Bulgaristan’da totaliter baskıcı rejim tarafından Türklere yapılan zulümde annesinin kucağında 17 aylıkken vurularak hayatını kaybeden Türkan bebek, 39. ölüm yıldönümünde Edirne’de yapılan törende dualarla anıldı. Törende konuşan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Edirneliler ve bütün Türk milleti, Bulgaristan Türklerine kucaklarını açmış, evlerini açmış, gönüllerini açmış ve milletimizin büyük ve aziz bölünmez bütünlüğünü herkese göstermiştir.” dedi.
Bulgaristan’da 1984 yılında, totaliter baskıcı rejim tarafından Türklere yapılan zulümde çıkan olaylarda annesinin kucağında öldürülen 1,5 yaşındaki Türkan Feyzullah için Şükrüpaşa Mahallesi Göçmen Evleri mevkiindeki Türkan Bebek anısına yaptırılan parkta anma töreni düzenlendi.
Törende, katılımcılar anıta çelenk sunup karanfil bıraktı, hayatını kaybedenler için dualar edildi.
Türkan bebeğin Bulgaristan Türklerinin direnişinin simge isimlerden olduğunu söyleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada vatan uğruna şehit olan askerlere Allah’tan rahmet diledi.
Sezer, “Hepimiz için ilham kaynağı olmuş, Bulgaristan’da totaliter rejime karşı sembol olmuş Türkan bebeğimizle beraber o direnişte şehit olan tüm soydaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. İki gündür millet olarak hepimiz büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Dağlıca’da, Irak’ın kuzeyinde şehitlerimiz var. 12 vatan evladı kahramanca bu vatanı müdafaa ederken, kalleş PKK terör örgütü tarafından şehit edildiler. Kat be kat öcümüzü geri aldık fakat hepimiz derin bir üzüntü içerisindeyiz. Allah’tan bütün şehitlerimize rahmet diliyoruz. Milletimiz payidar olsun. Biz Irak’ın kuzeyinde ve kuzey Suriye’de eğer tedbir almasaydık, oradaki kamplarda yer almasaydık, aynı eylem Türkiye’nin içerisinde gerçekleşecekti ve daha fazla kayıp alacaktık. Sınırlarımızda büyük bir mücadele veriyoruz ve bu mücadeleye de devam edeceğiz. Anadolu toprakları, dünyanın en değerli toprakları, şehitlerin kanıyla sulanmış topraklar ve her bir karışına bizler bedel ödedik. Dolayısıyla bağımsızlığımızı sürdürmenin bu dünyanın en güzel bayrağını dalgalandırmanın bir bedeli var ve bu bedeli binlerce yıldır bizler ödüyoruz. Bundan sonra da ödemeye devam edeceğiz. İnşallah bizler aynı zamanda bu mücadeleyi sürdürürken bütün mazlum milletlere de örnek olmaya devam edeceğiz. Ben tekrar bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bugün Türkan bebeği anmak için buradayız. Onun bizlere bırakmış olduğu, aslında unutmamamız gereken değerleri anmak için buradayız. Bağımsızlığın ne demek olduğunu, bir Türk olarak yaşamanın bedelinin ne olduğunu tekraren hatırlamak için buradayız. Biz aynı zamanda gelecek nesillerimize ödenen bedelleri hatırlatmak için buradayız. Bu açıdan bu tür anma programları bizim için çok anlamlı, çok değerli. Asla ve asla unutmayacağız.” diye konuştu.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan da konuşmasına, Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde şehit olan 12 Mehmetçiğe rahmet dileyerek başladı.
Gürkan, “Vatanın ve milletin bağrından çıkmış kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin sınırlarımın korunması için, milletimizin bekası için Kuzey Irak’ta yaptığı harekat sırasında 12 Mehmetçiğimizi, 12 yiğidimizi, 12 evladımızı vatan toprağına şehit verdik. Acımız büyük, öfkemiz büyük, hırsımız büyük. Elbette silahlı kuvvetlerimiz şuanda şehitlerimizin öcünü, intikamını alıyorlar. Bundan hiç kuşkumuz yok. Buradan, Türkan bebeği anma töreninden, bir başka mezalimden bir başka mezalime geçerken şunu ifade etmek istiyorum; Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kuva-yi Milliyenin kurduğu ve yaşattığı bu Cumhuriyette Türk milletinin son ferdine kadar bu ülkenin bu toprakların bu vatanın bir çakıl taşını, bir santimetrekaresini bile hiç kimseye yar etmeyeceğiz. Bunun bedeli bu vatan için şehit olmaksa, şehit oluruz. Bunun bedeli bu vatan için kan dökmekse, kan dökeriz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bunu, buradan bütün dünya duysun isteriz.
