Edirne Kadın Dayanışması, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle Atatürk Anıtı’nda bir açıklama yaparak, kadına yönelik şiddeti protesto etti.
Edirne Kadın Dayanışması bileşenleri tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında tören düzenlendi. Atatürk Anıtı’na çelenk sunulmasıyla başlayan tören; saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti.
Günün anlam ve önemine dair hazırlanan basın açıklamasını, Üniversiteli Kadınlar Derneği üyesi Serpil Koçmer okudu.
Koçmer, “Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, ülkemizin dört bir yanında yankılanan çığlığın bir parçası olmak için buradayız. Bu çığlık, susturulmaya çalışılan her kadının sesi, yarıda kesilen her yaşamın isyanıdır. 1960 yılında, Dominik Cumhuriyeti’nde Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı direnen Mirabal Kardeşler (Patria, Minerva ve María Teresa), kadınların haklarını savunarak bir sembol haline geldiler. Onların öldürülmesi, kadınların maruz kaldığı şiddeti dünya gündemine taşıdı. Mirabal Kardeşler, “Kelebekler” lakabıyla tanındı ve kadın hakları mücadelesinin küresel simgelerinden biri oldu. Birleşmiş Milletler, 1999 yılında 25 Kasım’ı resmi olarak Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan etti (UN Women). Bugün burada, bir kez daha toplumun kanayan yarası olan kadına yönelik şiddeti ve onun sonuçlarını konuşmak zorundayız. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü, yalnızca bir anma günü değil; sesimizi duyurmak, haklarımızı savunmak ve gelecekte bu acıların yaşanmaması için hep birlikte mücadele etme çağrısıdır. 2024 yılında ne yazık ki 350’den fazla kadın, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybetti. Bu isimler yalnızca birer istatistik değil, her biri bir anne, bir evlat, bir kardeş; hayalleri, umutları olan insanlar. Biz bu isimleri unutmayacağız, unutturmayacağız: Ayşe, Elif, Zeynep, Dilan, Nurcan, Özge, Hatice… Ve daha niceleri. Aramızdan koparılan bu kadınlar için susmayacağız! Bugün, 25 Kasım’ın tarihçesi kadar acil olan bir gerçek var: Kadına yönelik şiddet Türkiye’de giderek artıyor. Ekim ayı kadınlar için en karanlık aylardan biri oldu: 48 kadın cinayeti işlendi. 23 kadın şüpheli şekilde öldü. Her yıl yüzlerce kadın, yalnızca kadın olduğu için öldürülüyor. İsimler değişiyor, ama acılar hep aynı kalıyor. Bu topraklarda kadın olmak, sürekli mücadele etmeyi gerektiriyor. Her yıl, yüzlerce kadın, hayallerinden, ailelerinden ve yaşam haklarından koparılıyor. 2024 yılı sadece kadınlar için değil, çocuklar için de acı dolu geçti. Kadınlarla birlikte çocuklar da aile içi şiddetin, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bedelini en ağır şekilde ödedi.İsmini bildiğimiz Narin gibi, Şirin gibi, Sıla bebek gibi ya da ismini bilmediğimiz, çaresizlik içinde izlemek zorunda kaldığımız, varolan yasaları uygulayamadığımız için koruyamadığımız nice çocuk… Onlar için buradayız. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde bir yol haritası olan İstanbul Sözleşmesi, kadınların yaşam hakkını koruyan en güçlü araçtır. Bu sözleşmeden çıkılması, kadınları şiddetin ve cinayetlerin ortasına terk etmektir. Buradan sesleniyoruz: İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirin! Kadınların yaşam hakkını koruyun! Şiddeti önlemek için etkili ve kararlı politikalar geliştirin! 6284 sayılı Kanun’un etkin uygulanması için derhal adım atılmalıdır. Kadınlar korunmalı, failler cezasız bırakılmamalıdır. Koruma kararlarının kağıt üzerinde kalmadığı bir sistem kurulmalı, kadınların güvende olduğu bir yaşam sağlanmalıdır. Artık Yeter!Biz kadınlar, bu ülkede şiddetin sıradanlaşmasına, adaletin gecikmesine ve haklarımızın yok sayılmasına asla izin vermeyeceğiz. Bugün buradan taleplerimizi bir kez daha dile getiriyoruz: Kadına yönelik şiddetin tüm boyutlarıyla ele alınarak, koruma ve önleme mekanizmalarının güçlendirilmesini, Şiddet faillerine uygulanan cezasızlık politikalarına son verilmesini, 6284 sayılı Kanun’un ve İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanmasını, Toplumda şiddeti besleyen cinsiyetçi tutum ve kalıp yargıların eğitimle ortadan kaldırılmasını,Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal alanda güçlendirilmesi için kapsamlı politikalar geliştirilmesini istiyoruz. Edirne Kadın Dayanışması olarak haykırıyoruz:
Kadına yönelik şiddet insanlık suçudur!
Kadınların yaşam hakkı pazarlık konusu olamaz!
Haklarımızdan ve hayatlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz! Yaşasın kadın dayanışması!” dedi.