Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını söyleyerek, verimli kullanılmadığı takdirde kıtlık oluşabileceğini söyledi. Sever, “Tarımda, sanayide, hane halkında suyu verimli kullandığımız sürece su bizimle olur. Aksi takdirde bu su maalesef kıtlığa, gıda güvenliğinde zafiyetlere neden olabilir” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından Meriç – Ergene Havzası’ndaki taşkın risk yönetimi planlarının hazırlanması amacıyla proje kapsamında ilk toplantı Edirne’de Margi Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantıya Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, Tarım İl Müdürü Atilla Bayazıt ve projenin paydaş kuruluş temsilcileri katıldı.
Toplantıda konuşan Genel Müdür Sever, su yönetiminin önemine değinerek, Türkiye’nin su stresi altında olan bir ülke olduğunu ifade etti.
Sever, “Türkiye, değişik indekslere göre su stresi altında olan bir ülke. Yani öyle su zengini bir ülke değiliz. Yıllık toplam kullanılabilir su potansiyelimiz 112 milyar metreküp. Bunun büyük bir kısmını, yüzde 74-75’i arasında yani 45 milyar metreküpe tekabül eden kısmını tarımda kullanıyoruz. Geri kalan yüzde 23’lük kısmı ise biz sanayide kullanma suyu olarak kullanıyoruz. Bu noktada baktığımız zaman nüfusumuz hızla artıyor ve kişi başına düşen iki sene önce sorsaydınız su tüketimi 1500 metreküp civarındayken şu an itibariyle 1300 metreküplere düşmüş durumda. Bundan bir 3-5 yıl sonra sorsanız elbette nüfus artışıyla ve iklimin getirdiği etkilerle beraber kişi başına düşecek su miktarı 1000 metreküp civarında olacak.
Şunu söylemeye çalışıyorum; aslında Türkiye su zengini olan bir ülke değil. O zaman iklim değişikliğine uyum kapsamında iklim değişikliğine uyum becerimizi geliştirmemiz lazım. Bunun için sıfır atık demiştik, buradan söylüyorum ki sıfır su israfı yapmamız lazım. Bir kişi suyu eğer sürdürülebilir, randımanlı şekilde kullanırsa günlük olarak 93 litre tasarruf yapabiliyor. Tarımda özellikle kapalı sulama sistemlerine geçersek damla ve yağmurlama, hele ki toprak altı damla su sistemine geçebilirsek orada da performansı yüzde 70 – 80’lere taşıyabiliriz. Sanayide su kullanımını verimli hale getirmek için özellikle atık suların yeniden kullanılması ve su hasadı; suyu çatıdan toplanarak yeniden sektör içerisinde kullanabilme yeteneğimizi geliştirebilmemiz lazım. Temiz üretim tekniklerini sanayide yaygınlaştırıyor olmamız lazım. Dolayısıyla tarımda, sanayide, hane halkında suyu verimli kullandığımız sürece su bizimle olur. Aksi takdirde bu su maalesef kıtlığa, gıda güvenliğinde zafiyetlere neden olabilir” diye konuştu.
Meriç – Ergene havzasının taşkın riskinden korunması konusuna da değinen Sever, bu noktada gidilecek çok yolun olduğunu belirtti. Taşkının yalnızca iklim değişikliğinin bir sonucu olarak değerlendirilmemesi gerektiğinin de altını çizen Sever, “Taşkın konusunu da iklim değişikliğinin sadece bir getirisi olarak tanımlamak eksik bir tanımlama olur. Ne var ki insanlar planlamalarıyla beraber özellikle dere yataklarının üstünün kapatılması, ya da belirli atıkların bırakılması ya da kuru dere yatağının üzerine inşaat faaliyetlerinde bulunulması maalesef taşkın riski derecesini arttırmakta” dedi.