11 yıldır Edirne’de de tıpkı Kırcaali’de olduğu gibi Türkan bebeğimizi ve Bulgaristan’daki totaliter rejimin o asimilasyonda, soykırımda katlettiği tüm canlarımızı anıyoruz. Bugün Bulgaristan Cumhuriyetinde soydaşlarımızın, kardeşlerimizin, hemşerilerimizin varlığı için mücadele eden, orada isimlerinin, dinlerinin, kültürlerinin yaşaması için mücadele eden Hak ve Özgürlükler (HÖH) Hareketi Partisi, başta kurucuları Dr. Ahmet Doğan olmak üzere hepsini sevgiyle ve saygıyla selamlıyoruz. Aramızda bizimle yaşayan Beyana gazilerimiz var. Aramızda bizimle yaşayan o dönemde gazi olamamış ama o zulüm nedeniyle doğduğu, büyüdüğü toprakları bırakmak zorunda kalmış, muhacir olmuş, Edirne’ye Bursa’ya, Türkiye’mizin anavatanın dört bir yanına gelmiş ve yaşamını devam ettiren hemşerilerimiz, kardeşlerimiz var. Türk milleti dünya coğrafyasının neresinde olursa olsun, dara düştüğünde, bir sıkıntıya düştüğünde, bir problemle karşılaştığında hiçbir şeye bakmadan bir araya gelmesini, bir tek yürek olmasını, omuz omuza mücadele etmesini bilen bir millettir. Tıpkı 1984’te başlayıp 1989’daki o büyük göçle devam eden süreçte de Edirneliler ve bütün Türk milleti, Bulgaristan Türklerine kucaklarını açmış, evlerini açmış, gönüllerini açmış ve milletimizin büyük ve aziz bölünmez bütünlüğünü herkese göstermiştir. 89 göçü ve sonrasında Edirne’ye, Bursa’ya, İstanbul’a ve diğer illere gelen bütün soydaşlarımız bizim kardeşimizdir. Bizim evimizin bir parçasıdır, ailemizin bir parçasıdır. Ve bugün baktığımızda Bulgaristan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilişkileri gayet iyi bir şekilde yürümektedir. Elbette geçmişe bakıp geleceği kurmak mümkün değildir ama geçmişte yaşananları unutmak da asla ve asla mümkün değildir. Geçmişteki yanlışları bugün tekrarlanmasın diye unutmamak, unutturmamak, hatırlamak ve hatırlatmak da bizim görevimizdir. 1989 göçüyle henüz bir çocukken gelip Türkiye’de büyüyen, Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet kurumlarında, siyasi partilerinde, yerel yönetimlerde görev alan birçok kardeşimiz, birçok soydaşımız var. örneğin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Edirne İl Başkanı Samet Kahraman kardeşimiz 89 göçüyle 9 yaşındayken Edirne’ye gelmiş, bugün partimizin il başkanlığını yapmaktadır. Bunu şunun için söylüyorum; dünyanın neresinde olursa olsun Türkler bir ve bütündür. Hiçbir gün, hiçbir kuvvet, hiçbir anlayış bizi birbirimizden ayıramamış ve gelecekte de ayıramayacaktır. Çünkü biz, Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatlarıyız, çünkü biz büyük Türk milletinin onurlu ve eşit yurttaşlarıyız. Bu kıyamete kadar da böyle devam edecektir. Bir kez daha bugün rahmetle ve minnetle andığımız, 1984’te başlayan o asimilasyonun katlettiği canlarımızı saygıyla anıyoruz. Türkan bebeğe ve onun şahsında tüm şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş tüm gazilerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet, hayatta olanlara da sevgilerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz. Kardeşliğimiz, birliğimiz daim olsun.” dedi.
Bulgaristan Hak ve Özgürlükler (HÖH) Hareketi Partisi Kırcaali Milletvekili Bayram Bayram ile Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Cevat Güneş de Bulgaristan’ın baskıcı rejim ve Türklere yapılan zulmümü anlatan birer konuşma yaptı.
Anma töreni, Bulgaristan’dan gelen Türk öğrencilerin şiirlerini okuması ve şehitler için edilen duanın ardından sona erdi.
Törene kurum müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle Bulgaristan’dan gelen milletvekillileri, soydaşlar ve vatandaşlar katıldı.
