EDİRNE’DE İSRAİL PROTESTOSU!

Cuma namazı sonrası Eski Cami önünde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları basın açıklaması yaparak, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını protesto etti. Gerçekleştirilen basın açıklamasına; Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve siyasi parti temsilcileri de katılım gösterdi.

İsrail’in Filistin’e yönelik insanlık dışı saldırıları Edirne’de protesto edildi. Cuma namazı sonrası Eski Cami önünde bir araya gelen sivil toplum kuruluşlarının İsrail’e çok sert tepki gösterdiği basın açıklamasına; Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi.

Basın açıklamasını okuyan Anadolu Gençlik Derneği Edirne Eğitim Birimi Sorumlusu Bilal Değirmendereli, “Ey İsrail! Ne kadar zulmederseniz edin ne kadar kan dökerseniz dökün Mescid-i Aksa’yı, Kudüs’ü, Filistin’i bizden koparamayacaksınız.” dedi.

Değirmendereli, “AGD Edirne Eğitim Birimi Sorumlusu Bilal Değirmendereli, “Bugün ağıt yakmak için toplanmadık. Bugün ağlamak için toplanmadık. Artık, bir muştuyu paylaşmak için toplanacağız. Artık ümmete müjdeler vermek için toplanacağız. Zira zulüm saltanatının sonu gelmeye başladı. Zira zulüm imparatorluğu çökmeye başladı. Bunun işaret fişeğini Gazze’nin genç yiğitleri attılar. Şeyh Ahmet Yasin’in yetiştirdiği gençler ilk vuruşu yaptı. Hasan el Benna’nın tohumunu attığı dallar meyveye durdu. Hamas’lı gençler, dedelerinin başlattığı savaşı bir adım ileriye taşıdılar. İzzettin El Kassam tugayları bir balonu patlattı. Batılıların, ekonomik ve siyasi destekleri ile büyüttükleri “güçlü İsrail balonu” patladı. 6 gün savaşı ile şişirilen balon patladı. Yenilmez İsrail balonu patladı. “Her şeyden haberi olur” zannedilen mossad balonu patladı. Şimdi çizilen karizmalarını çocukları öldürerek düzeltmeye çalışıyorlar. Şimdi, kurdukları korku imparatorluğunu hastaneleri havaya uçurarak yeniden inşa etmek istiyorlar. Bombalarla parçalanan çocuk cesetleri ile yeni “korku duvarları” inşa etmeye çalışıyorlar. Ancak; Geçmiş olsun diyoruz. Çünkü ümmet uyandı. Artık dipdiri bir ümmet var. Ümmet, bir avuç cesur gencin bu kağıttan kaplanı nasıl buluşturup attığını gördü. İlk günler içimizden Müslümanlar bile buna inanamadı. “Acaba mossadın bir oyunu mu ?” dedi. Ancak gördük ki bu artık İsrail için “sonun başlangıcı.”. Gördük ki şehit Ahmet Yasin’in söylediği söz gerçek olacak inşallah. Gördük ki Şeyh Ahmet Yasin’in “İsrail 2027’yi göremeyecek” sözü yavaş yavaş gerçek oluyor. Ahmet Yasin bu sözü söyledi ve bu sözün altına kanı ile imza atarak şehadete yürüdü. Evet küfür yıkılacak ama bu kimin eliyle? Kim koşarsa, kim savaşırsa, kim vahdet için çalışırsa, kim yardım ederse o sırtlanacak zaferi. İşte bunun için, gelin bu zafere hep birlikte omuz verelim. Bir başkasından hareket beklemeden çalışalım. Siyonist lobilerin ve dünyadaki terörün ana merkezi olan ABD’nin İslam coğrafyasında yaptıkları katliamlar, işgaller, tecavüzler, sömürü faaliyetleri ayan beyan ortadadır. Kâfirlerin birbirlerini nasıl desteklediğini görmemek için kör duymamak için sağır dertlenmemek için vicdan ve izandan yoksun olmak gerekir. İşte Amerika, İngiltere; Doğu Akdeniz’de sonuçlandırdıkları filolarla İsrail’in emrine amade olduklarını, olası bir savaşa karşı onu korumak için ne gerekiyorsa yapacaklarını ilan ediyorlar. Avrupa ve diğer batılı ülkeler İsrail’in zülümlerine karşı çıkanlara hapse atmakla sınır dışı etmekle tehdit ediyor. Dünyanın her yerinde Müslümanlar sindirilmeye çalışılıyor. Küfrün en güçlü taraf olduğunu iman etmeye zorlanıyorlar. Buradan bir kez daha haykırıyoruz bizler ancak Allah’tan korkar ve ona itaat ederiz. Bizi sindiremeyecek korkutmayacak yok edemeyeceksiniz. Yüzyıllarca haçlı seferlerini nasıl püskürttüysek, Kudüs’ü defalarca nasıl feth ettiysek, İstanbul’u nasıl İslam’ın başkenti yaptıysak Allah‘ın arzında adım atmadık yer bırakmadıysak yine yaparız yine yapacağız. Allah‘ın yardımı bizimle olduğu sürece ancak biz galip geliriz. İşte bu inayete nail olmak için Müslümanların Filistin davasına gerekli önemi ve önceliği vermesi, tüm maddi olanakların ve manevi desteğinin mücahitlerin hizmetine sunulması şarttır. Kudüs ve Mescid-i aksa için gayret göstermek imanımızın ve insanlığımızın bir gereğidir.  Topraklarındaki teröristleri temizlemek için 7 Ekim sabahı teröre karşı operasyon yapan mücahitlerin şu sözlerini unutma; Birliklerimizin içinde kaza namazı olan hiçbir kimse yok. Kaza namazı olanı işgale karşı savaştırmıyoruz. İnşallah yakında Mescid-i Aksa’da cemaatle namaz kılmaya başlayacağız. Bu mücahitlerin şuuruna, kalitesine yükselmeden aksa için mücadelenin bir tarafı hep yarım kalacak.  Savaşın da bir hukuku, bir ahlakı, askerliğinde bir onuru vardır. Hastaneleri ve yaralı taşıyan ambulansları vurmak, kadınları, çocukları, çocukları, yaşları, silahsız sivilleri öldürmek ancak sizin gibi katilleri cellatlara ve teröristlere yakışır. Unutmayın ki yaktığınız bu ateş siz de yakacak döktüğümüz bu kanlar nihayetinde sizi boğacaktır. Ey Allah’ın lanetlediği kavim, Ey İsrail! Ne kadar zulmederseniz edin ne kadar kan dökerseniz dökün Mescid-i Aksa’yı, Kudüs’ü, Filistin’i bizden koparamayacaksınız.” dedi.