Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şube Başkanı Celil Özcan, Kabotaj ve Denizcilik Bayramının 97’nci yıldönümü nedeniyle yayınladığı kutlama mesajında, “Ulusumuzun ve tüm denizcilerimizin Bayramı kutlu olsun.” ifadelerine yer verdi
Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şube Başkanı Celil Özcan, 1 Temmuz Kabotaj ve Denizcilik Bayramı’nı kutladı. Özcan, kabotaj bayramı ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Bir ülkenin kendi karasularında ve kendi limanları arasında gemi işletme ve her türlü liman hizmetlerini kendi kontrolünde bulundurmasına kabotaj denir. Osmanlı devletinin önce duraklama, sonra da gerilime sürecine girmesiyle birlikte, Fransa’ya verilen imtiyazlar kapsamında İngiltere, Rusya, Avusturya gibi devletler de Osmanlı Devleti’nin egemenliğini sınırlayan ve Osmanlı ekonomisinin gelişmesine hatta çökmesine neden olan daha geniş haklar elde etti.
Kapitülasyon olarak adlandırılan anlaşmalar, iki taraf için geçerli olsa da ekonomisi güçlü olan taraf daha fazla fayda sağlar. Kabotaj hakları bağlamında da limanların işletilmesi dahil deniz ulaştırması yabancılara bırakılmış, verilen imtiyazlar neticesinde Türk gemiciler, kendi limanlarında gemi işletemeyecek hatta balıkçılık ve süngercilik gibi faaliyetleri bile gerçekleştiremeyecek duruma geldi.
Kabotaj hakkından kendi vatandaşlarının yararlanması ve milli ekonomiye önemli bir katkı sağladığı fikrinden hareket eden devletler, yabancı bayraklı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir.
30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros ateşkes anlaşması ile boğazlar ve limanlar yabancı ülkelerin yönetiminin eline geçti. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ülkenin yeniden ayağa kalkması gerekiyordu, bu sebeple Atatürk yeni ekonomik girişimlerde bulunulması gerektiğini gördü. 4 Mart 1923’de İzmir’de Türkiye İktisat Kongresi toplandı. Bu kongrede yeni Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ekonomisine güç sağlayabilecek çözümler konuşuldu. Osmanlı İmparatorluğu’nun duraklama ve çöküş döneminde yabancıların tekeline terk edilen denizlerimizin, 1. İzmir İktisat Kongresinde milli ekonomi kurmayı hedefleyen yeni Türk Devleti’nde “Türk karasularında yük ve yolcu taşımacılığının Türk gemileriyle yapılması sağlanmalıdır” görüşü benimsenmiştir. 20 Nisan 1926’da Kabotaj kanunu kabul edildi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendi limanlarına ve yurttaşlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalık olan Kabotaj Kanunu, 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe girdi. Türk limanları özgürlüğüne kavuştu.
Bu yasaya göre; akarsularda, göllerde, Marmara denizi ile boğazlarda, bütün kara sularında ve bunlar içinde kalan körfez, liman, koy ve benzeri yerlerde, makine, yelken ve kürekle hareket eden araçları bulundurma; bunlarla mal ve yolcu taşıma hakkı Türk yurttaşlarına verildi. Ayrıca; dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi. Yabancı gemilerin yalnız Türk limanlarıyla yabancı ülkelerin limanları arasında insan ve yük taşıyabileceği kabul edildi. Osmanlı Devleti’nin kapitülasyonlar çerçevesinde yabancı ülke gemilerine tanıdığı ayrıcalıklar Lozan Barış Antlaşması’yla 1923 yılında kaldırılmıştı.
Lozan Antlaşmasından önce, bütün milletler bizim karasularımızda kabotaj hakkına sahipti. Yani bütün devletler limanlarımıza gelip istedikleri gibi ticaret yapıp denizlerimizi kullanıyorlardı. Ancak bu hak, Lozan Antlaşmasının 10. maddesi hükmü gereğince Türk Bayrağı’nı taşıyan gemilere ve Türk vatandaşlarına geçti.
Lozan Antlaşmasının bu temel hükmüne dayanarak 1926’da yürürlüğe giren Kanunun A fıkrası şöyledir: “Türkiye kıyılarında mal ve yolcu taşımak, limanlarda, limanlar arasında çekme, kılavuzluk, her türlü liman hizmetleri Türk Bayrağı’nı taşıyan gemilere ve teknelere münhasırdır.” Bu haklar 1 Temmuz 1926’dan itibaren kesin olarak kullanılmaya başlandığı ve Türkler’e geçtiği için, her yıl 1 Temmuz günü, Denizcilik Bayramı olarak kutlanır.
Üç tarafı denizlerle çevrili ve sahil şeridi uzunluğu 8333 km olan denizlerimizde, ticareti geliştirmek amacıyla her türlü yük ve yolcu taşıma hakkının Türk gemilerine tanınmasını sağlayan Kabotaj Kanunu’nun, “Mavi Vatan” diye adlandırdığımız Türk karasularımızdaki ulusal çıkarlarımız ile egemenlik haklarımız açısından korunması büyük önem taşımaktadır.
Denizi medeniyet olarak gören Atatürk; “Denizciliği Türk’ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız” ifadesi ile bu yolda önemli adımlar atılması gerektiğini belirtmiştir.
Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu olarak, denizciliğimizin tanıtılması, sevdirilmesi ve yaygınlaştırılması yolunda Kabotaj ve Denizcilik Bayramı’nın ve Kabotaj Kanununu 97. Yıldönümünün Ulusumuza ve tüm denizcilerimize kutlu olmasını diliyoruz.”