Türkiye’de son dönemde yaşanan bebek ölümleri, çocuk istismarları ve çocuk kayıpları gibi olaylar karşısında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın sessizliğini koruduğunu belirten Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanı Burcu Birgül Çolak, Bakan Göktaş’ı istifaya davet etti.
Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Merkez İlçe Kadın Kolları, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Merkez İlçe Başkanlığı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına; CHP Edirne Merkez İlçe Başkanı Yücel Balkanlı, CHP Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanı Burcu Birgül Çolak, ilçe kadın kolları yönetimi ve partililer katılım gösterdi. Basın açıklamasını yapan Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanı Burcu Birgül Çolak, bebek ölümleri, çocuk istismarları gibi olaylar karşısında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın sessizliğini koruduğunu ifade etti ve Göktaş’ı istifaya davet etti.
Çolak tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nün amacı; dünyanın her yerinde yaşamını zor koşullar altında geçiren, yaşam mücadelesi veren, yoksulluk içinde yaşayan çocukların korunması ve sefaletin, savaşın hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukların koşullarının iyileştirilmesidir. Türkiye ise 1990 yılında ‘Çocuk Hakları Sözleşmesini’ kabul etmiş ve uluslararası bağlayıcılık kazanmıştır. Ancak bu sözleşme de tıpkı diğer sözleşmeler gibi Türkiye’nin uluslararası bağlayıcılığının olduğu fakat ‘gelir, geçer’ olarak görülen sözleşmelerden biri olarak rafa kaldırılmıştır. Rafa kaldırılmıştır diyoruz çünkü ne 2011 yılında yürürlüğe koyulan ‘Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ olan Lanzarote ne ‘6284 varken İstanbul Sözleşmesine ne gerek var?’ dedikleri 6284, ne de bizleri bugün açıklama yapmamız için buraya toplayan günün bağlayıcı sözleşmesi olan Çocuk Hakları Sözleşmesinin gereklilikleri uygulanmıyor. Gereklilikler uygulanmazken bizler bir avuç toprağın üstüne atıldığı çocukların yasını tutuyor, olay yeri haline getirdikleri bebek küvözleri için mahkeme salonlarında adalet arıyoruz. Ancak geldiğimiz noktada adalet birilerinin elinde oyuncağa dönüşmüş, çocuk hakları, insan hakları ayaklar altına alınmış, imzacı oldukları bağlayıcı sözleşmelere de tıpkı meclis önergelerine dedikleri gibi ‘Hayır’ denmiş, ülke acı içindeyken kendileri için her türlü imkanı kullananlar; 5 çocuğu 18 kez ziyaret etmelerine rağmen alevlere mahkum etmiştir. Halkın feryadı da isyanı da sarayın kapısından içeri girememiştir
Bugün geldiğimiz ‘kör’ noktada iktidar; kaybolan çocukların verisini vermeye tenezzül etmezken, sorumlusu olduğu çocuk istismarlarını ve çocuk katliamlarını ‘kınamaktan’ başka bir şey yapmazken, kahkahalarla çocuk istismarlarını araştırmayı reddetmiştir. Bugün geldiğimiz ‘kör’ noktada iktidar; 22 yıllık acının hesabını vermek yerine ‘hayret bir şey anlayamıyorum’ demiştir. İnanın bizler de hayret ediyoruz. Ancak biz anlıyoruz. Ahmak dediğiniz bu ülkenin her ferdi anlıyor. Sizin neden anlamadığınızı da, çocuk cinayetlerini araştırmaya neden ‘HAYIR’ dediğinizi de anlıyor. Yarattığınız toplumsal çürümenin sebebini de anlıyor; Leyla’yı, Rabia Naz’ı, Oğuz Arda’yı, Müslüme’yi ve sorumlusu olduğunuz binlerce çocuğun kaybını neden unutturmaya çalıştığınızı da anlıyor.
Gelelim iktidarın günlerdir sessizliğini koruyan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanına. 5 çocuğun yangında hayatını kaybettiği gün mecliste nöbetçi Bakandınız. Bu acı durum hakkında tek bir açıklama yapmayıp, makamınıza ziyarete gelen milletvekillerinizi ağırladığınız görseller paylaştınız. Siz unvanınız olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ifadesinin neresindesiniz? Ne Ailede ne de Sosyal Hizmette değilsiniz. Olaydan 1 gün sonra ‘Güçlü Aile, Güçlü Toplum, Güçlü Türkiye’ başlığı altında Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu’nun ilk toplantısını gerçekleştirdiniz. Siz göreve geleli neredeyse 18 ay oldu ve aileyi korumak da, güçlendirmek de şimdi mi aklınıza geldi? Sayın Özdemir, artık ne aile var ne toplum ne de güçlü bir ülke. Bebekler küvözde öldürüldü, çocuklar yanarak öldü, genç bir kız annesinin gözü önünde vahşice katledildi, küçücük bir çocuğun bedeni küçücük bir köyde 19 gün sonra bulundu, Leyla’ya kıyanların tek bir tanesi bile tutuklu değil ve siz tek bir açıklama yapmadan 18 ay sonra ilk kez toplantı yapıyorsunuz. Siz ülke yangın içindeyken hala tek kelime etmeden Yenidoğan çetesi davasından 1 gün önce Çeşme 7. Olağan İlçe Kongrenizde gülerek poz veriyorsunuz. Günler önce, sessizliğinizi ya sorularımıza ithafen bozup istifa etmenizi ya da suskunluğunuzla istifa etmenizi söylemiştik. Suskunluğunuzu korudunuz ancak istifa etmediniz. Şimdi sorularımızı da tekrar soruyoruz, istifanızı da tekrar talep ediyoruz. Sayın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yayınladığı 2024 Bütçe Teklifi raporlarından elde ettiğimiz, yani sizlerin verilerine ilişkin sorularımızı makamınızda misafir ağırlamaktan ve ilçe kongrelerine gitmekten fırsat bulup cevaplayacağınızı ümit ediyoruz. Ya suskunluğunuzu sorularımıza ithafen bozup istifa edin ya da ülkeyi içinde bıraktığınız yangını görüp suskunluğunuzla istifa edin.”