Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptalini isteyen öğretmenler, bir günlük iş bırakma eylemi yaptı. Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, “Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir” diyerek, taleplerini açıkladı.
Eğitim sendikaları, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na tepki göstererek, bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Edirne’de Eğitim-İş, Eğitim Sen, Teç-Sen Edirne Temsilciliği tarafından Saraçlar Caddesi’nde yapılan basın açıklamasında, eğitimcilerin talepleri dile getirildi.
Yapılan ortak basın açıklamasını okuyan Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, 14 eğitim sendikasının üretimden gelen gücünü kullanarak, iş bırakma eylemi gerçekleştirdiğini kaydetti.
Öğretmenlerin taleplerini dile getiren Akçay, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun geri çekilmesini, kamuda mülakat uygulamasına son verilmesini, eğitim çalışanlarının maaşlarının iyileştirilmesini istediklerini söyledi.
Akçay, “Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.
Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
Tarih, eğitim emekçilerinden, çocuklarımızın geleceğinden ve nitelikli eğitim hakkından yana olanları mutlaka yazacaktır. Emeğimize, alın terimize ve mesleki itibarımıza saldıranlar ile çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkını gasp edenler ise tarihle yargılanacaktır.
Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, Başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri Anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir” dedi.