Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Vaysal köyünde yapılması planlanan yeni kalker ocağı için iki kez yürütmeyi durdurma kararı aldıran köylüler, Edirne Valiliği tarafından üçüncü kez verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının iptal edilmesi için de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne dilekçe verdi.
Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Vaysal köyünde tamamı ormanlık alanda ve su kaynağına 400 metre mesafede yapılması planlanan yeni kalker ocağı projesi için verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı, Edirne İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Mahkeme kararının ardından firma Edirne Valiliği’ne ÇED başvurusu yaparken; Valilikten ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı çıktı. Valilik kararının ardından köylüler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, bugün Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne giderek, itiraz dilekçesi verdi.
Köy halkı adına açıklama yapan Vaysal Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı İbrahim Karapoyraz, davaların sonuçlarına uyulmasını istediklerini belirtti.
Karapoyraz, “Biz hukuka ve bilime saygı gösterilmesini ve kazanmış olduğumuz davaların sonuçlarına uyulmasını istiyoruz. Zaten kazandığımız davadaki aynı projeye yeniden ‘ÇED gerekli değildir’ kararı veriliyor. Artık nereye başvuracağımızı da şaşırdık, Valiliğe mi nereye gideceğiz? Tek yapabildiğimiz buraya gelip dilekçe vermek, başka yapacağımız da bir şey yok. Hukuki olarak zaten kazanıyoruz. Bilimsel olarak zaten zararı kanıtlanmış, daha bir şey diyemiyorum. Artık yeniden dava gerekiyorsa yeniden dava açacağız.” dedi.
Kooperatif ortaklarından Naif Özdoğan da, bölgede faaliyet gösteren taş ocağı nedeniyle tarım ve hayvancılığın büyük zarar gördüğünü ifade etti.
Özdoğan, “Hayvancılığımız darbe almaya başladı, köyümüzü idare eden iki su kaynağı vardı, üçüncü kaynağı açtık ama artık o da köyümüzü idare etmez oldu. Daha aşağıdaki köylerden köye su pompalamak durumunda kaldık. Süloğlu’nu besleyen bütün su kaynakları bizim köyümüzden çıkıyor. Ayrıca bizim bölgemizde üretilen balımız vardı, A kalite bir meşe balıydı, bitki örtüsü vardı, ada çayı, kır çayı, keklik otu vardı. Bunların en çok olduğu bölgelerde ve tam su kaynaklarının beslediği bölgenin üzerinde taş ocakları faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla burada üretilen ürünlerin kalitesinde düşüklük yaşanmaya başladı. Hayvancılıkta artık o bölgeden balya dahi alıp kullanamıyoruz. Yollarda da güvende değiliz. Kamyonların tonajı bile denetlenmiyor. Binalarımızda da çatlaklar oluşuyor. Bu sene kurak da geçiyor, önümüzdeki günlerde daha büyük sıkıntılar yaşayacağımızdan köyde artık yaşama şansımız bile kalmıyor, bu ocakların aşırı faaliyetlerinden dolayı. Aşırı gürültü kirliliği de başladı, çok mağduruz. Bu bölge için açtığımız davaları sürekli olarak kazandık, faaliyetleri durduruldu. Bilim kurullarının verdiği raporlara göre de faaliyet yapmamaları gerekirken şimdi daha da genişlemek istiyorlar. Zaten hali hazırda çalışmaya da başladılar.” şeklinde konuştu.