıklarından pişman olur. Dolayısıyla içlerinde kalmasın, heves ettikleri sevdikleri bir dal varsa o dalda kendilerini geliştirmeye devam etsinler. “