Edirne Laik Bilimsel Eğitim Çalışma Grubu adına 2023 yılı Edirne Eğitim Değerlendirme konulu basın toplantısı yapan Benay Gürsel, okullarda yaşanan sorunların ivedilikle çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtti.
Edirne Laik Bilimsel Eğitim Çalışma Grubu tarafından ‘2023 Edirne Eğitim Değerlendirme’ konulu basın toplantısı düzenlendi. Edirne Bilimsel Laik Eğitim Çalışma Grubu bileşenleri adına Benay Gürsel tarafından yapılan açıklamada, okullarda yaşanan eksikliklerin bir an önce giderilmesi gerektiğini ifade edildi.
Gürsel tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Her yeni yılın başında umut ettiğimiz tek şey; bu ülkede yaşayan çocukların daha sağlıklı, daha güvenilir ve daha iyi şartlarda bir hayat sürmesidir. Ama 2023 yılında bu umudumuzun yitip gittiğini gördük. Onlara sağlanan şartların daha da kötüleştiğine tanıklık ettik. Seçim öncesi her öğrenciye okullarda bir öğün ücretsiz yemek vereceğini söyleyen iktidar, bırakın bir öğünü, birkaç ay anasınıflarında vermiş olduğu yemeği de vermemeye başladı. Ekonomik tedbir kararları hiçbir siyasi karar alıcıları etkilemezken ilk etkilenen her zamanki gibi düşük gelir sahibi ailelerin çocukları oldu. Kentimizde eğitim gören yüzlerce çocuk bu karardan etkilenmesine rağmen Edirne Valiliği’nin dezavantajlı bölge okullarına kahvaltı olarak verdiği simit, poğaça ve içecekler olumlu bir adımdır. Ancak buradan bir kez daha yinelemek isteriz ki; bu menünün yumurta, peynir, bal gibi sağlıklı beslenme programına uyması ve diğer okullarımızda da uygulanmaya başlanması bir ihtiyaç ve zorunluluktur. Pansiyonlu okullarımızdan bazıları ile taşımalı eğitim veren okullardaki yemekler için ise sorunlar yerinde saymaktadır. Okulda ya da okul dışında yenen yemekten olan zehirlenmelere yer veren haberleri basından maalesef izlemekteyiz. İmam Hatipler dışındaki, özellikle taşımalı eğitim veren okullarımızda yemek verilmesi başta İl Milli Eğitim Müdürlüğü olmak üzere tüm yetkili makamlardan beklemekteyiz. Ayrıca İmam Hatip okullarında verilen yemek ile diğer okullardaki yemeklerin farklı olmasını da anlamakta güçlük çekiyoruz. Hemen her öğün et yiyebilen İmam Hatip okullarının öğrencilerine olan menü diğer okullarımızda neden farklıdır ki, bunun gerekçesi açıklanmalıdır.
Çocuklarımız için diğer önemli bir konu ise içilebilir suya erişimdir. Edirne ili tamamında okullarımızda bu sorun çözülmüş olmasına rağmen sebillerinin periyodik bakımlarının önemini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bakım ve kontrolleri yapılmamış sebillerin çocuklarımızın sağlığını tehdit edeceği apaçık ortadadır.
Önümüzdeki yerel yönetimler seçimlerinde adayların özellikle çocuklarımız için somut vaatlerinin ne olacağını bilmek istiyoruz. Öncelikle öğrenciler için ‘okula gidip gelirken ücretsiz ulaşım’ hakkının sağlanmasını programlarına dâhil etmeleri anlamlı olacaktır.
2023 yılında eğitimi ilgilendiren bir durum da ülkemizde uyuşturucu kullanımının dokuz yaşına kadar inmiş olmasıdır. Yapılan araştırmalar uyuşturucuya yönlendirme alanlarının okul yakınları ve eğlence merkezleri olduğunu göstermiştir. Bu nedenle ailelerin çocuklarını gözlemeleri ve okul yakınlarında denetlemesinin yapılması, güvenlik elemanlarının bir an önce okullarda ve pansiyonlarda görevlendirilmesi önemlidir.
