Kırklareli’de 2012 yılında mide kanseri olduğunu öğrenen gazeteci Nihat Evren, erken teşhis ve yaşama sevinci ile hastalığını yenerek hayatının ikinci baharını yaşıyor. Evren, “önce hayatı seveceksin” diyor.
Kırklareli'de 2012 yılında mide kanseri olduğunu öğrenen gazeteci 63 yaşındaki Nihat Evren, erken teşhis ve yaşama sevinci ile hastalığını yenerek hayatının ikinci baharını yaşıyor.
Türkiye'nin ve Avrupa'nın kayın ve meşe ağırlıklı ağaçlardan oluşan en büyük longozu ile Trakya'nın Karadeniz kıyılarındaki meşe ve çam ağaçlarından oluşan Yıldız Dağları'nın ortasındaki şirin ilçesi Demirköy'de yaşayan, yaklaşık 34 yıldır fotoğraf makinesini boynundan çıkartmayan gazeteci Nihat Evren, kanser hastalığına karşı verdiği mücadele ile örnek oluyor.
Ameliyatla midesinin 4'te 3'ü alınan Evren, mücadelesi ile yaşama yeniden tutundu.
Evren, 2012 yılında tanıştığı kanser hastalığıyla mücadele ettiğini söyledi. 6 yıl önce halsizlik şikayetiyle gittiği hastanede mide kanseri olduğunu öğrendiğini belirten Evren, hastalığının ardından hayata iki elle sarıldığını ifade etti.
Evren, daha sonra İstanbul'da bir hastanede ameliyat olduğunu dile getirdi.
Yaklaşık bir yıldır terapi tedavisi gördüğünü aktaran Evren, “Ben hayatı seven birisiyim. Gülmeyi, çok severim. Hastalığıma kafamı hiç bir zaman takmadım. Kanserin sadece ismi kötü. Kanserden korkmayacaksın, sadece geç kalkmaktan korkacaksın. En önemlisi ise hayatı seveceksin. Bir kova su var. Kaşıkla da alsan bitecek, kepçeyle de alsan bitecek. Bunu kabullenmek lazım. Kanserin diğer hastalıklardan farkı yok, baş ağrısı gibi bir şey. Önce imkanlar da kısıtlıymış, şuan tüm imkanlar var.” diye konuştu.
Çok pozitif bir insan olduğunu dile getiren Evren, hastalığı ile ilgili hiç bir probleminin olmadığını vurguladı.
Kanser hastalığından korkulup mücadelenin bırakılmaması gerektiğine dikkati çeken Evren, “Kanser bizi değil biz onu yenelim” dedi.
Kanser hastalığında en önemli etkenin erken teşhis olduğunu vurgulayan Evren, herkesin yılda bir kez genel bir kontrol yapması gerektiğini kaydetti.
Umutsuzluk ve üzüntünün kanseri tetikleyen en önemli unsurlar olduğuna işaret eden Evren, şöyle devam etti:
''Kanser hastalığı gözde büyütülmemeli. Hastalar morallerini yüksek tutsun. En ufak bir şeyden mutluluk çıkartmayı bilsinler. Kanser bizi değil, biz onu yenelim. Mücadele çok önemli. Ben mücadele ettim ve kanseri yendim. Moral, motivasyon önemli. Hayatı severseniz zaten gerisi önemli değil.”
Kanser hastalığını yenmesinde mesleğinin de etkisi olduğunu ifade eden Evren, 34 yıldır gazeteciliği severek yaptığını anlattı.
İnsanların mesleklerini severek yapmaları halinde zaten diğer şeyleri düşünmeye zamanın bile kalmadığını aktaran Evren, kanser hastalığından sonra geçirdiği trafik kazasında sağ bacağından sakatlandığını ancak halen mücadeleye devam ettiğini sözlerine ekledi.