Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde yaşayan İlknur Karanfil Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen erken erişim programı kapsamında temin edilen ve kemoterapiye gerek kalmadan yapılan ilaç tedavisi ile meme kanserini yendi.
Özel bir yağ fabrikasından emekli olan Karanfil, geçen yılın ekim ayında göğüs bölgesinin alt kısmında bir sertlik hissetti. Çorlu Devlet Hastanesine giden ve buradaki tetkikler ve tahlililer sonucunda meme kanseri tanısı konulan Karanfil, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Araştırma Hastanesine sevk edildi.
Karanfil, NKÜ Araştırma Hastanesinde yapılan tahlil, kan değerleri ile Edirne'de yapılan Pozitron Emisyon Tomografisi (PET-CT) sonucunda Sağlık Bakanlığı tarafından üniversite ve eğitim araştırma hastanelerine tanınan erken erişim programına alınarak yurt dışından getirilen ilaçla kemoterapi yapılmadan tedavi edildi.
İlknur Karanfil, yaptığı açıklamada meme kanseri ile 5 Ekim 2018'de tanıştığını belirterek, şunları ifade etti;
“Allah insanı imtihan ediyormuş. Bu da benim bir sınavım oldu. Göğüsümün altında bir sertlik oluştu. Bunun üzerine doktora gittim Çorlu'da. Oradaki doktorum beni Namık kemal Üniversitesi Araştırma Hastanesine yönlendirdi. Çünkü tahlil sonuçlarında meme kanseri ile tanıştık. Araştırma hastanesindeki doktorum, Edirne'ye PET çekimine gönderdi daha sonra tahlil sonuçlarımı inceledi. Sonra kemoterapiye gerek olmadan ilaç tedavisi ile tedavi oldum. Çok memnunum Allah razı olsun. İlaç tedavisinin hiç bir yan etkisini görmedim. Bir tek biraz saçlarım biraz azaldı. Elhamdülillah hiç bir şikayetim yok şu an.” diye konuştu.
Kanserin zor bir hastalık olduğunu ancak mücadelenin asla bırakılmaması gerektiğini aktaran Karanfil, hayatın her şeye rağmen yaşamaya değer olduğunu söyleyerek şunları kaydetti;
Şu anda hiç bir sıkıntısı olmadığını ve her şeyin yolunda olduğunu dile getiren Karanfil, “Ben normalde konuşkan bir insanım. Ancak buraya gelip o hastaları görünce hiç konuşamadım. Çok zor bir hastalık. Kanser ile uğraşanların Allah yardımcısı olsun. Ben kemoterapi diye geldim buraya. Çorlu'dan gelirken hani ölüm geldi derler ya öyle çok kötü moral ile geldim. Allah Selçuk Hocam'dan razı olsun. İlaçla tedavi edileceğimi duyunca çok sevindim. Elhamdülillah şu an çok iyiyim, hiç bir şikayetim yok. Yaşamak çok güzel şey. İnsan yaşlansa bile ölüme cömertlik yok. Sürekli mücadele etmek lazım.” ifadelerini kullandı.
NKÜ Araştırma Hastanesi Medikal Onkoloji Kliniği'nde görevli Uzman Doktor Erdoğan Selçuk Şeber de İlknur Hanımın sevki sonrası yaptıkları kontrolde kanserin akciğere kadar ilerlemiş durumda olduğunu belirtti.
Dünyada en son çıkan ilaçların erken erişim programı ile temin edilebildiğini hatırlatan Şeber, şunları ifade etti;
İlknur Hanım bize geldiğinde hastalığı akciğere sıçramış durumdaydı. Evre dört diyoruz. Ancak şansımız var ki hastalık hormon reseptörleri (hücre sinyali) pozitifti. Bu gibi durumlarda hastalık sıçrama yapsa bile kemoterapiye gerek duymadan hastalığı hap diye tabir ettiğimiz hormon ilaçları ile tedavi edebiliyoruz. İlknur Hanımın bir ayrıcalığı daha var. Tüm dünyada en son çıkan ilaçları erken erişimle ulaşılabilen ilaç programına dahil ettik. Dünyada en son çıkan ve oldukça etkili olduğunu bildiğimiz ilaçları hemen kendisinde uygulama şansımız oldu. Antihormonel tedavi ile bu yeni ilaçları birleştirerek yaklaşık bir buçuk senede hastalığı tamamen yok ettik. İlaçların hiç bir yan etkisi olmadı. Kontrollerimizi de sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Erken erişim programı ile tedavilerin daha çabuk ve kolay hale geldiğini aktaran Şeber, “Erken erişim programı üçüncü basamak dediğimiz üniversite hastaneleri ve eğitim araştırma hastanelerine tanınmış Sağlık Bakanlığı tarafından tanınmış bir hak. Tüm dünyada piyasaya çıkan ilaçlar uzun kabul prosodürünü beklemeden seçilmiş hastalara uygulanan bir yöntem. Burada ilaç üreticisi firma ile Sağlık Bakanlığı ortak programlar yürüterek bu ilaçları hastalara çok hızlı bir şekilde ulaştırılıyor. ” diye konuştu.
Türkiye'de her 8 kadından birinde meme kanseri görüldüğüne dikkati çeken Şeber, şunları kaydetti:
“Erken tanı her şeyden çok daha önemli. İnsan kendi vücudunu çok iyi bilmeli. Meme muayanesi asla ihmal edilmemeli. Hastalarda şunu çok duyuyoruz. 'Göğsümde bir kitle fark ettim ama önemsemedim. 'Lütfen kulak ardı etmeyin. Erken tanı hayata kurtarıyor. Ülkemizde meme kanseri oldukça sık. Neredeyse 8 kadından biri bu hastalığa yakalanıyor. Özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlarda görülüyor. Bizim ülkelerden farkımız hatalarımız bize biraz geç başvuruyor. tedavi ve ilaçlara erişim konusunda ülkemizin bir sıkıntı yok. Sadece bu konuda biraz daha bilinçlenmeliyiz. Çoğu zaman hastalarda 'doktora gitmeyeyim, bıçak değmesin, erken tanı ile hayat kurtarılmaz' diye bir kanı var. Bu çok çok yanlış bir düşünce. Memede herhangi bir anormallik fark edildiği an doktora başvurmalarını tavsiye ediyorum. “