Ayçiçeği ekimlerinde ciddi azalmalar olduğunu ve bu yıl üretimde 500 bin ton kadar düşüş beklediklerini belirten Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, “Türkiye olarak ayçiçeği ihtiyacımız 2,5 milyon ton. Bu yıl 1,3 milyon ton üretim bekliyoruz. Üretimde ciddi bir azalma olacak ve bu da ithalatla kapatılmaya çalışılacak. Bu da bir uyarıdır.” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenleyerek, ayçiçeği üretimi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ayçiçeği ekiminde ciddi azalmalar olduğunu söyleyen Gaytancıoğlu, bu yıl üretimde 500 bin ton kadar düşüş beklediklerini ifade etti.
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Şu anda Çukurova’da ayçiçeklerinin ekilmesi gerek. Çukurova’da geçtiğimiz yıl yaklaşık 300 bin dekar ekim oldu. Şu an yaklaşık 100 bin dekar ekim bekleniyor. Yani 3’te 1 oranında azaldı. Çünkü AK Parti’nin tercihi Rusya ve Ukrayna oldu. Bakın bu iki ülke savaşıyor ama bizde hala bu ülkelerden ithalatla bu işi çözeriz mantığı var. O ülkelerden ithalat yapılıyor, yerli ayçiçeği üreticisine destekleme yapılmıyor. Gümrük vergileri sıfırlanıyor. Şu anda gümrük vergisi eski halinde olsa yani bir kilogram ayçiçeğinden yüzde 27, bir ton ham yağdan yüzde 36 gümrük vergisi alınsa inanın hiç sorun kalmaz. Fiyatlar kendiliğinden yükselir. Çünkü markette fiyatlar düşmüyor zaten. Ama aracılar kazanıyor. Buralarda kaybedenler oluyor. Başta üreticiler ve üreticilerin kurduğu çalıştırdığı tarım satış kooperatifleri birlikleri; Trakya Birlik ve Karadeniz Birlik kaybediyor. Aslında Türkiye kaybetmiş oluyor. Ayçiçeği ekimleri de azaldı. Bu sene daha da azalacak. Zaten net ithalatçıyız. Bir milyon 800 bin tona ulaşmıştık. İhtiyacımız 2 buçuk milyon ton. Bu sene 1 milyon 300 bin tonlara düşüş var yani 500 bin ton üretimde azalma bekliyoruz. Bu da bir uyarıdır. Üretimde ciddi bir azalma olacak ve bu açık nasıl kapanacak; yine ithalatla. Yani bastıracağız dövizi, Rusya ve Ukrayna’nın kapısına gideceğiz. Orada savaş var. Ya oradan gemiler gelmezse. Bu sefer yönümüzü Bulgaristan’a, Moldova’ya, Fransa’ya çevireceğiz. Arjantin ve Brezilya’ya çevirmek istiyoruz ama orada da ciddi kimyasal ilaç kullanımı var. Nereden bakarsanız bakın tutarsızlık. Yani sonuç olarak AK Parti, Türk çiftçisi, sanayicisi dışında başka ülkelerin çiftçilerini ve sanayicilerini destekliyor. Sıra Türk çiftçisine geldiği zaman ‘Sen git kredi çek’ diyor. Bakın geçenlerde de yeni bir kredi paketi açıkladılar. 250 bin liraya kadar kredi verecekler. Bu verdikleri kredi düşük faizli ama hibe, destek değil; yine borçlanma. Halbuki ben tarım politikası uzmanıyım. Tarımda çiftçinin desteğe ihtiyacı vardır. Destek de anayasal bir haktır. Bulmacalarda çıkar. Karşılıksız çıkan yardım nedir diye; iyiliktir. Eğer siz bir karşılık bekliyorsanız para veriyorsunuz ama faiziyle alıyorsunuz. Sıfır faizli de verseniz yine o bir borçtur. Parayı verdiğinizde istemiyorsanız evet o bir destektir, hibedir, teşviktir. Dersiniz ki ben sana bu parayı veriyorum çünkü sen çiftçisin. Ürettiğin ürünler bazen çok olur fiyat düşer etkilenirsin ama bazen de ürünün az olur fiyat yükselir. Bu yüzden senin üretime devam etmen lazım. Benim de üretimde dalgalanma görmemem lazım. Üretimi planlayarak üretimi desteklemek gereklidir ama AK Parti’nin 20 yıllık iktidarında bunu görmedik. Zaten yolun sonuna geldiler. Bundan sonra Türkiye’yi CHP’nin başını çektiği Millet İttifakı yöneteceği için biz politikalarımızı zaten belirledik. Bizim politikalarımız bellidir: Üreten bir Türkiye, halkça bölüşen bir Türkiye istiyoruz. Bunun için de her türlü desteği üreticimize yapacağız.” dedi.