Ömrünü denize adayan 81 yaşındaki Ali Hiçsolmaz, 1950 yılından bu yana denizle kurduğu güçlü bağı sürdürüyor.
Çocuk yaşta balıkçılık yapmaya başlayan 81 yaşındaki Ali Hiçsolmaz, 2019 yılında geçirdiği kaza nedeniyle denize açılmayı bıraksa da limandan ayrılamıyor. Hiçsolmaz, Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesindeki balıkçı barınağında ağ tamir ederek, denizle kurduğu güçlü bağı sürdürüyor.
Hiçsolmaz, 1950 yılından beri denizden kopamadığını ifade etti.
Hiçsolmaz, “1949 senesinde rahmetli annem vefat etmiş. Annem vefat edince 2 kardeş kaldık. Babama evlenmeyi teklif etmişler ama babam, ‘Ben çocuklarımı üvey anneye bırakmam, onlar benim yadigârım. Çocuklarıma hem analık da yapacağım hem babalık’ demiş. Nur içinde yatsın, bizi bu yaşlara kadar getirdi. Annem vefat edince mecburen babamızın yanına geliyorduk. Evde soba yanacak ama yakacak kimse yok, 5-6 yaşındaki çocuk soba yakabilir mi? O zaman balıkçılar kahvesine geliyorduk. Balıkçı ağabeylerimiz bir tek bizi kahveye alıyordu. O zaman 18 yaşının altındaki çocuklar kahveye giremiyordu. Biz kahvede beklerdik, her gün babamın gelmesini beklerdik. Daha sonra babamla denize gitmeye başladık. 1950 senesinden 2019’a kadar balıkçılık yaptık. 2019’da bir kaza geçirdim, kolum kırıldı. Baktım refleks yok, o yüzden 2019 yılında balıkçılığı bıraktım. 2019 yılından beridir daha tekneye bile binmedim. Ama her gün limana gelip her türlü ağı yaparım. Hem balıkçı arkadaşlara yardımcı oluyorum hem de harçlığımız çıkıyor. Kahve köşelerinde oturmaktansa buraya gelip hava alıyorum. 70 senenin verdiği bir şey var. Burayla bir bağım var, kopamıyorum.” diye konuştu.
Hiçsolmaz, balıkçılığın teknolojiyle değiştiğine de dikkat çekerek, “Köroğlu’nun bir deyimi var, ‘Delikli Demir çıktı mertlik bozuldu’ diye. Denizlere de bu saç tekneler girdi, radarlar girdi, balıkçılık teknolojiye döndü. Teknolojiye dönünce de ne var ne yok hepsini tutuyorlar. Yani bilinçsiz avcılık yapılıyor. Teknolojiyi kullanmayacak mısın? Tabii ki kullanacaksın. Ama her şeyin bir kararı vardır, hududu vardır.” şeklinde konuştu. Denizcilik tecrübelerini de paylaşan Hiçsolmaz, “Bizim zamanımızdaki havalar esmiş olsa var ya, şimdi şu denize gidenlerin yarısı telef olurdu. Biz de atalarımızdan gördük mesela. Şimşek çaktığı zaman, gök gürlediği zaman nereden ne gelecek onlardan öğrendik. Ne havalara tutulduk ama atalarımızdan öğrendiklerimizle, onlardan edindiğim tecrübelerle o havaları atlattık. Yani teknolojiye çok güvenilmez, teknoloji çok oynak olur. Eskiden havaların hareketine göre, bulutların hareketine göre hareket ederdik. Zaten hava sana önceden bildiriyor, ‘kaç’ diyor, ‘bir yerlere sığın’ diyor. Denizde en büyük fırtına sistir. Çünkü hiçbir yeri göremezsin. Pusulan, radarın yoksa karayı göremezsin.” ifadelerini kullandı.