8 Ocak 2025
12.6 C
Edirne
Ana SayfaEDİRNEİNCİ: ENFLASYONLA MÜCADELEDE 2-3 YIL GEÇ KALINDI!

İNCİ: ENFLASYONLA MÜCADELEDE 2-3 YIL GEÇ KALINDI!

-

Enflasyonla mücadele konusunda halihazırda yapılan çalışmaları doğru bulduğunu açıklayan Edirne İş İnsanları Derneği Başkanı Hakan İnci, “Şu andaki mücadele, dünya standartlarında reel bir mücadele. O noktaya geldik ama biraz geç geldik. Keşke bu operasyon 2-3 sene önce yapılsaydı.” ifadelerini kullandı.

Edirne İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü nedeniyle kentte görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi. Kentteki bir restoranda düzenlenen programda konuşan Dernek Başkanı Hakan İnci, iş dünyası açısından 2025 yılındaki beklentiler hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

İnci, “Edirne İş İnsanlar Derneği olarak her yıl geleneksel olarak Çalışan Gazeteciler günü nedeniyle bir araya geliyoruz. Hem sizlerle bir araya gelip hasret gideriyoruz, hem de gündeme dair açıklamalar yapıyoruz. Tabii 10 Ocak’ın anlamı ayrı, bizim açımızdan da şöyle bir şey var; bir ekonomi derneği olarak, iş insanları derneği olarak da geçmiş yılı da değerlendirme imkanı buluyoruz. Biliyorsunuz 2024 sancılı geçti. 2025’in de açıkçası ilk 6 ayında yoğun sıkıntı beklentisi var. Bundan da en çok iş insanları ve esnaf etkileniyor. Bizim Edirne’mizin esnaflar açısından bir şansı var; yurt dışından gelip nakit para harcayan bir portföyümüz var. Ama onlar da tabii çeşitli nedenlerden dolayı biraz daha alışveriş noktalarını değiştirdiler. Mesela Lüleburgaz’a gittiğimde de yoğun bir şekilde Bulgaristan plakalı araçlar görüyorum. İstanbul’da da görüyorum. Bu konuda da tekrar esnafımızın bence kendini gözden geçirmesi gerekiyor. Şu anda ülkemizde yüksek bir faiz çıkmazı var. Çok yüksek faizler, hem paraya ulaşımı zorlaştırıyor, hem de paraya ulaştığın anda maliyeti çok yüksek. Yani bunun altından kalkılması çok zor bir dönemdeyiz ve bunun sürdürülebilir olduğunu düşünmüyoruz. Yani bunun ivedilikle çözülmesi gerekiyor. Zaten şu anda 250 baz puanlık faizde geri yapıldı. Bu bundan sonraki her ayda da olacak diye düşünüyoruz. Ama bunun sahaya yansıması, insanlara yansıması biraz zaman alacak. Yani hemen bir anda gerçekleşecek bir şey değil bu. Dolayısıyla bir müddet daha ayakta durmaya çalışacak iş adamları. Şu anda mesela kendi sektörümle ilgili konuşacak olursam; konut olayında piyasa çok durgun ama insanlar şunu anlamıyorlar. Biliyorsunuz daha önce dövizle ilgili, ekonomi ile ilgili tahminlerimiz yüzde 80, yüzde 70 tutmuştur. Şu anda da ben yine insanlarımızı uyarıyorum. Şu anda konut almayı düşünenler varsa bence fazla düşünmesinler çünkü şu anda konut alınacak bir durumda. Çünkü insanlarla gidip bunu arz eden müteahhitlerle, firmalarla pazarlık şansınız var. Ama 2 ay sonra, 3 ay sonra ani bir konut faiz düşüşünde paraya ulaşım kolaylaşırsa şu andaki pazarlıkla 5 liraya alacağınız bir yeri pazarlıksız 7 liraya almak zorunda kalabilirsiniz. Bu yönden ben halkımızı uyarıyorum. Yüzde yüze yakın enflasyon olan bir ülkede paranı yıllık yüzde 40-45 faizle değerlendirip ‘ben bundan kar elde ettim’ demek zaten mantıksız bir şey. Yani sizin şu anda mevduata koyduğunuz para aslında kar getirmiyor, bir tarafta ana paranız eriyor. Çünkü enflasyon aldığın faizin 2 katı. İnsanlar zannetmesin ki; ‘ben mevzuata işte koydum 5 milyon lira, 6 ay sonra benim param oldu 6 milyon lira’ ama alacağın ev 7,5 milyon lira olacak. Dolayısıyla yatırım için ev alsınlar demiyorum. İnsanlarımızın biraz daha piyasanın rahatlaması açısından, bu banka faizinden çıkması gerekiyor. Yani bunu ivedilikle söylüyorum çünkü burada 3-5 kişinin, mevduat sahiplerinin rahat yaşaması, toplum rahatsızsa bir anlam ifade etmeyecek. Onların o paralarını, o mevzuattan çıkartıp gerçekten ihtiyaçları olan şeylere ulaşım sağladıklarında para piyasaya girecek ve para piyasaya çıktığında da bütün sektörler zincirleme olarak rahatlayacak. O yüzden bu sarmaldan çıkmamız gerekiyor. Umarım öngörülen gibi inşallah bu son 3-4 ayımız olur ve ondan sonra piyasalar rahatlar. Öyle bir umudumuz var, öyle bir dileğimiz, temennimiz var. İnsanlar artık boğazından kesmeye başladılar. Yani artık gidin bakın restoranlarda, öğlen yemeklerinde mesela gittiğimiz yerlerde hiçbir şekilde eski kalabalığı görmüyorsunuz. Dolayısıyla bu kademe kademe giyim sektörüne yansıyacak, yeme içme sektörüne zaten yansıyor, yarın insanlar çocuklarına bir şey almayacaklar. Her sektör zincirleme olarak krize girecek. Zaten kriz var, bize Edirne’de bu biraz geç intikal ediyor Türkiye ortalamasına göre ama biz bile hissediyorsak bunu artık artık bıçak kemiğe dayanmış demektir. Dolayısıyla ülkenin faiz sarmalından çıkması gerekiyor.” dedi.
