Çöpe atılmış siyah beyaz eski fotoğraflara sahaf sahip çıkıyor. Tarihi Bedesten Çarşısı’nda sahaflık yapan Resul Açıkel, hurdacıların çöpten topladığı fotoğrafların kendisine ulaştırıldığını söyleyerek, “fotoğraflara bakınca üzülüyorum. Geçmişimizi çöpe atmayalım” dedi.
Tarihi Bedesten çarşısında 49 yıldan beri Sahaflık yapan 72 yaşında Resul Açıkel, çöpe atılmış tarih değer taşıyan siyah beyaz fotoğrafları hurdacılardan veya sokakta çöp toplayanlardan alarak Sahaf dükkanında topluyor.
Kitapların yanı sıra eski para ve değerli eşyaların da sergilendiği sahaf dükkanında siyah beyaz fotoğraflar dikkat çekiyor.
Çöpe atılan ve hurdacılar ve çöpçüler tarafından toplanarak kendisine ulaştırılan eski fotoğrafların çok değerli olduğunu söyleyen Açıkel, “geçmişimiz çöpe atmayalım, albüm yapıp gelecek nesillere sunacağımız bir soy ağacı oluşturalım, geçmişimize sahip çıkalım” dedi.
Açıkel, “burada kitapçılık 49 yıldan beri kitapçılık yapıyorum. Eski kitapların yanında eski çöpe atılmış hatıra eşyalara da ilgim vardı onları da burada topladım. Çöpe atılmış eşyaların içinden sokakta eşya ve hurda toplayanlar getiriyor. Bazı eski kitapların arasından çıkıyor. Bu siyah beyaz fotoğraflar. Bu siyah beyaz dönem bizim çocukluğumuzun hatırası. Aslında hayatınızdan çıkarmış olduğunuz bu fotoğraflar birer değerdir. Bunlar sokağa atılmasın. Biz o insanlar gibi sokağa bu siyah beyaz fotoğraflarımızı atmayalım. Bir aile albümümüz olsun, aile arşivimiz olsun. Bu eski fotoğraflar ve eski eşyalara bir nesne gözünden bakmasın insanlar. Hatıralarla yaşıyoruz aslında. Bir anneannenizin eşarbı, dedenizin bir şapkası aslında onun kokusudur, bunlar aslında insanların soy izlerini taşır” dedi.
Sahaf Açıkel, siyah beyaz fotoğraflara bakınca çok etkilendiğini anlattı.
Açıkel, “öğretmenleri ile olan toplu fotoğrafları çöpe atmışlar, aile büyükleri ile olan siyah beyaz hatıra fotoğraflarını atmışlar bunlar beni çok etkiledi. Ben burada onları topladım, daha sonra siyah beyaz fotoğrafa ilgi duyan bazı arkadaşlar istedi onlara verdim. Çok iz bırakan insanlar vardı, şehir fotoğrafları vardı bunlar çok değeli aslında bunlar belge niteliği taşıyor. Hayatımızdan çıkardığımız her şey bizi çoraklaştırıyor. Bizden sonra ne kalacak ki. Eğer bunlara değer verelim” dedi.