Edirne İl Genel Meclisi Üyesi Önder Cin, girdi maliyetlerinde yaşanan artışlar nedeniyle tarımda işlerin iyi gitmediğini söyleyerek, “Üretim batarsa, hepimiz batacağız. Bu duruma acilen uzun vadeli çözümler üretilmeli, üreticiyi ayakta tutmanın yolları aranmalı.” dedi.
Edirne İl Genel Meclisi Üyesi Önder Cin, tarım ve hayvancılıkta yaşanan sorunlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Meclisi Üyesi Önder Cin, açıklanan buğday fiyatlarının iyi gibi göründüğünü ancak her geçen gün artan girdi maliyetleri karşısında çiftçinin kazandığı paranın eridiğini söyledi.
Cin, “Hasat sezonu başladı, inşallah iyi olur ama girdi fiyatlarında ciddi artışlar var. Açıklanan buğday fiyatlarına Ankara’dan bakarsanız iyi bir rakam gibi gelebilir ama maalesef işler öyle değil. Benim ilçemde Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alımı yok. Tüccara ürününü satan çiftçiler, 6 bin 300-6 bin 500 liraya satıyor. Bütün hesaplar 500 kilo buğday verimi üzerinden yapılıyor ama 300-350 kilo biçen çiftçiler var. Hep iyi tarafından bakılıyor. Buğday fiyatları 7 bin lira dedikleri, en üst pariteden tuttukları zaman iyi gibi görünebilir fakat mazot 30 lirayı geçmiş, gübre fiyatları her gün zamlanıyor. Gübreye bugün talebin en az olduğu zaman. Eylül-Ekim ayına geldiğimizde çiftçi diyor ki; mazotu kaç paradan, taban gübresini kaç paradan, ilacı kaç paradan kullanacağım diye düşünüyor. Tarımda kazandığınız para cebinize kalmıyor. En geç 3 ay sonra bunu tekrar toprağa yatırmak zorundasınız, bu üretimi yapmak zorundasınız. Fiyat artışları böyle gittiği sürece insanlar buğday ekmekte zorlanacak.” dedi.
Köylerdeki hayvan varlıklarının azalmaya devam ettiğini söyleyen Cin, tarımda işlerin iyi gitmediğini ifade etti.
Cin, “Süt fiyatları 7 bin 500 TL den açıklandı. Fakat süt parasını 7 bin 500 liradan alana kadar yem fiyatları, süt fiyatlarını geçti. Geçtiğimiz ay dana karkas 105 liraya kadar çıktı, kasaplar zam yaptı. Şu an dana 90 lira. Peki kasapta et ucuzladı mı? Tüketici ucuza et yedi mi? Yiyemiyor. Kuzu eti 60 liraydı şuan 47-48 lira. Kasaba gidiyorsun 200 liranın üzerinde. Burada bir sistem sorunu var, burada bir çıkmaz var. Bu çıkmaz 20 yıldır ülkeyi yönetenler tarafından çözülemedi. Ben artık çözülebileceğine de inanmıyorum. Üretici gittikçe bir çıkmazın içerisine girdi. Gidin köylere hayvancılık yapanların sayılarına bakın. Hayvan varlığı arttı diyorlar ama hiçbir şeyin arttığı yok. Köylerde kaç tane 35 yaşın altında üretici var. Herkes 4 bin 200-4 bin 500 liraya iş arıyor. Köyde duran çiftçi; sigortasını, Bağ-Kur’unu yatıramıyor. Bu üretim batarsa, hepimiz batacağız. Ekmek 4 lira oldu; böyle giderse kaç para olacağı belli değil. Buna acilen uzun vadeli aklı başında çözümler üretilmeli, üreticiyi ayakta tutmanın yolları aranmalı. İşler iyi gitmiyor. Bazıları da ‘Tarımda şu kadar para kazanıyoruz’ falan diyorlar. Ben ek işi tarım olanlardan bahsetmiyorum; tek işi tarım olanlardan bahsediyorum. Çok para kazandığını iddia edenler var ya; çocuklarını, gelinini, torununu devletin işine sokmuş, 10-15 bin TL maaş alıyor. Hafta sonları gidip tarım ve hayvancılık yapıyor. Ben onlardan bahsetmiyorum; gerçek üreticiden bahsediyorum.” şeklinde konuştu.