AKALIN: KÜÇÜK ÇİFTÇİ MAĞDUR OLDU

İYİ Parti Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, ürünlerini bekletme şansı olmayan küçük çiftçilerin buğdaylarını düşük fiyatlardan satmak zorunda kaldığını ve zarar ettiğini belirterek, “7 liraya mal edip 5 liraya ürün satmak zorunda kaldılar. Özellikle küçük çiftçilerimiz yok olma aşamasına geldi.” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından buğdayın 8 bin 250 TL’den alınacağının duyurulmasına rağmen ürünlerini bekletme şansı olmayan küçük çiftçilerin ürünlerini düşük fiyattan satmak zorunda kaldığını ve bunun sonucunda büyük mağduriyet yaşadıklarını ifade etti.


Akalın, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Buğdayda bir taban fiyat belirlendi ama ofis maalesef alamadı. Bunun sonucunda küçük çiftçimiz borsada taban fiyatın çok altında vermek zorunda kaldı. 4,5 liradan 5 liradan buğdayını verdi. Tabi ki büyük çiftçiler, borcu olmayan, çiftçiler, deposu olan çiftçiler deposunda malını tuttu ve ya uzun tarihli randevuyu aldı ve bekledi. Ama küçük çiftçinin borcu var; satmak zorunda kaldı ve maliyetinin altında sattı. Bütün mesele bu. Bunun sonucunda ne olacak. Her zaman söylediğimiz gibi bölgedeki köylerimiz boşalıyor. 7 liraya buğdayı mal ederseniz 5 liradan satarsanız o köylümüzü, çiftçimizi köyde tutamayız. Küçük çiftçimiz kaçıyor. Sonra ne oluyor? Birileri geliyor köylerimizin arazilerini satın alıyor. Kimin aldığını da bilmiyoruz. Bakın iki hafta önce bir soru önergesi verdik mecliste. Dedik ki; Edirne ili ve bütün ilçelerindeki arazilerin kimlere satıldığını, özellikle kimlerin aldığını sorduk. Hala sorularımıza cevap bekliyoruz.  Bazı köylerimizde köylülerin tarla sahipliği oranı yüzde 30’lara düşmüş. Yüzde 70’ini yabancı aldı. Kimin aldığını da bilmiyoruz. İşte bu yanlış politikalar yüzünden tarım anlaşmaları oldu ama bunun ötesinde biz kendi yerli üreticimizi düşünmek zorundayız. Benim küçük çiftçim neden 5 liraya sattı buğdayını? Maliyet hesabı yaptı. Bunu hükümet yaptı. 7,5 lira dedi. 5 liradan sattı çiftçimiz. Yazık günah değil mi? Bu çiftçinin yaşaması mümkün mü? Yaşayamıyor ve arazisini satıyor, buradan gidiyor. Ondan sonra biz burada bizim arazimizi kim aldı diye araştırıyoruz. Bu hükümetin politikaları neticesinde oluşan bir durum. Yani tamamen ithalatçıya endekslenmiş bir tarım politikasıdır. Gümrük vergilerini indiriyorsunuz. İsteyen istediği kadar buğdayını, ayçiçeğini getiriyor. O iş bittikten sonra diyorsunuz ‘biz gümrük vergilerini arttırdık’. Zaten getiren getirdi. Bu saatten sonra arttırsan ne olur arttırmasan ne olur.  İşte tahıl koridoru olsa ne olur olmasa ne olur. Önemli olan bizim çiftçimizin durumu. Bizim çiftçimizin durumu bu.  Özellikle küçük çiftçimiz yok olma durumunda. 7 liraya mal ediyor 5 liraya satıyor.  Maalesef durum budur.” dedi.