“Kadının Hukukta Yol Haritası” kitabının yazarı Avukat Lerzenur Asan Elik, Edirne Belediyesi tarafından düzenlenen imza gününde kadınlarla bir araya geldi. Şiddetin temelinde sevgisizlik ve empati yoksunluğunun yattığını söyleyen Elik, gençlerde flört şiddetine dikkat çekti.
“Kadının Hukukta Yol Haritası” kitabının yazarı Avukat Lerzenur Asan Elik, Edirne Belediyesi tarafından düzenlenen imza günü ve söyleşide kadınlarla bir araya geldi. Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi ve Belediye Konservatuarı salonunda yapılan imza günü ve söyleşiye Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve Eşi Esra Gürkan, Belediye Başkan Yardımcıları Selçuk Çakır, Hakan İşcan, CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Gegeoğlu ile kadınlar katıldı.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, burada yaptığı konuşmada tüm kadınların haklarını bilmesi gerektiğini söyledi.
Gürkan, “Edirne Belediyesi olarak kadın merkezleri kurduk. Biz istiyoruz ki, erkeğin arkasından giden kadınlar olmasın, erkeği ile yan yana giden kadınlar olsun, yan yana yürüyen kadınlar olsun. El ele tutuşan, ama sadece sevgi anlamında değil başarı anlamında da zorluk karşısında da erkekle kadın el ele tutuşup geleceği birlikte oluştursunlar istiyoruz. Bunun için haklarınızı bilmeniz gerekiyor. Haklarınızı bilmezseniz hiçbir yere gidemezsiniz. Üstünlerin hukukunu istemiyoruz, hukukun üstünlüğünü istiyoruz. Tüm kadınların mutlaka haklarını bilmesi gerekiyor” dedi.
Avukat Lerzenur Asan Elik, yıllardır kadın hakları için mücadele ettiğini belirterek, Edirne’de kadınlarla bir araya gelmesini sağlayan Başkan Gürkan’a teşekkür etti. Şiddetin temelinde sevgisizlik ve empati yoksunluğunun yattığını söyleyen Avukat Elik, “siyasetçilerin en büyüğünden bizlere kadar, nefret dilini bırakıp artık sevgi dilini benimsemeliyiz” dedi.
Avukat Elik, gençlerde flört şiddetine dikkat çekti.
Elik, “Çok duyuyoruz, seven kıskanmaz mı, o etek neden kısa ya da profili açıktır kadının profilin neden açık, gece neden online oldun. Bunlar özellikle üniversiteli kızlar arasında çok duyulur. Bunlar aslında bir imadır, bir yakıştırmadır. Şiddet genç ya da yetişkin her kadın için kafa karıştıran ve baş edilmesi zor bir deneyim. Bu nedenle uyarı sinyallerini tanımak, ipuçlarını yakalamak çok önemli.
Şiddette de bu sinyalleri algılayarak kendimizi şiddetten koruyabiliriz. Çoğu kez şiddet geliyorum diyor. Haklı bir şiddet zaten yoktur. Hiçbir sebep şiddete gerekçe olamaz. Bizler baskıyı tatlı kıskançlık zannediyoruz. Yeşilçam filmlerini düşünün. Zorbalığı sevgiyle özdeşleştiriyoruz. Şiddeti anlık sinir diye örtbas ediyoruz. Ya da evlilikteki keramete tutunuyoruz ve kişiyi, eşinizi rehabilite etme görevini üstleniyoruz. Eşiniz alkolik, madde bağımlısı. Aslında profesyonel destek alması lazım ama bizler onu rehabilite etmeye çalışıyoruz ve bu şekilde şiddetin içinde yaşamaya alışıyoruz. Ya da ‘ben bunu hak ettim işim bunu bana yaptı. Öyle biri değil, bugün işte çok sinirlenmiş onun için geldi hırsını benden aldı. beni dövdü’. Bu tarz söylemler son derece sakıncalı. Sakın ola şiddeti kafanızda meşrulaştırmayın. Kadına yönelik şiddet aslında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
Avukat Lerzenur Asan Elik, kadınların çalışmasının önünde engeller olduğunu belirtti.
Elik, “Kadın çalışsın ama kadının çalışmasında o kadar çok engel var ki. Eğitim engeli, uzmanlaşma engeli. Eğitim ve iş hayatında asla fırsat eşitliğinin olmaması. Evlenince erkek eş engeli. Erkek eşi çalıştırmıyor. Bugün çok entelektüel gördüğümüz adamlar bile ‘benim eşimin paraya ihtiyacı yok ona ben bakarım çalışmasın’ diyor. Dışarıda Mozart dinliyorsun evde eşini çalıştırmıyorsun. Çok entelektüelsin ama bakış açın çok geride kalmış” dedi.