Sık sık tartışmalara yol açan 3600 ek gösterge konusunda açıklamalarda bulunan Büro Memur-Sen Edirne Şube Başkanı Memet Sait Ercan, kamu çalışanları arasında eşitsizlik oluşmaması adına 3600 ek gösterge konusunun dikkatli bir şekilde ele alınması gerektiğini söyledi. Ercan, daha kalıcı ve hakkaniyetli çözümün ise 5510 sayılı yasanın iptal edilmesi ve tüm devlet memurlarının 5434 sayılı yasa kapsamına alınmasıyla sağlanabileceğini belirtti.
Büro Memur-Sen Edirne Şube Başkanı Memet Sait Ercan, ülke gündemini sık sık meşgul eden 3600 ek gösterge konusunda önemli açıklamalarda bulundu. 3600 ek göstergeye taşınanlar ile 3600’ün altında bırakılan devlet memurlarının emekli maaşları ve ikramiyelerde büyük fark oluşacağını belirten Ercan, “Böylece sınıfsal ve unvansal ayrımcılık oluşturularak kamu çalışanlarının mağduriyetine ve tepkilerine yol açacaktır.” dedi. Büro Memur-Sen Edirne Şube Başkanı Memet Sait Ercan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan başkanlık seçimleri öncesinde Seçim beyannamesi ile öğretmenlere, hemşirelere, din görevlilerine, polislere ve idarecilere olmak üzere 3600 ek gösterge verileceğini beyan etmiştir. O günden bu güne kadar 3600 ek gösterge sürekli gündeme gelmiş ve 3600 ek göstergenin sadece belirli meslek guruplarına vaat edilmiş olması diğer kamu çalışanları nezdinde tepkilere neden olmuş ve her geçen gün bu tepkiler giderek artmaktadır. Kamu çalışanları düzenlemenin genele yayılması yönünde talep ve beklenti içerisindedir. Geldiğimiz nihai noktada; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdinde ek gösterge komisyonu oluşturulmuş ve yetkili konfederasyon Memur-Sen’in de katkı ve katılımı ile komisyon çalışmaları başlatılmış ve süreç devam etmektedir.
3600 ek göstergesi neden önemlidir? Neden 3600 ek gösterge? 3599 ek gösterge olsa olmaz mı? 3600 ek gösterge çalışırken devlet memurlarının maaşlarını artıran bir unsur değildir. Ancak 3600 ek gösterge, daha ziyade devlet memurlarının emekli maaşlarını ve ikramiyelerini ciddi oranda arttıran bir basamak değişikliğidir. Şöyle ki; bugün itibarı ile ek göstergeleri 2200 ve 3599 arasında olan üniversite mezunları için emekli maaşlarını belirlemede önemli faktör olan tazminat yansıtma oranı 85 puan iken 3600 ek göstergede bu oran 145 puana yükselmekte ve bundan dolayıdır ki 3600 ek gösterge; emekli maaşlarını bin 400 TL, ikramiyelerini de 50 bin TL arttırdığı için önemli ve ayrıcalıklı konuma gelmiştir.
Devlet memurlarından okul durumları ve statüleri aynı olan lisans mezunlarından bir kısmının ek göstergeleri 3600’e taşınarak bir kısmının da ek göstergeleri 3600’ün altında bırakılırsa emekli maaşları ve ikramiyelerinde büyük bir fark yaratılacaktır. Böylece sınıfsal ve unvansal ayrımcılık oluşturularak kamu çalışanlarının mağduriyetine ve tepkilerine yol açacaktır. 3600 ek gösterge ayrıca emekli maaşlarında memuriyete başlama tarihlerine göre de bir mağduriyet sınıfı doğuracaktır. Şöyle ki; 3600 ek gösterge Ekim 2008 sonrası göreve başlayan devlet memurlarının emekli maaşına yansımayacak ve bundan dolayı da gelecekte mağduriyet ve tepki doğuracaktır.” dedi.
Ercan, yapılacak birkaç düzenlemeyle söz konusu mağduriyetlerin ortadan kaldırılabileceğini ifade etti.
Ercan, “En düşük emekli maaşı alan ek göstergeleri 2200’ün altında veya hiç ek göstergeleri olmayanların emeklilik tazminat yansıtma oranının 55 puandan 100 puana çıkarılması; ek göstergeleri 2200 ila 3599 arasında olanların emeklilik tazminat yansıtma oranının 85 puandan 130 puana çıkarılması; lisans mezunu tüm devlet memurlarına ayrım yapılmadan 3600 ek göstergenin verilmesi; Daha kalıcı, adaletli ve hakkaniyetli köklü bir çözüm için ise 5510 sayılı yasanın iptal edilerek tüm devlet memurlarının 5434 sayılı yasa kapsamına alınarak farklılıklar ortadan kaldırılarak tüm kamu çalışanlarının eşit koşullarda emekli maaşı bağlanması ile sorun çözülebilir. Veya ek gösterge artışı yerine ek göstergenin yaratacağı etki kadar taban aylığının arttırılarak tüm devlet memurlarının adil bir şekilde faydalanmasını sağlamak. Böylece hiyerarşik sistem de bozulmamış olacaktır. Devlet memurları içerisinde birini ötekine nazaran ayrıcalıklı hale getiren her türlü düzenleme, kamu çalışanları vicdanında kabul görmeyecek ve büyük tepkilere yol açacaktır. Amacımız mağduriyet oluşturulmadan ve sonrasında oluşacak tepkileri önceden öngörerek tüm devlet memurlarını mutlu edecek herkesi kucaklayacak adil, şeffaf ve kapsayıcı bir yaklaşımla sürecin olumlu sonuçlandırılmasına katkıda bulunmaktır.” ifadelerini kullandı.
