Veli-Der Edirne Şube Başkanı Benay Gürsel, Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkımlara neden olan depremin ardından okulların büyük zarar gördüğünü ve okullarda acil önlemler alınması gerektiğini ifade etti. Gürsel, “Çocuklarımız okulda olduğu süre boyunca devlete emanettir ve onların can güvenliğinden birinci derecede sorumludur. Bilim insanlarının yol göstericiliğinde alınması gereken bütün önlemler, hiç zaman kaybetmeden almalıdır.” ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkımlara neden olan depremin ardından Öğrenci Veli Derneği Edirne Şubesi tarafından bugün basın açıklaması düzenlendi. Depremde kamu binalarının yanı sıra okulların da büyük hasar gördüğüne dikkat çeken Şube Başkanı Benay Gürsel, okullarda acil olarak gerekli önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti.
Gürsel, “6 Şubat günü 11 ilimizde, on binlerce insanımızın yaşamını yitirmesine, on binlercesinin de yaralanmasına ve sakat kalmasına sebep olan deprem felaketi, ülkemizin bir deprem ülkesi olduğunu ve bu gerçeklikle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini bize bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı. Depremle yaşamayı öğrenmek; yaşamın tüm alanlarının (ev, işyeri okul…) mühendislik bilimine uygun hale getirilmesi ve ülkenin tüm bireylerinin deprem konusunda eğitilmesiyle mümkündür. Bu arada yaşamın tüm alanlarından bahsetmişken; çocuklarımızın günlerinin önemli bir bölümünü geçirdikleri okullara özellikle değinmek istiyoruz. Her depremde en fazla zarar gören binaların kamu binaları olduğu ve bunların arasında okulların da bulunduğu bir gerçektir. Çocuklarımızın en fazla zaman geçirdikleri mekânlar olan okulların, depreme dayanıklılığı konusundaki kuşkularımız, bu son yaşadığımız deprem felaketiyle kaygıya dönüşmüştür. Deprem sonrası İstanbul’da 93, İzmir’de 8 okulun alelacele boşaltılması kaygılarımızı daha da artırmıştır. Bu durum gösteriyor ki, ülkemizde binlerce okul deprem riski altındadır. Veli Der olarak; uzun zamandır her platformda, her basın açıklamamızda, ısrarla ülke genelinde deprem riski yüksek olan okul binalarının yıkılarak depreme dayanıklı ve modern mimari anlayışla yenilenmesini, eğitimin güvenli ortamlarda devamının sağlanmasını, bu konuda yapılması gerekenlerin bir an önce tamamlanmasını, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan birçok kez talep ettik. Devlet, Anayasanın ilgili maddesi gereği, her bireyin can ve mal güvenliğini sağlamak zorundadır. Bunu sağlamayan yetkililer hukuk karşısında suçlu durumundadırlar. Bu anlamda; çocuklarımız okulda olduğu süre boyunca devlete emanettir ve onların can güvenliğinden birinci derecede sorumludur. Milli Eğitim Bakanlığı, ülkemizin 1. derece deprem bölgesi olduğu gerçeğini ve başta İstanbul olmak üzere, ülkemizin her yerinde her an yıkıcı depremler olabileceğini bir an bile aklından çıkarmadan, bilim insanlarının yol göstericiliğinde alınması gereken bütün önlemleri hiç zaman kaybetmeden almalıdır. Aksi takdirde, çocuklarımızın zarar görmesi durumunda, bunu bizlerin de defterimize not edeceğimiz bilinmeli ve yargı önünde bütün bunların görüşüleceği unutulmamalıdır. En değerli varlığımız, canımız olan çocuklarımız; siz yetkililerin ihmali, vurdumduymazlığı ve rant sevdası yüzünden 6 Şubat günü ya yaşamını yitirdi, ya ağır yaralandı veya engelli durumuna geldi. Bu durum karşısında sizler ne yaptınız? Sizden yardım bekleyen, yardımlar gecikince eleştiren mağdurlara parmak sallayarak had bildirmeye çalıştınız, defterlerinize not düştünüz. Şunu unutmayın ki, bu halk da sizleri defterlerine not düştü.
Veli Der olarak yetkilileri tekrar uyarıyoruz;
Benzer bir felaketin yaşanması durumunda, bunun tarihsel sorumluluğundan hiçbir bahaneyle kurtulamayacağınız ve bu vebalin altından kalkamayacağınız bilinmelidir.
Veliler olarak, okullarda alınması gereken önlemlere ilişkin acil taleplerimiz;
1- Ülkedeki tüm kamu ve özel okulların zemin etütleri, depreme dayanıklılık testleri ve risk analizleri Mühendis ve Mimarlar Odası, üniversiteler gibi bağımsız kuruluşlara bir an önce şeffaf bir şekilde yaptırılıp kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
2- Çocuklarımızın okullarda olduğu saatlerde yaşanacak bir depremden dolayı oluşabilecek kötü manzaralarla karşılaşmamak için, en kısa sürede okullarda deprem öncesi, deprem anında ve deprem sonrası için eylem planları oluşturulmalıdır
3- Şimdiye kadar okullarda yapılan rutin deprem tatbikatlarının dışında daha nitelikli bir hazırlık sürecini önceleyen “Depreme Hazırlık Eğitimi” modülü hazırlanıp ilkokul birinci sınıftan itibaren her seviyede, tüm eğitim kademelerinde ve okul türlerinde ders olarak okutulmalıdır.
4- Riskli binalara güçlendirme yapılmamalı, derhal yıkılmalı; ihaleler kamuoyuna açık, şeffaf bir şekilde yapıldıktan sonra, okulların inşaatları en kısa sürede tamamlanmalı, Mühendis ve Mimarlar Odası, üniversite gibi bağımsız kuruluşların denetiminden sonra teslim alınmalıdır.
5- Yeniden yapılacak okulların mimari projeleri ilgili meslek odalarının görüşleri alınarak oluşturulmalı; olası depremde okulların bahçeleri toplanma alanı, geçici yaşam ve lojistik noktaları olarak da kullanılabilmesini sağlayacak mimariye sahip olmalıdır (duş, tuvalet, yardım dağıtım alanı, yemekhane kesintisiz internet ve iletişim olanağı vb.)
6- Okulların elektrik şebekesi, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları ile desteklenmeli, olası deprem sonrası temel ihtiyaçların karşılanabileceği şekilde projelendirilmelidir.
Değerli veliler; Şimdiki çağrımız sizedir: Çocuklarımızın olası bir depremde zarar görmemeleri ve onların can güvenliği için hazırlamış olduğumuz dilekçeleri, okul yönetimlerine vermeye çağırıyoruz.” dedi.