Geçen yıl çalışma grubu olarak en çok üstünde durduğumuz sorun yeni yerleşim bölgesinde ihtiyaca cevap vermeyen okul sayısının ve dolayısıyla donanım bakımından yetersizlikleri olmuştu. Yaşanan deprem felaketi sonrasında ise okullardan bazıları yıkılmış bazıları ise güçlendirme çalışmasına alındığından öğrenciler başka okullara nakledilmiş ve ikili eğitime geçilmiştir. Sonuç olarak kentimizde devlet okul sayılarının artmasını beklerken tam tersi azaltılmış, özel okul sayılarında artışın önü açılmıştır.
İlimiz bakanlık yetkilileri bakanlıktan gelen protokol zorlamaları yerine ilimize gerekli çalışmalara ağırlık vermelidir. Örneğin 13 binden fazla aileye kahve içme ziyaretleri yerine kaç devamsız öğrenciyi eğitime katabilmiştir? Okul devamsızlığının ana sebepleri olan ulaşım, kırtasiye veya beslenme sorununu çözmek adına yetkililer neler yapmıştır? Okul çağında ailenin ekonomisine katkı için hayata sürüklenmiş ve sağlık sorunu ile adli sorun ile karşılaşmış kaç öğrencimize çare üretilmiştir? Bunları bilmek hepimizin hakkıdır.
Eğitim konusunda laik, bilimsel ve kamusal eğitimden sapmalar ise çok bilinçli ve planlı şekilde uygulamaya konmaktadır. Örneğin; özel okullar müfredatlarını matematik, fen bilimleri ve en az iki yabancı dil dersi ile ilerletirken, Bakanlık okullarında yönlendirilmiş, kısıtlanmış tercihler sonucunda imam, vaiz, kuran öğreticilerine ders verme olanağı yaratılmıştır. Ayrıca protokollerin sayısını daha da artıracağını söylemekten çekinmeyen Milli Eğitim Bakanımız oldu.
Sayın Bakan; STK dediği dini referansları önceleyen vakıf ve dernekler ile protokol yapmayı, çocukların dağa gitmesini önlediği tezine dayandırmaktadır. Ki bu anayasal bir suçtur ve değişik kurumlar tarafından kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur.
Ayrıca Bakanın iddiasına göre devlet okullarındaki öğretmenler yetersizdir ki Diyanet İşleri Başkanlığı ve aynı amaçlı vakıf ve derneklerden manevi danışman adı ile görevlendirmeler yapılmaktadır. Bu kabul edilemez bir değersizleştirme ve suçlamadır. Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda oturan kişinin bu durumda beyan vermesi kabul edilemez.
Edirne’de ÇEDES kapsamında 62 okulda din görevlisinin resmi yazı ile görevlendirildiğini biliyoruz. Şimdiye kadar okullarımızda derslere girildiğini duymadık. Umarız ki bu görevlendirmelere kâğıt üzerinde kalır. Çünkü okullarda yalnızca öğretmenlerin ders verebileceğini, yapılan bu uygulamanın Anayasaya ve Cumhuriyetimizin temel kuruluş ilkesi olan laikliğe aykırı olduğunu biliyoruz.
Bu nedenle bu görevlendirmeler geri çekilmelidir. Okullarımızda ne eğitim çalışanı, ne veliler ne de Edirne halkı olarak din görevlilerinin ders vermesine izin vermeyeceğimizi ilgili kurumlara bildirmek isteriz.
Edirne’de gerçek anlamda çocuklarımızı düşünüyorsanız imama değil rehber öğretmene, özel okula değil mevcutları ve donanımları bilimsel ölçütlere uygun olan devlet okullarına, göstermelik değil sağlıklı ve besleyici okul yemeğine, anasınıflarında mescide değil konteynır olmayan ve ücretsiz okul öncesi kurumlarına yatırım yapın.
Cumhuriyet devrimlerimizin ardımızda bıraktığımız 100. yaşını kutluyor ve nice yüzyılları yaşayacağımıza inançla tekrar ediyoruz;
‘Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyedir. Medeniyetin emrettiğini ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir.’”