Tasarruf tedbirleri çerçevesinde taşımalı eğitime getirilen sınırlamaya tepki gösteren Öğrenci Veli Derneği Edirne Şube Başkanı Kezban Demir, “Tüm çocuklara taşımalı eğitim hakkı sağlanmaz, bu yönetmelik değişikliği geri çekilmezse köylerdeki birçok çocuğun zorunlu okul terki ile karşı karşıya kalacağız. Bir an önce yönetmelikteki değişiklik geri çekilmelidir. Taşımalı eğitimde tüm çocuklarımız ücretsiz bir şekilde okullarına ulaşabilmelidir.” dedi.
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Edirne Şubesi, 1 Ağustos’taki yönetmelik değişikliği ile taşımalı eğitime getirilen sınırlama hakkında basın açıklaması yaptı. Şube Başkanı Kezban Demir tarafından yapılan açıklamada, “Bu yönetmelik değişikliği geri çekilmezse, köylerdeki birçok çocuğun zorunlu okul terki ile karşı karşıya kalınacak.” ifadelerine yer verildi.
Demir tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye’de 25 yıl önce, 1989-1990 eğitim öğretim yılında sadece 2 ilde taşımalı eğitim vardı. Çağ atladık dediler, son 22 yılda 19 bin 708 köy okulu kapatıldı. Eğitimin temel ilkelerinden biri olan eğitime erişim ilkesi ortadan kaldırıldı, taşımalı eğitim ülkemizin her yerinde bütün illerde uygulanır hale geldi. 25 yıl önce taşımalı eğitimde 305 öğrenci varken, 2018-2019 eğitim-öğretim yılında soru önergesine verilen cevaba göre; taşımalı eğitimle okullara ulaşan öğrenci sayısı 1 milyon 325 bin 289’a ulaşmıştı. Bu eğitim öğretim yılında ise yine yüz binlerce çocuk taşımalı eğitimle okula ulaşmaya çalışıyor.
Ekonomik kriz, yoksulluk arttıkça kamuda, özellikle eğitim alanında durmaksızın tasarruf tedbiri kararları açıklanıyor. Tasarruf diyerek açıkladıkları kararlardan biri de tasarruf tedbirleri genelgesi ve 1 Ağustos yönetmelik değişikliği ile taşımalı eğitime getirilen sınırlama oldu. Yönetmelikte en dikkat çekici değişiklik, taşımalı eğitimde 50 km olan sınırın 30 km’ye düşürülmesi ve zorunlu eğitim kapsamına dahil olan lise öğrencilerinin okullarına ücretsiz ulaşım haklarının ellerinden alınması olmuştur. Artık taşımalı eğitim kapsamında olmayan lise öğrencilerine bu yıl öğlen yemeği de verilmemektedir. Tüm Türkiye’de gerek il ve ilçe merkezlerine 30 km’den daha uzak olan ilk ve ortaokul öğrencilerinin gerekse köylerde yaşayan lise öğrencilerinin okullarına ulaşımları ciddi bir sorun haline gelmiştir. Genelge ve yönetmelik değişikliği ile aslında okul, eğitim hakkı da ortadan kaldırılmaktadır. Bazı illerde, taşımalı eğitimde 30 km sınırı bulunduğu için ilk ve ortaokul çocuklarının da okula ücretsiz erişim hakkı elinden alınmıştır.
Eğitim-öğretimin başlamasıyla taşımalı eğitim okullarında sıralar boş kalmaktadır. Veliler ulaşımın pahalılığı nedeniyle servis ücretlerini karşılayamamakta ve okul terkleri artmaktadır. Tüm çocuklara taşımalı eğitim hakkı sağlanmaz, bu yönetmelik değişikliği geri çekilmezse köylerdeki birçok çocuğun zorunlu okul terki ile karşı karşıya kalacağız. Dünyada ve ülkemizde bilimsel bir gerçektir ki yoksulluk, eşitsizlik arttığında ve okula erişim hakkı ortadan kaldırıldığında eğitim hakkından ilk vazgeçilen kız çocukları olmaktadır. Bu yönetmelik değişikliği ile ülkemizde kız çocuklarının okuldan kopuşu hızlanacaktır. Ayrıca eğitime sınırlı erişebilen özel eğitim gereksinimli çocuklar da okuldan tamamen kopacaklardır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023-2024 eğitim öğretim yılı için yayımladığı istatistiklere göre, bir önceki yıl 8. Sınıftan mezun olan 253.000 öğrenci liseye kaydını yaptırmamıştır. Eğitim çağındaki yaklaşık 3 milyon çocuğun eğitim dışında kaldığı bizzat Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanmıştır. Eğitim kademesi yükseldikçe okullaşma oranı düşmektedir. Tüm bu koşullarda liseli öğrencilerin ellerinden alınan taşımalı eğitim hakkı okul terklerini çok daha ciddi oranda artıracaktır. Okulu terk etmek zorunda kalan çocuklarımızın 77 ilimizin nüfusundan daha fazladır.