Şu anda enflasyonla mücadele konusunda gerçekleştirilen çalışmaları doğru bulduğunu belirten İnci, “Keşke bu operasyon 2-3 sene önce yapılsaydı.” dedi.
İnci, “Hükümetin sürekli Bakan değişikliğinden dolayı her yeni gelen Bakan sanki önceki başka bir hükümetin Bakanını eleştirir gibi yükü onun üzerine atarak yeni bir şeyler yapmaya çalışıyor. Şu andaki enflasyonla mücadele dünya standartlarında reel bir mücadele. Yani ona geldik. Ama biraz geç geldik. Şimdi o geç gelmenin bedelini ödüyoruz. Keşke bu operasyon 2-3 sene önce yapılsaydı. Elbette ki şu andaki doğru. Şu anda çünkü ekonomi yönetimi bağımsız hareket ediyor, bu net. Olması gerekendi bu. Siyasete bağımlı kalırsan o zaman reel kararlar veremiyorsun. Bu ilk başta vatandaşa hoş gibi gözüküyor ama arkasından faturası çok ağır oluyor. Dolayısıyla şu andaki ekonomi yönetiminin yaptıklarını doğru buluyorum ama biraz daha bu faizin aşağı çekilmesi yönünde ekstra nasıl bir önlem alabilirler? Bu konudaki uzman ekonomistler neyi öneriyor? O konunun da biraz daha öne alınıp piyasayı rahatlatmaları lazım. Bir de bankalara iş adamlarının paraya erişimini kolaylaştırmaları lazım. Yani şu anda mesela sektör olarak belli bir ciron var. Sen o cirona güvenerek mal bağlantısı yapmışsın, ona göre çek vermişsin, ödeme takvimi oluşturmuşsun. Piyasa bozulmuş o gün senin o tahminin gerçekleşmemiş. Sen ne diyorsun? Yüzde 50 faiz de olsa bankada kredim var, en azından alırım ticari itibarımı korurum, çekim vurulmaz. Gününde ödememi yaparım diyorsun. Bankaya gidiyorsun diyor ki; ‘Şu anda kapalı, verebilirsek taksitle vereceğiz’. Ben taksit istemiyorum, uzun vadeli borçlanmak istemiyorum. Alırsanız taksitle alacaksınız, gibi paraya ulaşımı zorlaştıran uygulamalar var. Bence ekonomi yönetiminin buna da müdahale etmesi lazım. Eğer insanların kredibilitesi varsa buna ulaşmalı yani. Bir iş adamının patlaması beraberinde en az 40-50 iş adamını götürür. Çünkü bu adamın piyasada çekleri var. Dolayısıyla bu noktaya gelmememiz için kredibilitesi olan teminat verebilen insanların da, paraya ulaşımının kolaylaştırılması lazım. İstatistik kurumu ayrı bir kurum. Maaş belirleneceği ay düşük gösteriyorlar. Bu ticaret gibi düşünüyorlar biraz. Onun dışında nakde ulaşımdaki darlık şu, mantıken şöyle düşünüyorlar; para ne kadar az olursa insanlar da gereksiz harcamalardan kaçınacak. Bu gereksiz harcamalar da enflasyonu aşağı çekecek, yani arz-talep dengesi bozulacak. Talep olmayınca 10 liralık mal 8’e düşecek, bu da enflasyonu aşağı çekecek diye mantalite var. Bu da nakde ulaşımdan kaynaklanan zorluktan kaynaklanıyor. Ben bugünkünü neye göre normal karşılıyorum? 2 sene önceki ekonomi yönetimine göre.  Şu konuda da biraz öz eleştiri yapmamız lazım. Hükümetin yanlış politikaları çok, bunu tartışacak bir durumumuz yok. Aldıkları her tedbir ve sıkılaştırma direkt halkı olumsuz etkiliyor, bu kesin. Piyasalarda şöyle bir şey var; enflasyonist mantıkla adam kafasına göre zam yapıyor. Yani hiç ummadığın bir anda, ummadığın bir ürüne fahiş bir fark geliyor. Yani gerekçelendiremediğim bir şey. Mesela buraya diyelim ki Antalya’dan meyve sebze geliyor. Akaryakıt arttığında onun da artmasını mantıklı bulursunuz. Böyle bir durum yokken aniden şimdi yerinde 3 lira olan bir malzemeyi ben Edirne’de 60 liraya yiyorum. Bu mantıksız bir şey. Diyelim ki bugün bir maydanoz, İstanbul’dan buraya nakliyeyle geldiğinde 20 liraysa Karaağaç’taki üreten de 20 liraya satıyor. Ya olmaz kardeşim. Sen burada organik pazar diye yerelde bir şey satıyorsan onun tercih edilmesi için daha uygun bir rakam olması lazım. Yani burada da kendimize de biraz öz eleştiri yapmamız lazım. Yani fahiş fiyatları kendimiz oluşturuyoruz. Biraz bu da etken, gerçek bu. Veya işte Bulgarlar gelince sen pazarda fiyatı düşüremiyorsun. Çünkü sen almazsan Bulgar alıyor zaten.” şeklinde konuştu.

Bir Cevap Yazın

Gözden Kaçmasın

Son Günlerde Popüler

Edirne Ticaret Borsası Side