Edirne’nin Süloğlu ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yıldönümü, halkın yoğun katılımıyla coşkulu bir şekilde kutlandı.
Edirne’nin Süloğlu ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yıldönümü, ilçede coşkuyla kutlandı. İlçe meydanında gerçekleşen törene; protokol üyeleri ve vatandaşlar katılım gösterdi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, çelenklerin sunulmasıyla devam etti. Törende; Bursa Kılıç Kalkan ekibinin gösterisi, Gürkan Güzerhercan tarafından yapılan Zeybek gösterisi, Edirne Belediye Bandosu Konseri ve halk oyunları gösterileri büyük beğeni topladı.
Süloğlu Belediye Başkanı Mehmet Ormankıran, törende günün anlam ve önemine dair konuşma yaptı.
Ormankıran, “Osmanlı imparatorluğu; Balkan ve 1. Dünya savaşından yenik çıkmış, bunu fırsat bilen emperyalist ve faşist devletler saldırmaya başlamışlardı. Ermeniler, Fransızlar, Yunanlılar, İngilizler ve Amerikalılar; kimisi cephede kimisi masa başında ülkemizi paylaşıyorlardı. O zaman Osmanlı imparatorluğunun bir subayı olan Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsuna yola çıktı. Ülkemizi parçalamaya gelen gemilerin arasından geçerken ‘Geldikleri gibi gidecekler’ diyordu. Ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Samsun’da Özgürlük ateşini yaktı ve Erzurum’da, Sivas’ta, Amasya’da yapmış olduğu kongrelerle birlikte topyekûn yedi düvene karşı ‘Ya İstiklal, Ya Ölüm’ mücadelesini başlattı. Bugün burada rahat yaşayabiliyorsak, çocuklarımız rahatça okula gidebiliyorsa, okulda kalemlerini bırakarak cepheye koşan; daha bıyıkları bile terlememiş; o zamanın öğrencilerine borçluyuz. Burada bugün bağımsız bir şekilde yaşayabiliyorsak, hürsek, özgürsek, eli öpülesi analarımızın ve bacılarımızın sayesindedir. Düşünün; bir oğlunun öldüğünü bile bile ikinci oğlunu da ellerini kınalayarak cepheye gönderen bir anayı düşünün! Yiyeceğini, içeceğini hatta çocuğunun üzerindeki hırkayı çıkararak; mermiler ıslanmasın diye saran analarımıza, bacılarımıza borçluyuz bu vatanı! İyi bak bu topraklara! Bugün burada başımız dik, malımıza, canımıza ve geçmişimize sahip çıkabiliyorsak; 2 dakika sonra öleceğini bile bile düşmanla kanının son damlasına kadar savaşan Türk Silahlı Kuvvetlerine borçluyuz. İyi bakın bu topraklara! Askeri dehasını kullanan Mustafa Kemal Atatürk yapmış olduğu devrim ve inkılâplarla, kılık kıyafet devrimiyle, kadınlara seçme seçilme hakkının verilmesiyle birlikte birçok atılımlar yapmıştır. Fabrikalar kurması, demiryolları ve karayolu ağıları, maden işletmeleri ile ne kadar büyük bir devlet adamı olduğunu da göstermiştir. Oysa isteseydi, arkadaşlarının tekliflerini dinleseydi, o bir kral, o bir imparator olabilirdi. Ama O Türk Milletinin özgürce yaşayabileceği, bu Cumhuriyeti biz kurduk onu yüceltecek ve yaşatacak sizlersiniz diyebilen bir karaktere ve düşünceye sahipti. Ey büyük Atam; kurmuş olduğun bu Cumhuriyete hep bağlı kalacağımıza, senin İlke ve inkılaplarınla yaşayacağımıza, bu gök kubbe var olduğu sürece ezanı susturmayacağımıza, bayrağımızı indirtmeyeceğimize, bu can bu bedende olduğu sürece Cumhuriyetimize bağlı kalacağımıza namus ve şerefimiz üzerine yemin ederim. Ne mutlu Türküm diyene!” dedi.