Kapatılan köy okullarının önemli bir bölümü aynı zamanda en yoksul köylerdi. Aladağ bu tablonun en somut örneğidir. Yoksul köylerdeki tüm okullar kapatılmıştı. Köylere en yakın ilçelerde kamu öğrenci yurdu da bulunmamaktaydı. Çocuklar ya okullarından, eğitimden vazgeçecek, ya da tarikat yurduna mecbur kalacaklardı. Mecbur kaldılar. Çünkü eğitim, gelecek yaşantılarını değiştirmek için tek fırsattı. Kamusal, parasız, laik eğitim yalnızca çocukların eğitim haklarının değil yaşam haklarının da güvencesiydi. Parasız, laik, eşit, kamusal, erişilebilir eğitimi kaybetmiştik. Ve Aladağ’da kaybettik çocuklarımızı…
Şimdi köy çocuklarına tek adres olarak yurtları, pansiyonları gösteriyorlar. Aladağ’da örneğini yaşadığımız gibi birçok yerde kamu öğrenci yurdu bulunmamaktadır. Bu yönetmelik değişikliği ile çocuklarımız yine tarikat yurtlarına mecbur bırakılacaktır. Ayrıca ÇEDES projesinde olduğu gibi eğitimci niteliği taşımayan manevi danışman adı altında ilahiyat, imam hatip mezunları yurtlarda istihdam edilmekte, yurtlar da çocuklar için bir kuşatma aracı haline getirilmektedir.
Açıklanan kararlar ile okullara ulaşım sorunu çocuklar için güvenlik sorununa da dönüşmüş durumdadır. Çocuklar velilerin kendi araçlarıyla, bazen bir traktör kasasında ya da yürüyerek, otostop çekerek okullarına ulaşmaya çalışıyorlar. Çocuklar çok sayıda riskle baş başa bırakılıyor. Son yönetmelikle sınırlandırılan taşımalı eğitimin önümüzdeki yıllarda tamamen kaldırılması amaçlanıyor.
Edirne özelinde ise, bu eğitim-öğretim yılında ilk ve ortaokul öğrencilerinin okullarına ulaşımında herhangi bir sorun yoktur. Ancak yönetmelik değişikliği ile köylerde ikamet eden tüm lise öğrencilerinin okullarına ücretsiz ulaşım ve öğlen yemeği hakları ellerinden alınmıştır. Edirne merkeze en yakın köylerde dahi bir lise öğrencisinin okula gidiş geliş ücreti günlük 50 liradır. Köyün uzaklığına göre ise bu ulaşım ücreti artmaktadır. Verilen örnek en yakın köylere ait ücrettir. Bazı öğrenciler ayrıca okulunun bulunduğu konuma göre şehir içi ulaşım ücreti ödemek zorunda kalmaktadır. Şehir içi ulaşımla birlikte bir Edirne merkeze bağlı bir köyde ikamet eden lise öğrencisinin günlük ulaşım masrafı en az 86 liradır. Köyde yaşayan bir lise öğrencisinin sadece okuluna ulaşabilmek için ödemek zorunda olduğu ücret aylık en az 1.000-1.700 lira aralığındadır. Bunun üzerine öğlen yemeği için ödenecek ücreti de eklediğimizde ciddi bir maliyet ortaya çıkmaktadır. Geçtiğimiz eğitim öğretim yılında tüm lise öğrencilerinin de ilk ve ortaokul öğrencileri gibi okullarına ücretsiz ulaşabildiğini ve öğlen yemeklerinin ücretsiz olarak verildiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.
Taşımalı eğitim yönetmeliğine göre, öğrencinin ikamet ettiği yerde gidebileceği eğitim kurumu bulunmadığında, mülki idare amiri çocukların ücretsiz taşıma hakkını sağlamaktan sorumludur. Bizler tüm Türkiye’de çocuklar okullarına ücretsiz ulaşana kadar, yetkililere kamusal sorumluluklarını yerine getirmeleri konusunda çağrımızı yapmayı sürdüreceğiz.
Çocuklarımızın eğitim hakkı tasarruf gerekçesi olamaz. Bizler tüm çocuklarının ailelerinin yaşadığı yerde eğitim alması gerektiğini, köy okullarının tekrar açılmasını savunurken yapılan bu hak gaspı ile taşımalı eğitimi savunur hale geldik.
Bir an önce 1 Ağustos’ta açıklanan taşımalı eğitim yönetmeliğindeki değişiklik geri çekilmelidir. Taşımalı eğitimde tüm çocuklarımız ücretsiz bir şekilde okullarına ulaşabilmelilerdir. Okula ulaşım her çocuğun en temel kamusal hakkıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, valilikler, kaymakamlıklar ve tüm karar alıcılar çocukların kamusal eğitim hakkından, okula erişiminden sorumludur.”
VELİ-DER’DEN TAŞIMALI EĞİTİM SINIRLAMASINA TEPKİ!
-