Edirne Kent Konseyi Başkanı Nihat Çolak, Marmara’da yaşanacak bir depremden Edirne’nin de etkilenmesinin muhtemel olduğunu söyleyerek, tespit edilen riskli alanlara dikkat çekti. Edirne’nin depreme karşı en riskli bölgesinin Menzilahır Mahallesi olduğunu açıklayan Çolak, “tespit edilen yerde yıllardır bir türlü çözüm getirilemedi. Hala daha buradaki vatandaşlarımız sağlıksız, güvensiz, niteliksiz yapılarda yaşıyor” dedi.
Edirne Kent Konseyi Başkanı İnşaat Mühendisi Nihat Çolak, basın mensuplarına yaptığı açıklamada felaketlere depremin değil binaların neden olduğunu söyleyerek, “Böyle afetleri yaşamamızın tek sebebi, bilimi ve tekniği yapılarımızda uygulayamamak ve yanlış yapılaşma alanlarında bina üretmek” dedi.
Çolak, “Bugün Marmara’da yaşanacak büyük bir depremde Edirne merkezinde yıkım olmayacağının kimse garantisini veremez. Bu yıkımların özellikle zeminden kaynaklandığı, zeminde sıvılaşma nedeniyle oluştuğu, yapı sürecinde nitelikli mühendislik hizmeti almadığı nedeniyle oluştuğunu açıkça gördük. Mühendislik hizmeti almayan yapılar dere yatakları gibi yanlış alanlarda oluşturulan yapılaşmalar, riskli alandır. Edirne’de de riskli alan tespit edildi. Menzilahır bölgesinde riskli alan tespit edildi, fakat yıllardır herhalde bir rant olmadığı için buraya bir türlü çözüm getirilemedi. Hala daha burada yaşayan vatandaşlarımız sağlıksız, güvensiz, niteliksiz yapılarda yaşıyor.
Kentsel dönüşüm uygulaması kanunu Türkiye’de ne yazık ki bir ranta dönüştü. Kentsel dönüşüm adı altında vatandaşlarımız müteahhitlerin insafına bırakıldı. Halbuki kentsel dönüşüm kamusal bir sorun. Bu bizim bir ülke sorunumuz, biz bir deprem ülkesiyiz. Bunun kamu eliyle çözülmesi gerekir” dedi.
TOKİ’nin 81 ilde yapacağı konut projesine değinen Çolak, bunun bir seçim yatırımı olduğunu öne sürerek, bu konudaki endişelerini dile getirdi.
Çolak, “TOKİ 81 ilde konut projesiyle yine farklı bir rant peşinde, seçim rantı peşinde. Seçimler yaklaşınca 81 ilde TOKİ konutlarının yapılacağını ilan etti. Burada yine kentliler olarak endişelerimiz var. TOKİ’ye üretilecek arazilerin tarım alanlarından çevrileceği endişesini yaşıyoruz. Yine kentimizde kent merkezinde oluşan nitelikli değerli alanlarının TOKİ’ye verileceğinin endişesini yaşıyoruz. Buradaki sorun şu; kentlerde demokratik planlama süreci, kentin dinamiklerini mimar mühendislerini katıp bir planlama süreci yaratmazsanız konut sorununu mimar mühendis ve kentin dinamikleriyle ele almazsanız kentin sahipleriyle birlikte ele almazsanız bu sorunların üstesinden gelebileceğini düşünemiyorum. Mesele kamusal bir meseledir, çözüm de kamu eliyle hep birlikte olacak bir meseledir” dedi.
