Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Cengiz Fedakar, geçmişte Osmanlı İmparatorluğunun, Rusya-İsveç savaşından kaçan Kral Şarl’a yıllarca yardım ettiğini belirterek, “Fakat günümüz İsveç hükümeti, Türkiye’yi yıpratmak için PKK terör örgütüne destek veriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmek istemesi karşısında aldığı tavır, ülkenin güvenliği için çok doğru bir karardır.” dedi.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali devam ederken, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine girmek için resmi başvuruda bulunmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 ülkenin NATO’ya girmesine ‘Evet’ denilmemesi gerektiğini ifade etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrındaki haklı sebepleri anlatan Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Cengiz Fedakar, Osmanlı İmparatorluğu’nun Rusya-İsveç savaşından kaçan Kral Şarl’a yıllarca yardım ettiğini belirterek, günümüzde İsveç’in teröre destek vermesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Cengiz Fedakar, “Rusya’nın Ukrayna’ya işgal teşebbüsü nedeniyle İsveç ve Finlandiya NATO’ya üyelik başvurusunda bulunmuştur. Fakat Türkiye haklı gerekçelerle bu iki ülkenin NATO üyeliğine girmemesini istiyor. Oysa geçmişte Osmanlı döneminde İsveç ve Türkiye arasında münasebetler gayet iyidir. Türkiye’nin yardımları söz konusudur. 1709 Poltova Savaşında İsveç ve Rusya arasındaki savaşta İsveç mağlup olmuş ve İsveç Kıralı Demirbaş Şarl Osmanlı Devletine sığınmıştır. İlk önce Özil Kalesine daha sonra Bender Kalesine sığınmış ve burada kendisine bir ordugah tesis edilmiştir. Demirbaş Şarl Bender Kalesine yerleştirildikten sonra Sultan 3’üncü Abdülhamid’in iyiliğine de mazhar olmuştur. Kendisi maaşa bağlanmıştır. Çeşitli rakamlara göre değişen rakamalar var. 8 yüz ila 2 bin arasında askeri olduğu bilinmektedir. Osmanlı Devletinin İsveç kıralı Şarl’ı himayesine alması üzerine Rusya Şarl’ın iadesini talep etmiştir ama Osmanlı Devleti bunu reddetmiştir. Bu sebepten dolayı Osmanlı Devleti ve Rusya arasında 1711’de Prut Savaşı çıkmış ve Ruslar mağlup olmuştur. Savaşta Osmanlı Devletinde daha önce Ruslar tarafından alınan Azak Kalesi geri alındı. Anlaşma hükümlerinden bir tanesi de güvenle ülkesine dönmesi sağlanacaktı. İsveç Kıralı Şarl’ın dönüş güzergahı ise Lehistan, günümüz Polonya’sı üzerinden olacaktır. Lehistan’da o dönemde Rusların işgalinde olduğu için Şarl, ülkesine güvenli bir şekilde dönemeyeceğini dile getirmiştir. Rusya sözünde durmamış ve Lehistan’ı boşaltmamış ve İsveç kıralı Osmanlı İmparatorluğu’nda misafir edilmiş ve 1713 yılına kadar Bender Kalesinde kaldıktan sonra Edirne’ye getirilmiştir” diye konuştu.
Kral Şarl 1713 yılında Edirne’de Timurtaş Paşa Kasrında misafir edildiğini ifade eden Dr. Fedakar, Kral Şarl’ın Osmanlı İmparatorluğu’nda yaklaşık 5 yıl 3 ay 9 gün boyunca kaldığını belirterek, “Daha sonra Edirne’den Dimetoka’ya sevk edilmiş ve akabinde 1714 yılında kendi ülkesine dönebilmiştir. Kaldığı süre zarfında kendisine her türlü hürmet gösterilmiştir. Ülkesine döndükten sonrada Osmanlı sayesinde ülkesinde devletini yönetmeye devam etmiştir. Günümüz İsveç’in politikalarına baktığımız zaman Dönemin Osmanlı Türkiye’sinin yaptığı iyilikler mukabilinde Demirbaş Şarl’ın tabir yerindeyse kemikleri sızlamaktadır. Avrupa’nın başak güçleriyle hareket eden İsveç’in bu Politikalarından vazgeçmeleri için Türkiye ellindeki kozu sonuna kadar kullanmalıdır. Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda göstermiş olduğu tutum oldukça yerindedir. Çünkü bu 2 ülke terör örgütlerine desteği kesmediği sürece NATO’ya giremeyeceklerini anlamaları gerekmektedir. Bu ülkelerden özellikle İsveç, Avrupa’nın başak güçlerinin piyonu durumundadır. Çünkü bu ülkeler Türkiye’yi doğrudan karşılarına alamayacağından dolayı İsveç gibi küçük ülkeleri kullanmaktadırlar. İsveç teknoloji düzeyinde biraz ileride olduğundan dolayı bu yolla terör örgütlerine destek vermektedir. Türkiye geçmişte Yunanistan ve Fransa’nın NATO’ya girmesiyle ilgili göstermiş olduğu tutumu göstermemelidir. Aynı hataya düşmemelidir. Çünkü Türkiye daha güçlüdür ve gereken dirayeti NATO konusunda göstermelidir” dedi.