İYİ Parti Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, Türkiye’deki üniversitelerin mevcut durumunu ve yükseköğretim sistemindeki sorunları Meclis’te yaptığı konuşmayla gündeme getirdi.
İYİ Parti Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, yükseköğretim sistemindeki sorunları Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı. “Yükseköğretimde köklü değişim şart! Üniversiteler, özerk olmalı ve altyapıları güçlendirilmelidir.” diyen Akalın, üniversitelerin yalnızca eğitim veren kurumlar olmadığını, aynı zamanda araştırma yapan, bilgi üreten, toplumu yönlendiren ve bilimin ışığında toplumun aydınlanmasına katkı sağlayan yapılar olduğunu vurguladı.
Üniversitelerin bu rolünü yerine getirebilmesi için özerk olmalarının zorunlu olduğunu belirten Akalın, Türkiye’deki üniversitelerin sayısının fazla olmasına rağmen, çoğunun altyapısının eksik olduğunu ve öğretim elemanı sayısının yetersiz kaldığını ifade etti.
Mehmet Akalın, Türkiye’de şu an 209 üniversite bulunduğunu ve yaklaşık 7 milyon öğrenci olduğunu belirtti. Ancak üniversitelerin sayısının artmasının, eğitim kalitesinin arttığı anlamına gelmediğini söyledi. Türkiye’de üniversitelerin büyük çoğunluğunun altyapı eksiklikleriyle karşı karşıya olduğunu dile getiren Akalın, birçok üniversitenin eğitim verecek yeterli öğretim üyelerinden yoksun olduğunu ifade etti. Akalın ayrıca, üniversite mezunlarının iş bulma konusunda ciddi sorunlarla karşılaştığına dikkat çekerek, resmi verilere göre mezunların %30 ila %35’inin iş bulamadığını, iş bulanların ise büyük bir kısmının kendi alanlarında istihdam edilemediğini söyledi.
Akalın, gelişmiş ülkelerde üniversite sayısının 100-150 civarında olduğunu belirterek, “Üniversite sayısını artırdık” söyleminin bir başarı olarak sunulmasının doğru olmadığını ifade etti. Türkiye’nin üniversite sayısını artırmaya odaklanmak yerine, mesleki ve teknik eğitimin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Milletvekili Akalın bu şekilde, sanayinin ihtiyaç duyduğu mesleki eğitimli elemanların yetiştirilmesi mümkün olacağını belirtti.
Mehmet Akalın, Türkiye’nin dünya üniversite sıralamalarındaki düşüşüne de dikkat çekti. 2011 yılında dünyada ilk 1000’e giren Türk üniversitesi sayısının 20 olduğunu, 2024 itibariyle bu sayının sadece 9’a düştüğünü aktaran Akalın, 2011’de ilk 500’de 5 Türk üniversitesinin yer aldığını ancak 2016’dan itibaren ilk 500’de Türk üniversitesinin bulunmadığını söyledi. Bu durumun, üniversitelerdeki akademik özgürlük ve özerkliğin ne kadar önemli olduğuna işaret etti.
Akalın, üniversitelerin özerkliğine dair önemli bir raporu gündeme getirerek, Türkiye’nin üniversitelerinin yönetici belirleme süreçlerinde bağımsızlıklarını kaybettiklerini belirtti. Avrupa’daki üniversitelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin, rektörlerin üniversite tarafından değil, Cumhurbaşkanı tarafından atandığı tek ülke olduğunu ifade etti. Akalın, 2018 yılında gerçekleştirilen değişiklikle, rektör seçimlerinin tamamen Cumhurbaşkanlığına devredildiğini ve bunun sonucunda rektörlük ve akademik kadrolarda liyakat yerine sadakat esaslı atamaların yapıldığını vurguladı.
Prof. Dr. Mehmet Akalın, Türkiye’deki üniversite öğretim elemanlarının maaşlarını da gündeme getirdi.
1980’li yıllarda profesör maaşlarının asgari ücretin 15 katı, araştırma görevlisi maaşlarının ise 5 katı olduğunu belirten Akalın, günümüzde ise profesör maaşlarının asgari ücretin sadece 4 katına, araştırma görevlisi maaşlarının ise 3 katına düştüğünü söyledi. Bu durumu, üniversitelerdeki öğretim elemanlarının ekonomik sıkıntılarını arttıran bir faktör olarak değerlendirdi.
Akalın, maaşların düşüşünün öğretim elemanlarının akademik çalışmalarına olan motivasyonlarını olumsuz etkilediğini ve bilimsel üretim kapasitesini sınırladığını belirtti. Akalın, “Karnını doyurmakta zorlanan bir öğretim elemanından teknoloji geliştirmesini beklemek ne kadar gerçekçidir?” diyerek, düşük maaşların ve kötü ekonomik koşulların üniversitelerin gelişimini engellediğini söyledi. Öğretim elemanlarının sadece sadakat üzerine atama yapılmasının, üniversitelerdeki bilimsel ve teknolojik ilerlemeyi olumsuz etkilediğini vurgulayan Akalın, Türkiye’nin yükseköğretim sisteminde köklü bir değişikliğe ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Akalın, üniversitelerdeki akademik personelin maaşlarının iyileştirilmesi gerektiğini ve liyakat esasına dayalı atamaların yapılmasını istedi ve üniversitelerin sanayi ve sektörlerle işbirlikleri yaparak AR-GE çalışmalarına daha fazla destek verilmesi gerektiğini belirtti.