Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş, tarım arazilerin hoyratça imara açıldığını söyleyerek, “Akıl almaz bir yapılaşma ile betonlaşıyoruz. Bir gün beton asfaltın yenmeyeceğini göreceğiz” dedi. Türkiye’de en sahipsiz kesimin çiftçiler olduğunu ifade eden İriş, üretimi arttırmanın başlıca formülünün çiftçinin ekim yapmadan önce taban fiyatın belirlenmesi olduğunu açıkladı.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tarım ve hayvancılık konusunda açıklamalarda bulunan İriş, son 20 yılda tarım topraklarının hoyratça betonlaştırılğını, 2002 yılında 26 milyon hektar olan tarım alanının 2020’de 23 milyon hektara düştüğünü açıkladı.
İriş, “Tarım ile toprak, et ile tırnak gibidir. Tarım deyince ilk akla gelen şey, topraktır.
Tarımsal üretimle alakalı hususları ifade etmezden evvel, toprakla alakalı birkaç cümle söylemekte
fayda var. Açık yüreklilikle ifade etmeliyiz ki, topraklarımızı hoyratça heder ediyoruz. Akıl almaz bir yapılaşma ile betonlaşıyoruz. Bunun sonucunda da tarım alanlarımızda ürkütücü bir azalma yaşanıyor. Nitekim, 2002’de 26 milyon hektar olan tarım alanları 2020’de 23 milyon hektara düşmüştür. Bu büyük bir kayıptır.
Önüne gelen imar alanı, önüne gelen yol, önüne gelen köprü bu dayanılacak bir şey değil. Bir gün beton asfaltın yenmeyeceğini göreceğiz. Ama inşallah pişman olacak güne gelmiş olmayız. Rast gele imara açmak, beton dökmek kabul edilebilir bir şey değil. Bir karış toprak için savuş açıyorsun ama elindeki toprağı hoyratça harcıyorsun, kabul edilemez. Tarım arazilerimizin korunması için ciddi tedbirler alınmalı, acilen kanuni düzenlemeler yapılmalıdır. Bundan sonraki yapılaşmalar mevcutları yenilerek yapılması konusunda ciddi planlamalar yapılmalı” dedi.
Türkiye’de en sahipsiz kesimin çiftçiler olduğunu söyleyen İriş, Türkiye’de ciddi üretim planı yapılması, çiftçiye fiyat ve alım garantisi verilmesi gerektiğini söyledi.
İriş, “Bugün en sahipsiz kalan kesim çiftçi kesimidir. İyi kötü diğer çalışanların sendikası, odası var ama çiftçi büyük ölçüde sahipsizdir. Devlet rastgele bir davranışta bulunamaz. Ekim yapacak insanlar ne ekeceğini ve ne elde edeceğini bilmesi lazım. Bunun formülü basit. İki ana ekim ayı vardır. Biri Ekim ayı biri Nisan Mayıs ayı. Çiftçilerimiz en geç Eylül ayında ekeceği buğdayın arpanın ne edeceğini bilmesi lazım. Çünkü borçlanacak harcayacak. Yapılacak şey basit, Eylül ayında taban fiyat belirlenecek. Süreçte meydana gelen fiyat farkları mazot, gübre, tohum bunlarda meydana gelen artışların da tarımsal destek olarak çiftçiye ilave verilecek. Bu tarımsal destek de sezonda ödemesi yapılacak. Bu uygulama kışlık üründe de yazlık üründe de yapıldığı zaman Türkiye’de göreceksiniz ki müthiş bir üretim seferberliği başlamış” dedi.