22 Aralık 2024
3.7 C
Edirne
Ana SayfaEDİRNEKARAAĞAÇ’TAKİ KATOLİK MEZARLIĞI, DEFİNECİLER TARAFINDAN TAHRİP EDİLDİ

KARAAĞAÇ’TAKİ KATOLİK MEZARLIĞI, DEFİNECİLER TARAFINDAN TAHRİP EDİLDİ

-

Edirne’nin önemli kültür miraslarından biri olan Karaağaç’taki çok katlı Katolik Mezarlığı, defineciler tarafından ağır tahribata uğradı.

19’uncu yüzyıl sonlarında şekillenen ve Edirne’nin tek çok katlı Katolik Mezarlığı olma özelliğine sahip olan Karaağaç’taki Katolik Mezarlığı, adeta kaderine terk edildi. Üzerini kaplayan çalılar ve otlar nedeniyle mezbelelik halde bulunan mezarlığın, defineciler tarafından da ağır tahribata uğradığı gözlemleniyor. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, basın mensuplarına mezarlık hakkında bilgiler verdi.

Prof. Dr. Beksaç, “Karaağaç’taki mezarlık özellikle 19’uncu yüzyıl sonlarında şekillenen bir kabristan. Bağdat demir yolu hattının ve diğer demir yolu hatlarının, inşa edilmesiyle başlanılan bir sürecin uzantısıdır. Edirne’ye Katolik yani Avusturya-Macaristan, Alman, Fransız ve hatta İsviçrelilerin geldiği bir süreç. Bunlar Katolik oldukları için diğer Hristiyan mezarlıklarına defnedilemiyorlar. Çünkü defin gelenekleri farklı. Bu yüzden burada özel kabristan oluşturmuşlardır. Bilindiği gibi Karaağaç’ta 19’uncu Yüzyıl sonları ve 20’nci Yüzyıl başlarında Katolik ve Levanten azınlıklar var. Hatta Edirne’de yoğun bir şekilde İtalyan kökenli insanların yaşadığını biliyoruz. Özellikle bu demir yolu hattıyla diğer Katoliklerin de gelmesiyle bu mezarlık geliştirilmiştir. Mezarlık çok uzun bir süre kullanılıyor fakat daha sonraki süreçte Katoliklerin ayrılmasıyla birlikte burası sahipsiz kalıyor ve tahribata uğruyor. Çok yakın geçmişe kadar mezar taşları ve senotafların büyük kısmı arazide görülebiliyordu. Onlar bile yok olup gitmiş. Biz 2006 yılından beri mezarlıkla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Korunması için çaba gösteriyoruz ama maalesef atıl kaldı ve definecilerin insafına kaldı. Burada artık definecilerin bir şey bulabileceğini de zannetmiyorum. Mezarda ceset bile kalmadı. Belki çok gerilerde kalan katlı mezarlarda olabilir. Burası artık terk edilmiş bir yer ve tehlike arz ettiği de bir gerçek. Gerçi yoğun bir defineci faaliyetiyle zaten tahrip edilmiş hatta mezar taşları kırılıp buradan götürülmüş; binaların altında kullanılmış tahribata da açık kalmış. Aslında Edirne’nin kültürel kimliği açısından çok önemli bir mezarlık. Mezarlıkların esasında önemli bir kültürel kimliği var. Şu an dünyada bir turizm şekillendirilmesi yapmak isteyen bir kent için burada yaşamış olan bütün insanların kalıntıları var ve bu kültür mirasının bir hatıra olarak kullanılması gerekiyor. Maalesef bu Katolik Mezarlığı, Edirne’nin yüz karalarından biri olarak duruyor.” dedi.

Katolik inancında ölülerin hatlar halinde hazırlanmış odacılara konduğunu belirten Prof. Dr. Beksaç, bu mezarlığın Edirne’deki tek çok katlı Katolik Mezarlığı olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Beksaç, “Katolik ülkelerin çoğunda biz bu katlı mezarları görebilmekteyiz. Ayrıca çok erken süreçlerden beri varlığını sürdüren bir gelenektir. Lahitlerin kapaklarında isimleri çok yakın tarihe kadar görebilmek mümkündü. Burada İsviçreli, Avusturyalı hatta Fransız bazı şahısların senotaflarına rastlamıştım. Mimarisi burada gördüğümüz kadarıyla belirli dehlizler, koridorlar halinde oluşturulmuş. Koridorların iki yanında da katlı mezarlar var. Koridorların kemerli olduğu ve yanlarında mezarların olduğu bilinmekte. Üzerinde çok iyi çalışılmadı. Daha önce birkaç kişi belirli kısımların çalışmalarını yaptı ama şu an giriş kapısı falan tahrip edilmiş durumda. Birkaç tane havalandırma açıklığı var. Bunlar görülebilmekte ama hızla yok olup gidiyor. Burada üzücü olan esas belge niteliğindeki senotafların yok olması. Senotaf; gömülü olan cesedin adına ayrılmış olan dikili bir taştır. Katolikler kesinlikle ölümden sonra yaşama inanırlar. Bu yüzden cesedin çok iyi korunması inancı vardır. Bu Katolik mezarlığı Edirne’de tek. Edirne’nin çok sayıda mezarlığı vardır ama maalesef Edirne Müslüman mezarlıklarına bile sahip çıkmadı, yok olup gitti. 1992’de ben ilk defa geldiğim zaman tespit ettiğim Osmanlı mezarlıklarının üçte ikisi yok şu an.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Beksaç, Katolik Mezarlığı’nın temizlenerek koruma altına alınması gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Beksaç, “Bu taşlar esasında Edirne’nin kültür kimliğinin sembolleri. Burada yaşamış olan insanlar için ve hatta Edirne de çok kültürlülüğü çok dinliliği insanlık ve kardeşlik duygusunu savunan bir şehir haline geldi. Maalesef böyle bir şey Dünyaya karşı hiç hoş değil. Dünya kardeşliği açısından ne olursa olsun korunması gereken bir durum. Bunların korunmaya alınması gerekiyor. Temizlenip etrafının çitle çevrilmesi gerekiyor. Çok ağır tahribat almış halde. Ne kaldıysa bunların hepsinin korunması gerekiyor. Sadece Hristiyan çevreye karşı değil insanlığa karşı yapılması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Bir Cevap Yazın

Gözden Kaçmasın

Son Günlerde Popüler

Edirne Ticaret Borsası Side